Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Türkiye'nin teröre karşı tavrını net olarak ortaya koydu. Erdoğan, yaptığı tarihi konuşmada, "Türkiye teröre karşı en etkin mücadeleyi veren ülkedir. Terörün, zalimlerin, katillerin, çocuk katillerinin karşısında dimdik duracak demokrasi ve refahı daha güçlü savunmaya devam edeceğiz. Bu idealler çerçevesinde her ülke ile ortaklık yaparız" dedi.
BM'Yİ SORGULADI
Konuşmasında BM'yi de sorgulayan Erdoğan, kararların Güvenlik Konseyindeki beş ülkenin inisiyatifinde olmasını da eleştirdi, "Altını çizerek söylemek isterim ki, dünya beşten büyüktür" dedi. Obama'nın dile getirdiği Filistin'deki iki devletli çözüm için "Artık söz değil icraat zamanı" ifadelerini kullanan Erdoğan, Mısır darbecisi Sisi'nin meşrulaştırılmasına da isyan etti, "Darbeyle gelenler meşrulaştırılacaksa BM niye var diyorum" diyen Erdoğan konuşmasında ayrıca şu mesajları verdi :
KİMSE MASUM DEĞİLDİR: Çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada kimse masum değildir. 5 yaşın altından 6 milyon 300 bin çocuk geçen yıl hayatını kaybetti. Filistin'in Gazze şeridinde 490 çocuk katledildi. 3 bin çocuk yaralandı.
İSRAİL'E SESSİZ KALANLAR: Filistin'de kadınların çocukların katledilmesine dikkat çekenler anında teröre destek vermekle itham ediliyorlar. Çocukların öldürülmesine halkın iktidarıyla gelenlerin devrilmesine sessiz tepkisiz kalanlar bu insanlık suçuna ortak olmaktadır. Modern dünyanın yaptığı çifte standart güvensizlik oluşturuyor.
BM'YE GÜVENSİZLİK TERÖRÜN OKSİJENİ: BM'ye kurum ve kuruluşlara karşı vicdanlarda oluşan adalet duygusunu zedelemekte insanları umutsuzluğa sevkediyor. Uluslar arası terörün beslenme kaynağı bu güvensizlik duygusudur. Çocukların katledilmesine karşı kayıtsızlık tüm dünyada teröre oksijen sağlamaktadır.
BM ÇÖZÜM ÜRETEMEDİ: Filistin'de sadece birkaç ay içinde 2 bin insan, Suriye'de de 200 bin kişi katledilirken BM çözüm üretemedi. Şunu garipsiyorum 2 bin kişi ölüyor kimyasal silahlarla. Konvensiyonel silahlarla 200 bin kişi ölüyor. 2 bin kişinin ölmesini suç kabul ediliyor 200 bin kişinin, öldürülmesi suç telakki edilmiyor bu nasıl zihniyet.
İSLAM İLE TERÖR YAN YANA GELEMEZ: Din adına terör kavramını onaylamıyorum, böyle tanımlama dinlere yönelik saygısızlıktır. Barış anlamına gelen İslam kelimesinin terörle yan yana kullanılmasına şiddetle karşı çıkıyoruz.
DÜNYA YARDIM ETMİYOR: Suriye'den gelen 1.5 milyon kişiyi topraklarımızda kendi imkanlarımızla barındırıyoruz. Peki dünyadan ciddi destek geliyor mu? Hayır. 3.5 milyar doları aştı kullandığımız kaynak.
KATİLLERİN KARŞISINDA DİMDİK: Türkiye teröre destek veren göz yuman bir ülke değil. En etkin mücadeleyi veren ülkedir. Terörün zalimlerin katillerin çocuk katillerinin karşısında dimdik duracak demokrasi ve refahı daha güçlü savunmaya devam edeceğiz. Bu idealler çerçevesinde her ülke ile ortaklık yaparız. Antisemitizm gibi İslamofobi'nin de bir insanlık suçu olduğunu tüm dünya kabul etmeli.
'ABD İLE TÜRKİYE İŞBİRLİĞİNDE MUTABIK'
Beyaz Saray, ABD Başkanı Barack Obama ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın IŞİD tehdidine karşı ve bölgesel-küresel konularda yakından çalışmayı sürdürmede mutabık kaldıklarını bildirdi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Caitlin Hayden, Erdoğan ve Obama'nın önceki günkü resepsiyonda görüştüğünü kaydederek, "İki lider IŞİD tehdidinin de aralarında bulunduğu bölgesel ve küresel zorluklarda birlikte yakından çalışmayı sürdürmede mutabık kaldılar" ifadesini kullandı.
TOPBAŞ, BM İKLİM ZİRVESİ'NE KATILDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM İklim Zirvesi'ne katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile Türk Salonu'nda bir araya geldi. Aynı zamanda Dünya Belediyeler Birliği (UCLG) Başkanı olan Topbaş daha sonra Johannesburg Belediye Başkanı Mpho Parks Tea ve Bonn Belediye Başkanı Jürgen Nimptschile ile ortak basın toplantısı düzenledi. Dünyanın her geçen gün ciddi ekolojik tehditlerle karşılaştığını belirten Topbaş, BM İklim Zirvesi'nde bu tehlikelere karşı çalışma stratejilerinin yeniden gözden geçirileceğini belirtti. "Hükümetlerin aldığı kararların yerel yönetimler sayesinde hayata geçirildiği bir gerçektir" diyen Topbaş, yerel ve ülke yöneticilerin birlikte çalışmalarının önemine değindi.
