AK Parti Grup Başkanvekili Avukat Cahit Özkan: Türkiye'deki baro düzeninin dünyada benzeri yok
Türkiye son 20 yılda ekonomik ve demokratikleşme alanında büyük bir sıçrama gerçekleştirdi. Ancak aynı dönüşümü meslek örgütlerinde gerçekleştirdiğimiz söylenemez. Mesleki eğitim, istihdam, staj ve meslektaşların sorunları yerine ellerindeki siyasi ve ekonomik imkanı, siyasi bir vesayet odağı olma yolunda kullanan meslek odaları son yıllarda tartışma konusu oldu. Bu kuruluşlardan biri de Türkiye'de faaliyet gösteren barolar. AK Parti barolarla ilgili düzenlemeyi meclise getirmeye hazırlanırken avukatların başlattığı yürüyüş Ankara'ya kadar uzandı. Peki çoklu baro sistemi başka olmak üzere son düzenleme neleri içeriyor. Yasayı hazırlayan isimlerden biri olan AK Parti Grup Başkanvekili Avukat Cahit Özkan ile barolar düzenlemesinin tüm detaylarını konuştuk.
1960 DARBESİNİN SONUCU
-Cahit Bey herkes şunu merak ediyor. Barolarla ilgili neden böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyuldu?
Türkiye'de sivil toplumun demokratikleşmesiyle ilgili uzun zamandır bir tartışma yürütülüyor. Meslek odalarıyla ilgili bir dizi çalışma yapıldı. Bazı çalışmalar da tamamlandı. Sadece Barolar değil, tabip odaları, eczacılar, mimar ve mühendisler, mali müşavirlerle ilgili düzenlemeler yapıldı. Meslek odaları ile ilgili tüm bu düzenlemeler 1960 darbesi öncesi ve sonrasının bürokratik vesayetinin baskısı altında hayata geçirilmişti. O dönemde anlayış şuydu. Biz bu milleti serbest bırakırsak kendi medeniyet köklerine dönebilirler. O zaman biz ne yapalım? Korporatif bir demokrasi anlayışı inşa edelim. Yani halkla doğrudan değil de meslek odaları üzerinden bir demokrasi anlayışı geliştirelim.
1960 DARBESİNİN SONUCU
-Cahit Bey herkes şunu merak ediyor. Barolarla ilgili neden böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyuldu?
Türkiye'de sivil toplumun demokratikleşmesiyle ilgili uzun zamandır bir tartışma yürütülüyor. Meslek odalarıyla ilgili bir dizi çalışma yapıldı. Bazı çalışmalar da tamamlandı. Sadece Barolar değil, tabip odaları, eczacılar, mimar ve mühendisler, mali müşavirlerle ilgili düzenlemeler yapıldı. Meslek odaları ile ilgili tüm bu düzenlemeler 1960 darbesi öncesi ve sonrasının bürokratik vesayetinin baskısı altında hayata geçirilmişti. O dönemde anlayış şuydu. Biz bu milleti serbest bırakırsak kendi medeniyet köklerine dönebilirler. O zaman biz ne yapalım? Korporatif bir demokrasi anlayışı inşa edelim. Yani halkla doğrudan değil de meslek odaları üzerinden bir demokrasi anlayışı geliştirelim.
EN BÜYÜK SORUN TEMSİLDE
-Barolardaki tek sorun temsil mi?
Demokratik olarak dar bir çevrede devam eden bu oligarşik yapı, hukuk kalitesini yükseltmek, mesleki eğitim vermek, meslektaşların sorunlarını çözmek yerine dar bir çerçeveden siyaset yapmayı tercih ediyor. Milli iradeye karşı tahakküm kuram bir vesayet anlayışı bu yapılarda egemen hale gelmiştir. Biz diyoruz ki mevcut Barolar sistemi bir; demokratik açıdan sorunludur. İki; bu oligarşik yapı siyasi bir vesayet kurumu haline gelmiştir. Üç; bunlarla uğraştığı için mesleki hiçbir faaliyetle ilgilenmiyor ve meslektaşlarına hiçbir faydası olmuyor.
-Anladığım kadarıyla Baroların mevcut yapısı hakkında çok ciddi ve yapısal sorunlar var. Neden gündeme gelmiyor?
Bunlar gündeme geliyor. Avukatların sorunları, staj meselesi, meslek içi eğitim, meslektaşlarımızın maddi sorunları sayısız meseleler gündeme geldiğinde aldığımız cevapların hepsinde "hükümet" kelimesi ile cümleye başlanıyor. Sizin siyaset yapmaktan başka bir anlayışınız yok mu?
HAZIRLARKEN HER KESİM İLE KONUŞTUK
-Bu anlayış ile devam edilemeyeceği ortada görünüyor. Peki yeni düzenleme ile ilgili hazırlık yaparken nasıl bir yöntem izlediniz?
Bugüne kadar neler yapılmış, neler söylenmiş, neler yazılmış hepsini ortaya çıkardık. Liberal Düşünce Topluluğu'nun geniş bir raporu vardır ve çok önemlidir. Bu değerlendirdik ve inceledik. Devlet Denetleme Kurulu'nu da bir raporu var onu da değerlendirdik. AK Parti iktidarından önceki hükümetlerin de tarihi tecrübelerini göz önünde bulundurduk. Biz 18 yıllık AK Parti iktidarında ilk kez bu konuları düşünmüyoruz. Geçmişti yapılmış çalışmaları da değerlendirmeye aldık. Akademik çevreleri, hukukçuları, baroları dinledik. Çoklu baro sistemi üzerinde değerlendirmeler yaptık.
ÇÖZÜM ÇOKLU BARO
-Çoklu baro sistemi nedir biraz açar mısınız?
Bakın bir yerde 50 bin avukat var, bir yerde 20 bin, bir yerde 100-200 avukat var. Her ilde 30 avukatı aşmak şartıyla baro kuruluyor. 30 avukatın olduğu barodaki sorunla, 50 bin avukatın olduğu yerdeki sorun aynı değildir. 100 avukatın olduğu bir yerde stajyerin mesleğe kazandırılması, meslek içi eğitim, üye baro ilişkisi açısından ciddi bir sorun yok. Ama 50 bin avukatın olduğu bir yerde sorunlar var. Avukatlar için baronun yokluğu varlığının bir anlamı yok. O yüzden seçimlerine bile gitmiyor. Anadolu barolarında seçimlere katılım yüzde 90'lara çıkarken İstanbul'da bu oran yüzde 50'lere geriliyor.