Cezaevi
önünde kadın ve çocukların katledildiği kan davası pususunun detayları netleşmeye başladı. Türkiye'yi sarsan katliamın fitili 11 yıl önce, Mardin'in Savur ilçesi İşgören köyünde ateşlendi. Köyde yaşayan Erkan ve Süer aileleri birlikte arazi alıp işlemeye başladı. Ama ortaklık 2005'te yaşanan kavgayla bozuldu. Süer ailesi köyden kaçarak Diyarbakır'a yerleşti. Geçen yıl ise yeniden köye döndü. Mardin 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden dava dosyasına da yansıyan bilgilere göre; geçen yıl 12 Haziran'da Erkanlar, Savur'a bağlı İşgören Köyü'nde ekinlerini hasat ediyordu. Biçerdöver tarlada çalışırken buğday ve samanı götürecek olan kamyon Süerlerin bitişik tarlasından geçti. Süerler tarlaya mısır ekmiş ancak mısır henüz yeşermemişti. Bu olay, daha önceden de küçük sürtüşmeleri olan iki aile arasında tarla sınırında taşlı sopalı kavgaya neden oldu. Kavgayı köylüler ayırdı ancak Erkanlar aynı gün içinde, öfkeyle Süerler'in evine geldi. Kavgada Ali Erkan ve Osman Erkan öldürüldü. Olayın ardından Abdülkadir ve Celal Süer ile köyde yaşayan akrabaları Mehmet İpek, Erkan ailesinden 2 kişiyi öldürmekten tutuklandı.
7 ÇOCUĞUYLA KAÇTI
15 yaşında evlenen ve eşi cezaevine girdiği için 7 çocuğunu yanına alan Emine İpek (30), akrabaları Süer ailesinin Diyarbakır'daki evine yerleşti. Ancak, 29 Ocak gecesi kan davası güden hasımları tarafından yakılan evde 5 yaşındaki Ferzende ile 3 yaşındaki Nurhak kardeşler öldü. Ölümden dönen anne Emine İpek, saldırı korkusuyla uzun süre çocuklarının mezarına bile gidemedi. Diyarbakır Valiliği, ailenin can güvenliği için gizli bir adrese yerleştirerek koruma verdi. Ancak bir süre sonra 'yerimiz deşifre olur' diyerek aile korumaların geri çekilmesini istedi. Aile Mardin Cezaevi'ndeki yakınlarını ziyerete gittiğinde güvenlik için polise haber veriyorlardı. Ancak son ziyarette polise haber verilmedi. Emine İpek'in son görüşmede eşine "Korkuyla yaşıyoruz. Hayatımızdan endişe ediyoruz" dediği belirtildi. İpek ve Süer ailelerini arayan hasımları, önceki gün cezaevi çıkışında pusuya yatarak katliamı 2 kadın ve 3 çocuğu öldürdü. Emine İpek, silahlar ateşlenince yanındaki Mirza ve Narin isimli çocuklarının üzerine kapandı. Ancak ne onlar ne de yanındaki Ayşe Süer ile oğlu Süleyman kurtulabildi. 60 adet merminin sıkıldığı kanlı pusuda, Emine İpek'in vücuduna 12, çocuklarına ise 4'er mermi isabet ettiği belirtildi. 112 ekipleri, anne İpek'in çocuklarına sıkı sıkıya sarıldığını ve cesetleri zorlukla ayırabildiklerini söyledi.
CENAZELERE KATILAMADILAR
İki
anne ve 3 çocuğun cenazesi dün Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde toprağa verildi. Saldırıda eşleri ve çocuklarını kaybeden Abdulkadir Süer ve Mehmet İpek ise 'işlemler yetişmediği' gerekçesiyle cenazeye katılamadı. Ailenin yakınları, "Yıllar süren husumet nedeniyle hep barış istedik. Araya şeyhleri, büyükleri koyduk ama karşı taraf barışa yanaşmadı. Bize bunu yaşattılar" diye konuştu. Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı ise 4 kişinin gözaltına alındığı açıkladı.
'4 AVUKAT DAVADAN ÇEKİLDİ'
İpek ve Süer ailelerinin avukatı Ahmet Duyan, olayın nedeninin kan davası olduğunu belirterek "Ancak olay, başından beri kan davasının geleneksel kuralları dışına çıkmıştı. Aile fertleri sürekli tehdit ediliyordu. Bizler de zaman zaman tehdit edildik. Benden önce 4 meslektaşım tehditler nedeniyle davadan çekildi. Bu olay sıra dışı bir kan davasıydı." Avukat Duyan, kadınların cezaevine neden korumasız gittiklerini ise "Kadınlar, kan davasında kendilerine ve çocuklara bir zarar verilmeyeceğini düşünüyordu" diyerek açıkladı.
