"Efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ben buradan cezaevine gittim. Cezaevine burada okuduğum şiirden dolayı gittim. O günkü Siirt'in durumunu biliyorum, bugünkü Siirt'in durumunu biliyorum. Yiğit düştüğü yerden kalkarmış ve biz buradan kalktık. Neden? Çünkü sizler Mart 2003'te de bu kardeşinizi, eniştenizi yalnız koymadınız, yüzde 84 ile Parlamentoya gönderdiniz'' dedi.

Erdoğan, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi.

Konuşmasına ''Eniştenize sahip çıktığınız için sizlere en kalbi şükranlarımı sunuyorum'' diyerek başlayan Erdoğan, Siirt'e, Siirtli kardeşlerine sevdalı olduklarını söyledi. Erdoğan, Siirt'in tarih boyunca medreseleriyle, ilim yuvalarıyla, alimleriyle, eserleriyle dünyaya yön verdiğini belirtti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun birkaç hafta önce Siirt'e geldiğini anımsatan Erdoğan, ''Önce Veysel Karani Türbesi'nde kameraların önünde duasını etti. Allah kabul etsin. Bu meydanda Siirtlilere, bana hakaret etmek isterken ölçüyü, izanı kaçırarak, aşarak içindeki hezeyanı ortaya dökerek, 'Statükonun Allah'ı Ankara'dadır' dedi. Rabbimize edepsizce dil uzattı. Siirt, buna gereken cevabı verdi, Siirt bu edep dışılığa gereken cevabı verdi, ama bunların çoğu aynı'' dedi.

İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı girişinde, ''Her nefis ölümü tadacaktır' yazdığını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

''Profesör bir bayan bunun için 'çok sinir bozucu' diyor. Profesör olmuş, ama bunun ayet olduğunun farkında değil. Zannetti ki herhalde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın sözü. Halbuki yarın ölecek, öldüğü zaman, tabutun üzerinde bir örtü o örtüde ne yazıyor? 'Her nefis ölümü tadacaktır'. Yarın hepimiz ölmeyecek miyiz? Öleceğiz. Hocaefendinin önüne geleceğiz, musallaya koyacaklar bizi. cumhurbaşkanı bile orada. Hocaefendi cumhurbaşkanı, başbakan, trilyarder, profesör niyetine mi diyecek? Er kişi, hatun kişi niyetine diyecek. Gerçek eşitlik, gerçek adalet orada. Orada ayrım yok. Kefenin belli, atlastan kefen var mı? Patiskadan kefen. Kefene saracaklar, ondan sonra da iki metreküp mezara koyacaklar. Ondan sonra da zaten yanına da bir daha kolay kolay uğramazlar. Geride bir şey bırakmışsan hayırla yad edilirsin, bırakmamışsan 'bundan kurtulduk' derler. İşte 'Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer'. Bunu yapacağız. Bu yola bunun için çıktık. Onun için biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik.''

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''istismarından'' bıktıklarını ifade eden Erdoğan, ''Yalanlarından bıktık. Akşam yalan, sabah yalan. Artık cevap yetiştirmeye, takip etmeye ne benim ne arkadaşlarımın gücü yetiyor. Çok da pişkin, yüz kızarmaz, böyle bir yapısı var'' diye konuştu.

''SİZE SIRTLARINI DÖNDÜLER''

Başbakan olarak Siirt'e 15. gelişi olduğunu, bir önceki gelişinde 32 eseri Siirt'e kazandırdıklarını anlatan Erdoğan, yarın da Van'da miting yapacağını belirterek, o mitingi Siirtlilerin de izlemesini istedi.

Doğu ve Güneydoğu illerinin her açıdan çok büyük bir potansiyel barındırdığını vurgulayan Erdoğan, Siirt'in bugün olduğundan çok daha ileri seviyelerde olması gerektiğini belirtti.

Siirt'e üretilen süt, tereyağı, bal, kilim, battaniye gibi ürünlerin dünya pazarlarında aranan ürünler arasında olabileceğini dile getiren Erdoğan, ''Ben hayal görmüyorum. Bu mümkündür. Sadece Siirt değil, Doğu'daki, Güneydoğu'daki her bir il, ilçe, köy kabuğunu kırarak sınırlarını aşarak makus talihini kökten değiştirebilir. Şu soruyu kendimize soracağız, her türlü ön yargıyı bir kenara koyalım, soralım, niçin Siirt bu halde? Oy veriyoruz değil mi? Oyu biz niçin kullanıyoruz, soruyorum. Şehrimize, insanımıza bir hizmet gelsin diye kullanıyoruz. Bu hizmeti en iyi kim getirir diye kullanıyoruz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, 8,5 yıldır iktidarda olduklarını, eğitimden, sağlığa, adaletten, emniyete, ulaşımdan, enerjiye kadar yapılan hizmetlerin herkesin gözü önünde olduğunu bildirerek, Siirt'in tarihinde görmediği hizmeti AK Parti iktidarında gördüğünü söyledi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

''81 vilayetle Siirt'in hizmetkarı olduk. Sizin sesinizi on yıllarca görmediler, size sırtlarını döndüler. 79 yılda getirilmeyen hizmetin kat kat fazlasını 8,5 yılda getirdik. Ben buradan cezaevine gittim. Cezavine burada okuduğum şiirden dolayı gittim. O günkü Siirt'in durumunu biliyorum, bugünkü Siirt'in durumunu biliyorum. Yiğit düştüğü yerden kalkarmış ve biz buradan kalktık. Neden? Çünkü sizler Mart 2003'te de bu kardeşinizi, eniştenizi yalnız koymadınız, yüzde 84 ile Parlamentoya gönderdiniz. Yüzde 84. Ben diyorum ki, Siirt'li kardeşlerim şimdi AK Parti'ye aynen bu gücü vermeli. Biz size hizmetkar olacağız.''

Olağanüstü hali biz kaldırdık. Siirt'te Kürdü de var Arabı da var. Biz sadece 74 milyonu kucaklayan bir iktidarız. Çünkü biz yaradanı, yaradılandan ötürü seviyoruz. TRT Şeş'i açtık. Üniversitelerde Kürtçe kürsüler kurduk. Samimiyetle, gönülden yürekten, analar ağlamasın yavrular ölmesin dedik. Biz yeni bir dönemin kapılarını açtık. Bunlardan rahatsız olan, bu süreci sabote etmek isteyenler var. Var gücüyle karıştırmaya çalışıyor.

Kürt sorunu ile terör örgütünü birbirine karıştırmayalım. Partimin seçim bürolarını, arabaları, seçim otobüslerini yakıyorlar. Demokrasi bu mu? Benim halkım buna izin vermez. 4 yıl boyunca Siirt'in, Türkiye'nin hiç bir sorununa eğilmeyenler şimdi bunu yapıyor, yıllarca bu vampirler gençlerin kanını emdi, kaybeden her zaman Siirt oldu, milletim oldu. Bu düzeni hep birlikte alt üst etmeye varmayız? Bu gençlerin kanı üzerinde oynanan bir oyun, bu oyunu bozacağız. Kardeşliği tehdit edenlere geçit vermeyeceğiz.12 Haziran'dan sonra yeni bir anayasa yapacağız. Bu nasıl olacak? Bizi 367'nin üzerinde bir güçle parlamentoya göndereceksiniz.

Özgürlükçü bir anayasa yapılmasın diye CHP, MHP Ergenekon aynı hizaya geçiyorlar. Buradan bir gerçeği söyleyeceğim. Bunu söylemem gerek. Kürtlerin dini İslam değil. Kürtler Zerdüş diyorlardı. Kim? İmralı ve onun izinde olanlar. Şimdi bakın ne yapıyorlar. Cuma namazı kılınıyor, devletin imamı arkasında namaz kılınmaz diyorlar. Ayrı bir yerde, kadın erkek karma karışık saf oluşturuyorlar. Cuma cem etmekten, birleşmekten gelir.

Cumayı, köyde değil kasabada kılarız. Niye? orada cem oluruz. Bunlar bizim birlik ve beraberliğimizi bozmlak için biraraya geliyorlar. Şimdi anladılar ve rahatsız oldular. Bu gerçekleri düşün, belki Hak'kı bulursunuz. Biz kardeşlikten, hizmetten, demokrasiden vaz geçmeyeceğiz. İnadına demokrasi, inadına özgürlük, inadına kardeşlik. Bunu başaracağız. Gelin birlikte huzuru ve istikrarı birlikte muhafaza edelim. Gelin hep birlikte Siirt'i ayağa kaldıralım.

"KÜRT SORUNUYLA PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜ LÜTFEN BİRBİRİNE KARIŞTIRMAYALIM"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kürt sorunuyla PKK terör örgütünü lütfen birbirine karıştırmayalım. Benim Kürt kardeşlerimin sorunları vardır, Türk'ün de vardır, Laz'ın da vardır. Arap'ın da vardır, Gürcü'nün de vardır. Bütün bunlarla ilgilenmek bizim görevimizdir'' dedi.

Erdoğan, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi.

Türkiye'nin hizmetkarı olduklarını, Doğu ve Güneydoğu illerine hizmet taşırken birilerinin bundan ciddi şekilde rahatsız olduğunu savunan Erdoğan, birilerinin bu hizmetleri engellemek için tahriklere, provokasyonlara başladığını ifade etti.

Yıllardır Siirt'in yoksulluğundan, mağduriyetinden, mahrumiyetinden nemalananların şimdi Siirt'in kendi ayakları üzerine kalkmasından rahatsız olduklarını dile getiren Erdoğan, Siirt'e üniversite kurduklarını, bölünmüş yollar yaptıklarını bildirdi.

Eskiden hastanelerde çile çekildiğine işaret eden Erdoğan, şimdi vatandaşların istedikleri hastanelere gittiğini belirtti. Erdoğan, bölgede olağanüstü hali kaldırdıklarını, terör mağdurlarına sahip çıktıklarını, Kürtçe ve Arapça üzerindeki yasakları kaldırdıklarını, ifade ederek, ''Siirt'te Kürd'ü de var, Arap'ı da var. Bizde ayrım yok. Biz sadece Kürd'ün, Türk'ün, Arap'ın, Laz'ın, Gürcü'nün, Çerkez'in Roman'ın değil, 74 milyonu kucaklayan bir iktidarız. Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Farkımız bu'' diye konuştu.

TRT-Şeş'i ve TRT-Arapça'yı açtıklarını hatırlatan Erdoğan, üniversitelerde Kürtçe bölümler, enstitüler kurduklarını, Ahmed-i Hani'nin Mem u Zin'inin Kültür Bakanlığı eliyle basıldığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, samimiyetle, gönülden, yürekten 'analar ağlamasın', 'yavrular ölmesin' dediklerine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Biz, bir süreç başlattık. Biz, yeni bir sayfa açtık. Biz, bir dönemin kapılarını açtık. İşte tüm bunlardan rahatsız olanlar var. Bu süreci baltalamak, süreci sabote etmek, süreci akamete uğratmak için var güçleri ile çalıştılar, çalışıyorlar. Siirtli kardeşlerim, açık açık söylüyorum: Birileri senin yavrularının kanı üzerinden, senin acın ve gözyaşın üzerinden siyaset yapmanın mücadelesini veriyor. Birileri Siirt'in kalkınmasının, huzura, istikrara kavuşmasının rahatsızlığı içinde. İşsizliğin azalması onları rahatsız ediyor. Bunları barışın, huzurun, kardeşliğin yücelmesi rahatsız ediyor. Öyle reklam panolarında bunların demokrasi demesine bakmayın, bunlar demokrasi denince terör örgütünü anlıyorlar.

Kürt sorunuyla PKK terör örgütünü lütfen birbirine karıştırmayalım. Benim Kürt kardeşlerimin sorunları vardır, Türk'ün de vardır, Laz'ın da vardır, Arap'ın da vardır, Gürcü'nün de vardır. Bütün bunlarla ilgilenmek bizim görevimizdir. Biz bugüne kadar bunun imtihanını veriyoruz. Siirt hayallerine yaklaştıkça, birileri Siirt'i ayaklarından tutup, aşağı çekmeye çalışıyor. İşte görüyorsunuz. 4 yıl boyunca Mecliste Kürt kardeşlerimin meselelerinin çözümü için en küçük bir çaba göstermeyenler, şu anda 12 Haziran öncesinde sokakları ateşe veriyorlar, gençleri tahrik ediyorlar. Partimin, Türkiye'nin değişik yerlerindeki seçim bürolarını molotoflarla bombalıyorlar. Şu ana kadar, yüze yakın yeri ateşe verdiler. Arabaları yakıyorlar, otobüsleri yakıyorlar, seçim otobüslerini yakıyorlar. Nedir bu? Demokrasi bu mu? Hak ve özgürlük bu mu? Eğer demokrasiye inanıyorsan, gel konuş, Mecliste konuştuğun gibi konuş. Ama yok, demokrasiyi böyle değil de teröre dayalı olarak yürütecekseniz, kusura bakmayın benim milletim buna yol vermez, benim Siirtlim buna yol vermez. Ben böyle inanıyorum.

4 yıl boyunca Türkiye'nin Siirt'in hiçbir sorununa eğilmeyenler, şimdi sorundan beslenmek için istismar ve siyaset, ikisini birarada götürmek istiyorlar. Özellikle de yıllarca bu vampirler, gençlerin kanını emdi. Yıllarca silah tüccarları köşeyi döndü, yıllarca istismarcılar kazandı. Ama kaybeden Siirt oldu, milletim oldu, benim Kürt kardeşim oldu, Arap kardeşim oldu. Biz bu kısır döngüyü kırdık. Biz bu döneme son verdik. Bu tezgahı hep birlikte alt üst etmeye var mıyız? Bu gençlerin kanı üzerinde oynanan bir oyun, bu oyunu hep beraber bozacağız. Siirt'i, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini, büyükşehirleri terörize edenlere hep birlikte 'dur' diyeceğiz. Huzuru, istikrarı kardeşliği tehdit edenlere geçit vermeyeceğiz.''