Brunson davası ABD-Türkiye ilişkilerini nasıl etkiler?
Sabah perspektif yazarı Hasan Yücel, bugünkü yazısında 'Brunson davası ABD-Türkiye ilişkilerini nasıl etkiler' konusunu ele aldı
ADLİ KONTROL ŞARTIYLA EV HAPSİ
İzmir'deki Evanjelik kilisesine bağlı olarak çalışan, Amerikan vatandaşı Pastör Andrew Craig Brunson 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tutuklandı ve üçüncü duruşması 18 Temmuz'da görüldü. Bu duruşmada hakim tutukluluğun devamı kararını verdikten yaklaşık bir hafta sonra adli kontrol şartı ile ev hapsine alınması kararı verdi.
GERİ GÖNDERME MERKEZİNE GÖTÜRÜLDÜ
Duruşma başlamadan önce ceza yargılamasının dışında bir idari süreç de gerçekleşti. Brunson hakkında ilk olarak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü 6458 sayılı Kanun üzere "kamu düzeni veya kamu güvenliği açısından tehdit" oluşturduğu gerekçesiyle uzun dönemli ikamet etme talebini 28 Eylül 2016'da reddetti. 7 Ekim 2016'da ise Brunson ve eşi Harmandalı Geri Gönderme Merkezi'ne götürüldü.
ÖRGÜT ADINA SUÇ İŞLEMEK...
Kısaca belirmek gerekirse ceza yargılamasına giden süreçte idare ulusal güvenlik açısından bir değerlendirmede bulundu.
Brunson sürecin sonunda 9 Aralık 2016'da tutuklanarak cezaevine nakledildi. 2017'de ise sonradan eklenen suçlamalar nedeniyle başka bir tutukluk kararı verildi. Son olarak ise İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi 16 Mart 2018'de iddianameyi kabul etti. Savcılık iddianamede Brunson'a yönelik iki farklı suçtan dolayı ceza talep etmiştir. İlk iddia "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" iken ikinci iddia ise "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme" suçuna ilişkindir. Görüldüğü üzere savcılık Brunson'un cezai sorumluluğunu 15 Temmuz darbe girişimiyle direkt ilişkilendirmemiştir.