Destanlar genç yaşlı her bireyin ilgisini çekmektedir. Oldukça etkileyici metinler olduğu için insanların sevmesi çok normaldir. Özellikle Türk Destanları insanların ilgisini çekmektedir. Hem ülkemizde hem de yurt dışında Türk Destanları çok araştırılmaktadır. Türk Destanlarının efsanevi yönleri insanların çok hoşuna gitmektedir. Bu destanlardan birisi Köroğlu Destanıdır. En az diğer Türk Destanları kadar Köroğlu Destanı da merak edilip araştırılmaktadır. Peki Köroğlu Destanı Özeti nedir? Herkes tarafından merakla araştırılan Köroğlu Destanı nedir? Köroğlu Destanı ile ilgili tüm ayrıntılar bu yazıda...
Köroğlu Destanı Hangi Dönem?
Her destanın belli bir dönemi vardır. Bu dönemler destanı daha iyi anlayabilmek için önemli detaylardır. Bir insan herhangi bir destanı araştırırken destanın dönemine de dikkat etmelidir. Köroğlu Destanı da dönemi önemli olan bir destandır. Köroğlu Destanının belli bir tarihi bulunmamaktadır. Ancak destanda anlatılan şeylerden yola çıkarak 16. Yüzyıla ait olduğu söylenmektedir. Köroğlu Destanı ile ilgili detaylı araştırmalar yapan kişilere verilebilecek en doğru cevap Köroğlu Destanının 16. Yüzyılda olmasıdır.
Köroğlu Destanı Nedir?
Köroğlu Destanı diğer Türk Destanlarına oranla daha yeni bir destandır. Bu destan bir intikam almanın destanıdır. İnsanlar tarafından oldukça sevilen ve dönemi net olmayan bir destandır. Köroğlu Destanında babası kör bırakılan bir kişinin hikayesi anlatılmaktadır. Köroğlu Destanı hem olağan hem de olağanüstü özellikler barındıran bir hikayedir. Köroğlu Destanının ana konusu büyük bir aşk ve yiğitlik macerasıdır.
Köroğlu Destanı Özellikleri
Köroğlu Destanı Özeti
Ruşen Ali adlı kişinin Yusuf adında bir at ustası olan babası vardır. O dönemde Bolu Beyi'nin atlara olan düşkünlüğü tüm halk tarafından bilinmektedir. Bir gün Bolu Beyi, at seyisi olan Yusuf'tan kendisine yaraşır bir tay bulmasını istemiştir. Yusuf, büyüdüklerinde Bolu Beyi'nin istediği nitelikte olacağına inandığı iki zayıf tay bulmuş ve bunları satın almıştır. Ancak Yusuf'un bulduğu tayı beğenmeyen Bolu Beyi, bunun kendisine karşı bir hakaret olduğunu düşünmüş ardından at seyisinin gözlerine mil çektirir. Babası zulme uğramış ve gözlerini kaybetmiş biri olan Köroğlu, babasının tavsiyelerine uyarak tayı büyütmüştür. Tay büyüdüğünde eşi benzeri olmayan bir Kırat olmuştur. Bolu Beyi'ne seçilmiş olan tay artık Köroğlu'nun Kırat'ı olmuştur. Eşi benzeri olmayan bir ata sahip olan Ruşen Ali, güçlü bir yiğit olup babasının intikamını almak istemektedir. Baba-oğul intikam andıyla yola çıkmışlardır. Abıhayatı (Ölümsüzlük suyu) bulurlar ve Ruşen Ali bu sudan içip ölümsüzlüğe kavuşur. Bununla birlikte Ruşen Ali de birçok niteliğe sahip olur. Baba-oğul geri dönüp Bolu Beyi'ne yakın bir yer olan Çamlıbel'i kendilerine yurt edinirler. Burada gösterdiği kahramanlıklarla birlikte Köroğlu çevresinde bir sürü adam da toplar. Birçok askeriyle birlikte Bolu Beyi'ne savaş açar ve Bolu Beyi'ni bozguna uğratır. Bolu Beyi'nin kız kardeşine âşık olan Köroğlu, onu kaçırarak onunla evlenmiştir. Bundan sonra da hayatını fakirlere garibanlara yardım ederek geçirir. Yiğitliği ve mertliğiyle ün salmış olan Köroğlu, tüfeğin icat edilmesiyle birlikte büyük bir üzüntüye kapılmıştır. Rivayete göre "Delikli demir çıktı, dünyanın tadı kalmadı." der ve ortalıktan kaybolur.