Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan secim meydanlarında "CHP demek cop, cukur, camur, yokluk, yasaklar, yoksulluk demektir" ifadelerini kullanıyor ve CHP'li Nurettin Sozen'in İstanbul Buyukşehir Belediye Başkanı olduğu donemde yaşanan, susuzluk ve cop dağları konusuna değiniyor. Coğu CHP'ye yakın yazarlar bile İstanbul'u o donemde susuz ve cop dağlarına boğan SHP'ye gazetelerdeki koşelerinden yazmadıklarını bırakmamı?şlardı. İSKİ yolsuzluğuna imza atan Ergun Goknel'de gazete sayfalarında bolca kendine yer buldu. 1989 yerel secimlerinde yuzde 36 olan SHP'nin oy oranının 27 Mart 1994'teki yerel secimde yuzde 20'lere kadar duşmesine neden olan susuzluk, cop sorunu ve İSKİ skandalıyla ilgili yazılanlar ibret alınacak cinsten:
Milliyet yazarı Yalçın Doğan-15 Ekim 1993: Sozen'in hakkında istenen mahkumiyet belediyeyi iyiden iyiye felc ediyor. İSKİ duruyor, İstanbul duruyor, Sozen de duruyor!.. Haydi Sayın Sozen, on milyon insanın yaşamını tıkamaktan vazgecin ve istifa edin!
Hürriyet yazarı Hadi Uluengin-19 Ağustos 1993: İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'nden sızan b.k kokusu, yalnız metropol ahalisinin değil tum Turkiye coğrafyasının burun kemiğini kırmaktadır.
Hürriyet yazarı Emin Çölaşan-20 Ağustos 1993: Ergun vakası SHP'ye uzanıyor. Malı goturen Ergun tek başına değil. Ergun'un yiyici bir piyon olduğu ancak uckuru nedeniyle okkanın altına gittiği anlaşılıyor. Ergun'un ardında SHP'nin olduğu duyumları giderek artıyor.
Hürriyet yazarı Kurthan Fişek- 8 Kasım 1994: "İhtilasen zimmet" ve "irtikab" suclarından yargılananları, mahkemeler ya tahliye etti, ya beraat ettirdi. Cin olup adam carpmaya sevdalanan Halil Bezmen, 3 bin liralık kloru 15-20 dolara sattığını soylemeseydi, dava mava olmayacaktı.
Hürriyet yazarı Rauf Tamer-18 Ağustos 1993: Bu iltihap akmalı. İyice akmalı. İcimizde ne kadar pislik varsa, hepsi dışarı cıkmalı. Temiz topluma kavuşmanın başka yolu yok. Goknel olayına bakıyorsunuz, diz boyu camur. Etraf, tam bir bataklık.
SABAH yazarı Necati Doğru- 30 Ağustos 1993: "4.5 trilyonluk paranın hortumlanmasında" tek suclu Ergun Goknel mi? Eğer bu olay gelip gelip sadece 'vurun Ergun Goknel'e' kader kurbanı ucuzluğunda kalacaksa Cumhuriyet fikrini de acıklayamayız.
SABAH yazarı Mehmet Ali Birand-22 Ağustos 1993: İSKİ yolsuzluğu her gecen gun yeni boyutlar kazanıyor. ...iş artık 'yuz milyarların donduğu bir yolsuzluk skandalı' olmaktan cıktı, kamuoyunun sistemi sorgulamaya başlamasına neden oldu.
ÜMRANİYE'DE ÇÖPLÜK PATLADI
Milliyet yazarı Yılmaz Çetiner-19 Ağustos 1993: Umraniye'de copluk patladı!.. İstanbul pis, copler kaldırılmıyor!" filan derken... 10 milyonluk koca şehrin gobeğinde İSKİ oyle gumburtuyle infilak etti ki, tum kanalizasyonları dışarıya boşalttı.
BU REZALET NE ZAMAN BİTECEK
Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Altan Öymen-27 Ağustos 1993: Burası İstanbul. Kapalıcarşı'dan Topkapı Sarayı'na kadar tum turistik merkezlere giden yollar gunlerdir bu ve benzeri goruntuler icerisinde... Bu goruntuler, son birkac yıl icinde kim bilir kac defa tekrarlandı. Kac defa soruldu: Bu rezalet ne zaman bitecek diye? (...) İstanbul'un kucuk ve buyuk belediyelerden coğu, en temel bir belediye hizmetini bile, devamlılık icinde surdurmeyi beceremiyor. Bir "cop" işini bile yıllardır halledemeyen bu belediyeleri "başarılı" saymak, zaten mumkun muydu?
SHP, İSKİ LAĞIMINA DÜŞTÜ
SABAH yazarı Güngör Mengi-15 Eylül 1993/11 Eylül 1994: SHP'nin İSKİ lağımına duştuğunu korler ve sağırlar dahi biliyor. SHP'nin temizlenmeye ihtiyacı var. Hicbir pislik telkinle temizlenmez... İSKİ pisliği de SHP'yi tepeden tırnağa suca ve gunaha batırıyor. İnonu de, Sozen de biliyor ama goz yumuyor... SHP Kurultayı, secim kampanyalarında harcadıkları paraların kaynağını acıklamaya mecbur etmelidir. Unutmayalım: Temiz siyasetci ve siyaset olmadan temiz toplum olmuyor.
AMERİKAN FİLMLERİNİ ARATMAYAN YOLSUZLUK
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök- 19 Ağustos 1993: İSKİ Genel Muduru'nun Amerikan filmlerini aratmayan bu muazzam yolsuzlukları, mesleğimizden 29 kişiyi icine almışsa, bunun caresine bakmalıyız... Turkiye'de sosyal demokrasi ilk buyuk şokunu yaşıyor. Bir efsanenin coktuğune tanık oluyor. Sosyal demokratların da hırsızlık yapabileceğini, yolsuzluklara karışabileceğini goruyor. Gecmişte butun varlığını, karşı tarafın namussuzluğu, kendisinin ise durustluğu uzerine kuran bir siyasi imaj, aynanın sırı gibi dokuluyor.
MİLLİYET'TEN KAMPANYA
Milliyet-30 Eylül 1993: Ardı arkası kesilmeyen vurgunlara son vermek, milletin parasını calıp cırpanlara dur demek icin, ortbas edilen yolsuzlukları ortaya cıkarmak icin, soygunların, yapanın yanına kar kalmaması icin, sahtekarın yanında durustun da yanmaması icin, yolsuzluktan arınmış "Temiz Turkiye" icin, yazın, tepki gosterin, calanı, cırpanı, soyanı, vuranı, dolandıranı, ruşvet alanı acığa cıkarın.
İKİ GAZİDEN CHP'YE TEPKİ:
Vidanjörlerle su dağıtılıyordu
Hakkari'de, 1994 yılında askerlik yaparken, roket saldırısında sağ bacağın kaybeden gazi er Emin Kuzucular ile 1996'da yine roket saldırısında başına isabet eden şarapnel parçalarıyla gazi olan Uzman Çavuş Süleyman Özdemir, CHP-HDP ittifakına sert tepki gösterdi. SABAH'a konuşan Özdemir, "CHP'nin, bize kurşun sıkan terör örgütünün yandaşlarıyla ittifak yapması, bu millete yapılabilecek en büyük ihanettir. Biz gazilere ve şehitlere sıkılan mermiyle yapılan bir ittifaktır" dedi. Kuzucular ise "CHP hangi yüzle çıkıp oy isteyecek. 'Ben sizin çocuğunuzu vuranlarla, hendek kazanlarla beraberim, bana oy verin' mi diyecek. CHP belediyeciliğinde İstanbul'da vidanjörler insanlara su dağıtıyordu. Altınşehir'in deresinden lağım akıyordu. Çöp yığınları vardı" diye konuştu. Ali ALTUNDAŞ/ KAYSERİ
