A
B Dönem Başkanı İrlanda'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Lucinda Creighton ile Genişlemeden Sorumlu AB Komisyon Üyesi Stefan Füle SABAH okurları için bir makale kaleme alarak, Türkiye ve aday ülkelerin AB'ye üyelik sürecini değerlendirdi. Creighton ve Füle, "genişleme yorgunluğu"ndan bahsedenlerin, asıl ve daha büyük tehlikenin reform yorgunluğu olduğunu anlamaları gerektiğini belirtirken, adaylara, "Bu yıl genişleme konusunda yaratılan ivmeden istifade edin" çağrısı yaptılar. İşte AB'nin iki etkili isminin Türkiye'ye mesajları: Son genişlemeden 6 yıl sonrasında Avrupa Birliği'ne bu yıl yeni bir üye daha katılıyor. Hırvatistan'ın 1 Temmuz itibariyle Birliğe katılması beklenirken üye olmak isteyen diğer ülkeler de sırada. Hırvatistan'ın üyeliği AB genişleme politikasının dönüştürücü gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor. 20 yıl önce çatışmalarda büyük zarar gören ülke bugün artık AB üyeliğinin sorumluluklarını yerine getirebilecek durumda ve AB standartlarına uygun hareket edebilen, istikrarlı demokrasi haline geldi. Bu dönüşüm aynı zamanda bölgedeki tüm aday adayları için de güçlü bir işaret.
***
Avrupa ile entegrasyon perspektifi Batı Balkanlar'ın tamamı için geçerliliğini korumakta. İzlanda ile katılım müzakereleri devam etmekte. Türkiye ile katılım müzakerelerinin yeniden rayına oturtulmasında ilerleme kaydetmeyi umuyoruz. AB'ye katılım konjonktürden bağımsız seyreden bir süreç değil. Mevcut ekonomik ortamda her iki tarafta da insanların yaşamlarının nasıl etkileneceğine dair endişeler günbegün artmakta. Genişleme süreci işte bu endişeleri yansıtmakta ve kesin bir koşulluluk ilkesine dayanmaktadır. Çıkarılmış olan dersler de süreci etkiler. Hukukun üstünlüğünü sürecin merkezine yerleştirmek suretiyle sürecin güvenilirliğine odaklanıyoruz. Genişleme süreci, özellikle dönüşüm sürecinden geçmekte olan ülkeler için teknik bir kontrolden de ibaret değil. Zira bu süreç temel hak ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü, iyi yönetişim ve demokrasi gibi alanlardaki uygulamalarla ve iyi bir performans sergilenmesiyle ilgilidir.
***
Avrupa Komisyonu ve İrlanda Dönem Başkanlığı, aday ve aday adayı ülkelerin AB üyeliğine yönelik çabalarının desteklenmeye devam edilmesi hususlarında kararlılık sergilemektedir. Genişleme, AB için kilit bir politikadır. Genişleme, Avrupa'daki mevcut sorunların değil çözümün bir parçasıdır. Asıl amaç AB'yi güçlendirmektir. 2013 yılı bu açıdan ümit vaat etmektedir. Üye devletlerin anlaşmasını müteakiben, Avrupa Komisyonu önümüzdeki bahar döneminde bir dizi rapor yayınlayacaktır. Bu raporlara dayalı olarak, İrlanda Dönem Başkanlığı'nda üye ülkeler, Sırbistan ve eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti ile katılım müzakerelerinin başlatılması için gerekli ilerlemelerin kaydedilip kaydedilmediğini değerlendirecektir. Karadağ için yargı, temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik gibi kilit alanlarda müzakerelerin "tarama" safhası tamamlanmış olup ülkenin bu alanlarda ilerlemesi için eylem planları hazırlaması gerekmektedir. AB'ye adaylık statüsü Arnavutluk'un erişebileceği bir mesafede olup, bu yılki seçimlerin gidişatı ülkenin demokrasisi için önemli bir sınav olacaktır. Hırvatistan'ın katılımıyla, AB Bosna Hersek ile tam anlamıyla komşu olacak ve bu ortak AB sınırı ülkenin reformlara odaklanması halinde önemli bir köprü vazifesi görecektir.
***
Adaylara düşen, fırsatların farkına varmak ve bu yıl genişleme konusunda yaratılan ivmeden istifade etmektir. Sözde "genişleme yorgunluğu"ndan bahsedenler, asıl ve daha büyük tehlikenin reform yorgunluğu olduğunu anlamalıdır. Hukukun üstünlüğü, demokratik ilkeler ve insan haklarına riayet edilmesi genişleme sürecinin özünü oluşturmaya devam etmektedir. Hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi, organize suç ve yolsuzlukla mücadele kapasitesini güçlendirerek yurttaşlara doğrudan fayda sağlamaktadır. Özgürlükler ve insan hakları ile demokratik standartlarda ilerlemeler de aynı yararları sağlamaktadır. Bu yıl genişleme açısından birçok fırsatı beraberinde getiriyor. Bu fırsatların nasıl kullanılacağı adayların ve aday adaylarının elindedir. Bizler, AB adına sürece yönelik bağlılığımızın devam ettiğini ve gerekli reformların gerçekleştirilerek kriterlerin karşılanması halinde sizleri AB'ye daha da yakınlaştırma konusunda verdiğimiz sözü yerine getireceğimizi teyit ediyoruz.
