11 Eylül 2001 sabahı Amerika Birleşik Devletleri (ABD), dünyanın en büyük terör saldırısına uyandı. 10 yıl önce bugün 19 terörist, Boston, Newark ve Washington'dan kalkıp San Francisco ve Los Angeles'a giden dört yolcu uçağını kaçırarak New York'taki İkiz Kuleler'e ve Virginia'daki ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'a çarptı. İkiz Kuleler'de 2 bin 606 kişi, Pentagon'da 125 kişi ve uçaklardaki 246 kişi hayatını kaybetti. 19 teröristle birlikte toplam ölü sayısı 2 bin 996 olarak açıklandı. Sabah 08.46'da beş teröristin kaçırdığı American Airlines'a ait 11 sayılı yolcu uçağı, Dünya Ticaret Merkezi'nin kuzey kulesine çarptı. ABD'ye yapılan bu akıl almaz saldırının şaşkınlığı içinde ne olduğunu anlamaya çalışan insanlar televizyonların başına koştu. İlk saldırıdan 17 dakika sonra, saat 09.03'te beş teröristin kaçırdığı United Airlines'a ait 175 sayılı uçağın güney kuleye çarpmasını tüm dünya naklen izledi. Her şey, uçakları kaçıranların istediği gibi gelişiyordu. Panik, korku ve çaresizlik hissi, sadece İkiz Kuleler'de saldırıya maruz kalanları esir almıyor, ekran başındaki milyonlarca insana sirayet ediyordu. Uçakların İkiz Kuleler'e çarpmasını canlı yayında izleyen milyonlarca insan artık dünyanın hiçbir yerinde kendilerini güvende hissetmeyecekti. Londra, Madrid veya İstanbul artık bir terör saldırısının sıradan hedefi olabilirdi ve oldu da. 85'inci kata çarpan uçağın infilak etmesiyle yaşanan paniği, kulenin 70'inci katından kendini boşluğa bırakan insanların çaresizliğini, yıkılan kulelerden kaçmaya çalışanların yüzündeki korkuyu izleyen herkes, 11 Eylül'ün "Fahri Kurbanları" oldu.
PENTAGON BİLMECESİ
İkinci kulenin vurulmasından 34 dakika sonra, saat 09.37'de beş teröristin kaçırdığı American Airlines'a ait 77 sefer sayılı üçüncü bir uçak ise Virginia, Arlington'daki ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'a çarptı. Bu uçağın çarpma anına ilişkin görüntülerin yayınlanmayışı ve Pentagon'da oluşan hasarın görece küçük olması, hala tartışılan soru işaretlerine neden oldu. Pentagon'dan 26 dakika sonra, "havada başka uçak var mı?" endişesi doruğa çıktığında dördüncü uçağın Pennsylvania'da kırsal alana düştüğü haberi geldi. Dört teröristin kaçırdığı United Airlines'a ait 93 sayılı bu uçağın asıl hedefinin, Washington'da Beyaz Saray ya da Parlamento Binası Capitol olduğu sanılıyor. 11 Eylül Komisyonu'nun açıklamasına göre, yolcuların direnişiyle karşılaşan teröristler bu son uçakta hedeflerine ulaşamadı. Bu saldırı, dünya tarihinin yeniden yazılmasına neden olacak gelişmelerin ilk adımıydı. ABD, "Teröre Karşı Küresel Savaş" ilan etti. Afganistan ve Irak işgal edildi, Ortadoğu kan gölüne döndü. Terörle mücadele, İslam ve Müslümanlarla mücadeleye dönüştü ve onarılması güç bir kutuplaşmaya neden oldu. Geçen bu on yıl zarfında doğrudan savaş nedeniyle ölenlerin sayısı 250 bine ulaştı, 360 bini aşkın kişi yaralandı. 8 milyon kişi ise yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı.
Usame bin Ladin'siz ilk 11 Eylül
ABD başına 25 milyon dolar ödül koydu. Ancak bin Ladin'i yakalamak Bush'a değil de halefi Obama'ya kısmet oldu. 2 Mayıs 2011'de ABD özel timinin Pakistan'ın Abodobad kentine düzenlediği operasyonla 10 yıldır firari olan El Kaide lideri öldürüldü. Bush öldürüldüğünü bir aile yemeğinde operasyonu Beyaz Saray'da kurmayları ile izleyen Obama'dan öğrendi.
ÇARESİZLİĞİN FOTOĞRAFI...
İkiz Kuleler'deki yaklaşık 200 kişi, son bir kurtulma ümidiyle kendilerini yaklaşık 400 metre yükseklikten aşağı attı. Havada bazıları tişörtlerini, bazıları da masa örtülerini düşüş hızlarını kesmesi için paraşüt gibi kullanmaya çalıştı Ancak sadece 10 saniye içinde ortalama 250 kilometre hızla asfalta düşmekten kurtulamadılar.
Komplo teorileri hâlâ çürütülemedi
Dünyanın gidişatını değiştiren 11 Eylül saldırıları hakkında sayısız komplo teorisi ortaya atıldı. İşte öne çıkanlar:
Uçaklar neden durdurulmadı? ABD ordusu, kaçırılan 4 uçaktan hiçbirini düşüremedi. Dönemin Başkan Yardımcı Dick Cheney'nin "Uçakları düşürmeyin" talimatı verdiği iddia ediliyor.
Çöküş normal mi? Kulelerin daha uzun sürede ve yana doğru yıkılmaları gerektiğini öne süren bazı uzmanlar, yıkımın önceden planlanmış kontrollü patlamalar nedeniyle gerçekleştiğini savunuyor.
7 numaralı bina neden yıkıldı? Çelik kafesli bir binanın yangından yıkılmasının normal olmadığını savunan komplo teorisyenleri, ABD istihbaratının bulunduğu 7 numaralı binanın da patlayıcılarla kontrollü olarak yıkıldığını belirtiyor.
Gerçekten yolcu uçağı mıydı? Görüntülerde güney kuleye çarpan uçağın camları gözükmüyordu. Komplo teorisyenlerine göre uçak, orduda kullanılan Boeing 767 tipi yakıt ikmal uçağıydı ve içinde yolcu yoktu.
Pentagon'u füze mi vurdu? Pentagon'a saldıran Boeing 757 değildi. Profesyonellerin idare ettiği bir füze, küçük bir uçak ya da insansız uçak çarptı.
Saldırıların arkasında İsrail mi var? Bazı komplo teorisyenlerine göre İsrail, ABD'nin Arap ülkelerine müdahale etmesi için böyle bir plan hazırladı. Bu nedenle İkiz Kuleler'de çalışan yaklaşık 4 bin İsrail vatandaşının büyük bölümü saldırı günü binada değildi.
Kimlikleri neden belirlenemedi? Uçakları kaçıran militanlar hakkında çelişkili bilgiler ortaya atıldı. Bu isimlerden bazılarının yaşadıkları ve ABD'ye rahatça girip çıktıkları öne sürüldü.
United Airlines ve American Airlines hisselerine ne oldu? Borsadaki hisseleri düştü. Bu durum büyük hisse sahiplerinin saldırıyı önceden bildiklerine işaret ediyor.
İki çarpıcı belgesel Saldırıların arkasında ABD hükümetinin olduğunu Fahrenheit 9/11 ve Loose Change belgeselleri büyük ses getirdi.
Dünyayı değiştirdi travması aynı kaldı
Yarattığı psikolojik travmayla ABD'yi, sonuçları nedeniyle dünyanın gidişatını değiştiren 11 Eylül saldırılarının üzerinden 10 yıl geçti. Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının ardından dünyanın tek süper gücü konumuna gelen ABD, 11 Eylül'de adeta kalbinden ve beyninden vuruldu. Travma öylesine büyüktü ki, İkiz Kuleler'in yıkılışını gören ABD'liler, kendilerini bir daha asla güvende hissetmediler. Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her 5 yetişkin ABD'liden 1'i travma sonrası stres bozukluğu yaşadı. Bir diğer araştırma ise, ABD halkının yüzde 73'ünün, 11 Eylül'ün hayatlarını köklü biçimde değiştirdiğini düşündüklerini ortaya koydu. Çoğu, düşük irtifada uçan bir uçak gördüklerinde saldırı korkusu yaşıyorlardı. Benzer şekilde geçen ay Virginia'da yaşanan deprem de ilk anda terör korkusu yarattı. İşte bu travma, saldırının ardından "Özgürlükler ülkesi" ABD'nin kısıtlayıcı güvenlik önlemleri almasına neden oldu. Havalimanlarına tartışma yaratan tam vücut tarayıcılarının yerleştirildiği, asılsız bomba ihbarı yapanların hapse atıldığı ülkede, toplumun büyük bölümü, en temel haklarını bile ihlal edecek yasalara "güvende" olmak için ses çıkarmıyordu. Üstelik bu tedbirler bir çeşit "negatif ayrımcılıkla" Müslümanlara daha da sıkı uygulanıyordu. 10 yılın ardından Pew Araştırma Merkezi'nin hazırladığı bir rapor, ABD'ye seyahat eden Müslümanların yüzde 36'sının havalimanında "özel" güvenlik önlemlerine maruz kaldığını gösteriyor.
YENİ ŞİDDET DOĞDU
Buraya kadar anlatılanlar, travmanın yalnızca içte yaşanan boyutuydu. Saldırıların ardından "saldırganla özdeşme" psikolojisine bürünen ABD, "şiddet şiddeti doğurur" sözünü doğrularcasına yaşadığı travmayı uzak topraklara da taşıyacaktı. Başkan Bush'un "terörle savaş" sloganıyla başlattığı mücadele bu nedenle hep tartışma konusu oldu. Terör şüphelisi yüzlerce kişi sorgulandı, tutuklandı ve hapishanelere konuldu. Irak'ın başkenti Bağdat'ın batısında bulunan Ebu Gureyb Hapishanesi'nde ve Küba'nın doğusundaki Guantanamo üssünde tutuklulara ABD askerleri tarafından insanlık dışı işkenceler uygulandı. Usame bin Ladin'in 2 Mayıs'ta öldürülmesinden sonra ise ABD'de bu kez El Kaide'nin intikam alacağı korkusu başladı. ABD basınında, örgütün biyolojik silahlarla alışveriş merkezlerine, havalimanlarına yönelik saldırılar düzenleyeceği yazıldı.
ETKİLERİ DİNMEYECEK
Paranoya öyle büyüktü ki, örgütün uçaklara akrep ve yılanlar sokacağı ve paniğe kapılacak yolcuların dengesini bozarak uçağın düşmesine neden olacağı bile iddia edildi. Bir diğer iddia da El Kaide'nin, zehir karıştırdığı gıdaları restoranlara sokarak insanları zehirleyeceği yönündeydi. Organize saldırıların yanı sıra bir de "yalnız kurt" korkusu da başladı. Başkan Obama, ABD için en büyük güvenlik tehdidinin geniş çaplı örgütler değil Norveç'i kana bulayan Breivik benzeri "yalnız kurt" olarak adlandırılan teröristler olduğunu söyledi. Sonuç olarak bu olayın olumsuz etkileri bir 10 yıl daha geçse bile kolay kolay ortadan kalkacak gibi görünmüyor...
Bush'un saldırıyı haber aldığı an
Saldırıların meydana geldiği gün ABD Başkanı Bush, Florida'daki bir okulda çocuklara "Günah Keçisi" adlı hikâyeyi okuyordu. O sırada Beyaz Saray Personel Şefi kulağına eğilerek, "ABD saldırı altında" dedi. Bir süre şaşkınlığını gizlemekte zorlanan Bush, daha sonra hikâye okumaya devam etti. Bush, çocukları korkutmamak için okumaya devam ettiğini söyledi.
11 Eylül 2001 sonrası saldırılar
11 Eylül 2001: El Kaide, New York'taki 4 uçağı kaçırıp Dünya Ticaret Merkezi'ne ve Pentagon'a saldırı düzenledi.
7 Ekim 2001: ABD ve İngiliz uçakları Taliban'a karşı Afganistan harekâtını başlattı.
12 Ekim 2002: Bali'de El Kaide saldırısında 202 kişi öldü.
12 Mayıs 2003: Riyad'da üç intihar saldırısında 9'u ABD'li toplam 35 kişi öldü.
15 ve 20 Kasım 2003: El Kaide'nin Türkiye hücresinin İstanbul'daki İngiliz Konsolosluğu'na, HSBC binasına ve 2 sinagoga düzenlediği toplam 4 saldırıda 60 kişi öldü ve yüzlerce kişi yaralandı.
11 Mart 2004: Madrid'te 4 yolcu trenine düzenlenen saldırılarda 191 kişi öldü ve 2 binden fazla kişi yaralandı.
7 Temmuz 2005: 4 El Kaide militanının Londra'daki metro ve belediye otobüsüne saldırısında 56 kişi öldü.
23 Temmuz 2005: Mısır tatil beldesi Şarm El Şeyh'teki intihar saldırılarında 68 kişi öldü.
9 Kasım 2005: Ürdün'ün başkenti Amman'da 3 ayrı intihar saldırısında 60 kişi öldü.
11 Aralık 2007: Cezayir'deki iki intihar saldırısında 41 kişi öldü.
17 Eylül 2008: Yemen'in başkenti San'a'da ABD elçiliğine saldırıda 16 kişi öldü.
20 Eylül 2008: İslamabad'daki Marriott Oteli'ne saldırıda en az 60 kişi öldü.
ALPARSLAN AKKUŞ - SELÇUK EREN