Başbakan canlı yayında soruları yanıtladı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün gerçekleştirilen 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarından memnun olduğunu belirterek, ''Sendikalarımız bu defa gerçekten güvenlik güçleriyle çok iyi bir diyalog içinde oldular, ellerinden gelen bütün tedbiri aldılar'' dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığında Show TV'de yayınlanan ''Siyaset Meydanı Seçim Özel'' programına katılarak, Ali Kırca ve Tuba Atav'ın sorularını yanıtladı.
Erdoğan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün yurt genelinde sakin geçtiği hatırlatılarak, ''Daha önce de böyle kutlanamaz mıydı?'' sorusu üzerine, ''Tabii bu sorunun önce sebep netice ilişkilerini değerlendirirsek, her şeyden önce biz göreve geldiğimizde biliyorsunuz 1 Mayıs kutlaması diye bir şey yoktu. Biz sendikalarla aramızda bu tür görüşmeler olduğunda, 'Biz bunu yaparız, bu işi yaparız, bütün mesele buradaki özellikle barışı nasıl temin edeceksiniz? Arada herhangi bir sıkıntı olacak mı? Bunu bir defa sendikalar olarak kendi aranızda halletmeniz lazım' dedik'' diye konuştu.
İllegal örgütleri sokmamak gerektiği konusunda sendikaları uyardığını bildiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Güvenliği sağlamak, illegal örgütlerin sızmasını engellemek, geçmişte olduğu gibi bizim insanlarımızın öldürülmesine izin vermememiz lazım. Yani geçmişteki olayı tekrar biz yeni Taksim yaşamamamız lazım. İşte bunun için de tabii tedbirleri almak gerekiyor. Nitekim dikkat edilirse orada geçen yıl sendikalar birbirine girdi. Kendi aralarında sıkıntılar yaşandı, ondan öncekinde illegal örgütler sızma yaptı.
İllegal örgütler sızma yapınca tabii ki güvenlik güçleri de buna karşı gerekli olan tedbiri, önlemi alması gerekiyordu. Ben tabii bu yıl için gerçekten mutluyum, memnunum. Şundan dolayı; sendikalarımız bu defa gerçekten güvenlik güçleriyle çok iyi bir diyalog içinde oldular, ellerinden gelen bütün tedbiri aldılar. Bu tedbiri almanın da yanında, örneğin orada bir sendika temsilcisi konuştu ve burada da mesela kalkıp 'Üçümüz de konuşalım' gibi bir yarışın içine girmediler. Birbiriyle bu işi daha da kolay kıldılar ve bunun yanında eğlence, müzik gösterileriyle falan bu işi adeta bir bayrama dönüştürme olayı oldu ki Türkiye genelinde de İçişleri Bakanımdan, vali arkadaşlarımızdan aldığım raporlarda, o sizlerin söylediği birkaç olayı bile biz olay olarak kabul etmiyoruz. Çok çok münferit bir şey ve temenni ederiz ki bundan sonraki yıllarda da yine aynı şekilde devam etsin ve bizler de tabii AK Parti iktidarı olarak 1 Mayıs'ı işçilerimizin bu şekilde kutlamasının yolunu açan bir yasayı çıkarmanın mutluluğu içerisinde, sonraki süreçte de herhalde bizim buna bir katkımız kayıtlara girmiş olacak.''
'BİZ SURİYE'NİN PARÇALANMASINI, BÖLÜNMESİNİ ASLA İSTEMİYORUZ'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'nin parçalanmasını, bölünmesini asla istemediklerini belirterek, ''Suriye, özellikle de bu bölünmeye fırsat verecek herhangi bir çıkışa müsaade etmemeli'' dedi.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığında Show TV'de yayınlanan ''Siyaset Meydanı Seçim Özel'' programına katılarak, Ali Kırca ve Tuba Atav'ın sorularını yanıtlayan Erdoğan, Suriye'deki olaylara ilişkin yöneltilen soru üzerine, Suriye olayına Libya olayı gibi bakmadığını, Libya olayını daha dış olay gibi gördüğünü söyledi.
Suriye'nin Türkiye ile tarihi birlikteleri çok ileri düzeyde olan, akrabalık ilişkileri yoğun bir ülke olduğunu belirten Erdoğan, ''Kuzey Afrika'daki gelişmelerden sonra bunun bir domino etkisi olarak buralara da sirayet eder mi endişesini hep taşıdık. Bunun için de son Şam seyahatinde kendileriyle (Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad) görüşme imkanımız oldu. Bu endişelerimizi orada da kendilerine dile getirdik'' diye konuştu.
Suriye'de 40 yılı aşkın süredir var olan olağanüstü halin kalkması gerektiğini, bunu çok daha önceki görüşmelerde de hep konuştuklarını, ayrıca tek parti dönemini aşmaları gerektiğini, bu gücün kendilerinde olduğunu ilettiklerini bildiren Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bakın dedim. 'Şoför olarak arabayı kullandınız, ben yanınızda oturdum. Beraberce Suriye caddelerinde dolaştık. Bu, bana ayrı bir mutluluk verdi.' Kendisine çok açık, net bir şey de söyledim. Beşşar'ın kendisi Nusayri, eşi Sünni'dir. Böyle bir özellik, kendisini aslında Suriye'de güçlü kılan bir yapı. Şu anda muhalefet edenlerin ciddi bir kısmı aslında başta Beşşar'a karşı çıkmıyorlardı. 'Bizim Beşşar'dan sıkıntımız yok' diyorlardı. 'Bizim sıkıntımız burada' diyorlardı. Burada rejimle ilgili olarak... 'Biz de partimizi kuralım, biz de bu yarışın içinde yerimizi alalım.' Siyasi tutuklulular noktasında ciddi sıkıntılar vardı, bunları ortadan kaldıralım. Samimiyet içerisinde de şunu söyledim, 'Siz Cumhurbaşkanı olmayın, ben de Başbakan olmayayım. Bir kardeş olarak birlikte konuşalım, birlikte dertleşelim.' Bu anlayış içinde bunları görüştük. Hatta bizim parti çalışmalarının ne boyutta olduğunu, nasıl olduğunu da inceletti. Dedik 'Bunları daha ileri aşamalara birlikte taşıyabiliriz. Gerekirse ekipler gönderirsiniz, bizim ekiplerin çalışmalarıyla birlikte buralarda paneller, sempozyumlar yapılır, burada bir yetişme fırsatı olur. Bunun demokratik parlamenter sistem için müşterek yaparız. Yeter ki siz bizden böyle bir desteği isteyin. Bu konuda deneyimlerimizi sizinle paylaşırız.' Tabii olumsuz bir bakış getirmedi, ama adımı da atmadı. Şimdi bu iş patladı.''
YAYLADAĞI'NDAN TÜRKİYE'YE GİRİŞLER
''Yapmayacağım, hayır demiyor, 'Yapacağım' diyor, ama bir yerden veya birileri tarafından bir engeller mi var, bir tereddüt içinde mi, bir kararsızlık mı yaşıyor, bunu doğrusu çözmekte sıkıntı yaşıyorum. Çünkü sonunda bu bizi vuracak. Yayladağı çıktı ortaya. Şimdi Yayladağı'ndan girişte insanlara kapılarımızı kapatamayız. Kapılarımızı açtık. Tedbirlerimizi aldık. Tedbirlerimizi daha da geliştiriyoruz, genişletiyoruz. Çünkü bunun devamı gelecek gibi görünüyor şu anda. Kendileriyle de irtibatlarımızı yine devam ettiriyoruz. Çünkü biz Suriye'nin parçalanmasını, bölünmesini asla istemiyoruz. Suriye, özellikle de bu bölünmeye fırsat verecek herhangi bir çıkışa müsaade etmemeli. Burada insanların özgürlükleri söz konusu. Bu özgürlük mücadelesinde de değerli dostumuz Beşşar Esad'ın tavrını çok kararlı koyması lazım. Bunlardan bir tanesi, 'Olağanüstü hali kaldırdım' dedi. Şimdi bunun fiili uygulamasını yapmalı. Nedir bu uygulama? İnsanlara kurşun sıkılmasın. Artık bunlar aşıldı. Bakıyorsunuz gaz bombası ve saire bunlarla birçok şeyler çözülebiliyor, ama sen kurşun sıkarsan bu olmaz.''
SURİYE'DEKİ YOLSUZLUK OLAYLARI
Erdoğan, ''Biz 8,5 yıl içinde eğer yolsuzlukla mücadelede başarılı olamasaydık ne devlet bankaları şu anda geldiğimiz noktaya gelebilirdi, ne merkez bankamız döviz rezervini bu noktalara getirebilirdi, ne biz IMF'nin borçlarını bu kadar rahat ödeyebilirdik. Türkiye'nin geldiği konum ortada. Kendi de bunu söylüyor. 'Türkiye'nin şu andaki kalkınması, gelişmesi bize gerçekten model' diyor'' dedi.