HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Türkiye'nin siyaset tarihine çok ilginç bir figür olarak geçti. Barış kelimesini ağzından hi� düşürmeyen Demirtaş'ın yaptığı siyaset söylemiyle hiçbir zaman örtüşmedi. Bunun en belirgin örneği Kobani provokasyonu oldu. Demirtaş'ın sokağa çıkın çağrısının ardından fitili ateşlenen Kobani provokasyonu 50'nin üzerinde insanın hayatına maloldu. Geçen yıl 6-7 Ekim'de meydana gelen olayların ardından Demirtaş'ın bu sorumsuz tavrına parti içinden bile büyük tepki gelmişti .Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık yaşananlara isyan etmiş, "Olaylardan dersler çıkarmak zorundayız. Siyasetçiler olarak üzerimize düşen neyse yapmalıyız" demişti. Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ise, özeleştiri gerektiğini belirtmişti.
Ancak ellinin üzerindeki insanın ölümü de Demirtaş'ın siyaset tarzını değiştirmedi. Her fırsatta barış dilini kullandığını söyleyen Demirtaş, çözüme her yaklaşıldığında dilini değiştirdi. Bunun son örneklerinden biri PKK'ya yapılan "silah bırak" çağrısından sonra yaşandı.. Dolmabahçe'de Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP heyetinin görüşmesinin hemen ardından yapılan bu açıklama sonrası Demirtaş hemen kameralar karşısına geçti ve "AK Parti'ye güvenmiyoruz" dedi.. Bu açıklama "Demirtaş, çözüm istemiyor" yorumlarına neden oldu.
Sürekli olarak çözümden geri adım atmayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve hükümeti hedef alan Demirtaş, bu uğurda kanlı bıçaklı olduğu isimlerle de ittifak yaptı. Aralarında Mehmet Altan, Ahmet Hakan Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin, Nazlı Ilıcak, Oral Çalışlar ve Nuray Mert'in de bulunduğu okyanus medyasından isimlerle bir araya geldi. Pensilvanya ile Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın da itiraf ettiği bir iş birliğine girmekten çekinmedi. Paralel yayın organlarına çözüm sürecini hedef alan röportajlar verdi. Bugün Gazetesine konuşan Demirtaş İç Güvenlik Paketi'yle ilgili provokatif açıklamalar yaptı.. "Güvenlik paketini sokakta engelleriz" diyen Demirtaş tıpkı Kobani olaylarında olduğu gibi açıkça şiddet çağrısı yaptı.. "Özgürlük talebi yerine gelene kadar insanlar ne sokaktan ne dağdan, bayırdan ne miting alanından ne de barikattan çekilir. Bu işin realitesi budur." dedi..
Peki, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş neden CHP ve MHP ile aynı paralelde olan bir nefret dili kullanıyor? Türkiye'yi hedef alan iç ve dış odakların ekmeğine yağ süren bu ortak proje dili ve siyasetiyle nereye varmak istiyor? Demirtaş'ın üst akılı ne yapmak istiyor? Bu soruların cevabını zaman gösterecek....