Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki Karabağ savaşı sonrasında Azerbaycan'ın elde ettiği tarihi zaferin kutlamaları sürerken ses sanatçısı Azerin, sabah.com.tr'ye açıklamalarda bulundu. "Çırpınırdın Karadeniz" türküsünü seslendiren Azerbaycan Devlet Sanatçısı alınan zaferin ardından duygu seli içerisinde olduğunu ifade etti. Türk milletinin desteğinin, alınan bu zaferde hem Azerbaycan halkına hem de ordusuna büyük bir güç kaynağı olduğunu dile getiren Azerin, Çırpınırdın Karadeniz" türküsüyle tüm dünyada sesinin yankılanmasından gurur duyduğunu söyledi...
ÜNLÜ SANATÇI AZERİN KARABAĞ ZAFERİ SONRASI KONUŞTU!
Ermenistan lideri Paşinyan'ın Dağlık Karabağ'dan çekileceği anlaşmayı imzalaması üzerine 27 yıl sonra alınan tarihi zafer Azerbaycan halkı tarafından sevinç gözyaşları ile karşılandı. Ülkede bu zaferin kutlamaları sürerken 5 kent merkezi, 3 kasaba, 300 köy ve bazı tepeleri ele geçirilmesiyle Azerbaycan ordusunun zaferi tüm dünyada tescil edildi…
"AZERBAYCAN BAYRAĞI KARABAĞ'DA DALGALANIYOR ARTIK"
Ermenistan'a karşı aldığı bu galibiyetin mutluluğunu yaşarken "Çırpınırdın Karadeniz" türküsünü seslendirmesiyle ülkenin simgesi haline gelen ses sanatçısı Azerin, yaşanan süreci Sabah.com.tr'nin sorularını yanıtlayarak anlattı…
Azerbaycan'ın Karabağ zaferi için Azerin'den 'Çırpınırdın Karadeniz' (Zaferimiz Kutlu Olsun) | Video
Sevgili Azerin. Nasılsın? Nasıl hissediyorsun öncelikle?
"Merhabalar, Teşekkür ederim, çok sağolun çok iyiyim…"
Azerbaycan bayrağını Karabağ'a asacağız dedin ve oldu. Sanatçı olarak temsiliyetini yerine getirmenin duygu tarifini alabilir miyiz senden?
"Tabii ki çok yoğun duygu seli yaşıyorum. Evet dedik, Azerbaycan Bayrağı'nı Türk'ün şanlı bayrağını Karabağ'a asacağız ve şükürler olsun ki Allah-u Teala bize bugünleri görmeyi nasip etti. Ve Azerbaycan Bayrağı Karabağ'da dalgalanıyor artık. Tabii ki biz her şeyden önce Allah'a şükrediyoruz. Daha sonra da Azerbaycan'ın muzaffer ordusuna, askerlerimize. Azerbaycan'ımızın şanlı bayrağının Karabağ'da dalgalanmasını şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz. Allah onlardan razı olsun. Allah tüm şehitlerimize rahmet etsin."
"Tabii ki ben yıllardır "Çırpınırdın Karadeniz"i söylediğimde, evvela Ahmet Cevat tarafından ne zaman hangi şartlarda yazıldığını, hangi şartlarda Üzeyir Bey'in beste yaptığını çok iyi biliyorum yani eserin hikayesini çok iyi biliyorum. Eseri ortaya çıkaranların bize sunanların hayatını çok iyi bildiğim için bu eseri bir başka söylüyordum her zaman her defasında… Ben Türk'ün şanlı bayrağının Karadeniz üzerinde dalgalanmasına farklı bakıyorum. Çünkü onun tarihini iyi biliyorum. 102 yaşı var "Çırpınırdın Karadeniz"in…"
"Ve elbette temsil ettiğim eser, şöyle söyleyeyim size açıkça ben nereye gittiysem bugüne kadar "Azerin" değil "Çırpınırdın Karadeniz" geldi" diyorlardı. Ve bu beni çok mutlu ediyordu. Onun için bugün her defasında "Çırpınırdın Karadeniz" türküsünü söyledikten sonra "İnşallah, Allah büyüktür" demem ve 22 yıl önce "Çırpınırdın Karadeniz" türküsünün sonluğunu değiştirmem ve Azerbaycan Bayrağı'nı Karabağ'da asacağız demem de tesadüf değildi. Yani ben eseri çok inanarak söylüyordum. Biliyordum ki er ya da geç biz muzaffer olacağız ve Azerbaycan'ın bayrağı Karabağ'da dalgalanacak. Bugün artık Çırpınırdın Karadeniz türküsünün sonunda "İnşallah" değil de "Elhamdulillah" diyeceğim…"
"İKİ DEVLET GİBİ DE DEĞİL TEK MİLLET TEK DEVLET"
"İki Bayrak Tek Millet" kardeşliği birbirimize güç katıyor. Biz burada kamuoyunun gündemini ve Türk halkının desteğinin sizlerle olduğuna şahit olduk. Aynı hissi sen de yaşadın mı?
"Tabii ki biz bir millet iki devletiz. Ama bugünlerde biz kendimizi iki devlet gibi de değil "tek millet tek devlet "olarak hissettik bugünlerde. Bunu yaşadık. Türkiye'de yaşayan soydaşlarımız bunu çok güzel bir şekilde gösterdi. Azerbaycan'ı haklı davasında omuz vermekle hem devlet olarak hem de halk olarak biz bunları gördük.
Azerbaycan halkı Türkiye'deki kardeşlerinin desteğini gördüğünde, siz düşünün ki bu ne kadar büyük bir güç olmuştur. Hem Azerbaycan halkına hem de ordumuza… Devlet başlarının devamlı beraber açıklamalar yapmaları hatta bugün de bizim galibiyetimizden sonra Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Azerbaycan'da olması ve Azerbaycan Milli Savunma Bakanı ile beraber kucaklaşması bu bayramı beraber kutlaması tek millet olarak dünyaya artık bir mesajımızdır. Biz artık bundan sonra coğrafyamızda, Azerbaycan'da, Karabağ'da beraber adım atacağız. Kararlarımızı da beraber alacağız demektir. Tabii ki zaferimiz kutlu olsun. Ben de tabii bu hisleri çok yoğun yaşıyorum."
"TESADÜFEN SEÇİLMİŞ BİR TARİH DEĞİL"
Yeni bir klip yayınladınız dün. "Çırpınırdın Karadeniz" in yeni versiyonu... 9 Kasım ise Azerbaycan'da Bayrak Günü olarak kutlanıyor. Çok anlamlı bir tarihte paylaşmışsınız. Zaferi nasıl tanımlıyorsun Azerin?
"Evet biz şirketimizle beraber yeni bir klip yayınladık. "Çırpınırdın Karadeniz" türküsünün yeni versiyonunu yayınladık. Tabii ki 9 Kasım tesadüfen seçilmiş bir tarih değil. 9 Kasım Azerbaycan'da Bayrak günüdür. Bayrak Bayramı'dır. 2009 senesinde bizim Cumhurbaşkanımız Bayrak Bayramı'nı yeniden kutlamamız için bir karar vermişti. Çünkü Bayrak Bayramı aslında Azerbaycan'ın 1918'de Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla kutlanmaya başlamıştı. Daha sonra Sovyetler Birliği zamanında yaşadığımız için bu bayram bir süre kutlanmamıştı. Ve 1991 yılında yeniden bu günü Bayrak Günü olarak teyit etmişti ama Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev bunun ülkemizde bir bayrak olarak kutlamamızı tescilledi. Onun için 9 Kasım Azerbaycan halkı için çok önemlidir. 8 Kasım'da da göz bebeğimiz olan Şuşa'mız yeniden Azerbaycan'a döndü ve işgalden kurtuldu. Çok manidar olduğunu düşünüyorum. Çok yerinde oldu bizim "Çırpınırdın Karadeniz" türküsünün yeni versiyonu… Ve biz böylelikle Bayrak Günümüzü kutlamış olduk yeniden."
"Tabii Zaferi ben nasıl tanımlayabilirim… O kadar duygular birbirine karıştı ki, biz Azerbaycan bayrağının 9 Kasım'da yeniden Şuşa'da ve Karabağ'da dalgalandığını gördük ya bundan sonra rahat ölebiliriz. Elhamdülillah şükürler olsun bugünlere. Zafer bizimdir diyebildik ve Karabağ Azerbaycan'dır diyebildik… İşte budur zafer tanımlaması."
"MAALESEF BİZ ŞEREFLİ BİR DÜŞMAN GÖRMEDİK ÖNÜMÜZDE."
Karabağ gündeminde senin içini en çok acıtan, en çok üzen şey ne oldu?
"Tabii ki biz bir savaşa girdik ve bu savaşı Karabağ'da toprağımızdan düşmanı çıkarmak için bir savaşa girdik. Ve Karabağ'da savaşan askerimizin erkekçe savaşması, Ermeniler erkek gibi savaşmadı. Maalesef bu savaşta biz şehit verdik. Şehit veriyorsunuz ama biliyorsunuz ki sizin şehidiniz toprağınız uğruna erkekçesine savaşıyor ve şehit oluyor."
"Maalesef biz şerefli bir düşman görmedik önümüzde. Ve bu düşman bizim sivillerimizin yaşadığı bölgeleri bombaladı. Roketler attı ve hepimiz de gördük ki bu siviller arasında çocuklar da vardı. Çocuklarımız, sivil insanlarımız şehit oldu. Tabii ki bu beni çok üzdü, çok çok üzdü. Keşke bu olmasaydı."
"TÜRKİYE BÜYÜK BİR GÜÇ"
Türkiye, her zaman Azerbaycan halkının yanında yer aldı. Bunu Sayın Aliyev de defalarca dile getirdi. Ermenistan ile savaş zamanında Türkiye'nin sizin yanınızda olmasının o tarafta karşılığı nasıl oldu? Ermenistan cephesi Türkiye'nin gücü karşısında ne hissetti?
"Bütün savaş boyunca Türkiye Azerbaycan'a manevi destek verdi. Ve bunu defalarca Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev bunu dile getirdi. Her platformda her röportajında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a Azerbaycan halkının ve kendinin teşekkürünü defalarca dile getirdi. Ve Azerbaycan halkı da Türkiye'nin büyük bir güç olduğunu coğrafyamızda söz sahibi olduğunu biliyoruz biz, halkımız da bunu biliyor. "
"Siz de görmüşsünüzdür ki her yerde hatta dün kutlamalarda, sokaklarda Azerbaycan'ımızın bayrağının yanında Türkiye'nin bayrağı da dalgalandı. Halkımız şerefle Türkiye'nin bayrağını taşıdı. Ve bunu elbette düşmanımız da görüyordu, hissediyordu. Ki Türkiye Azerbaycan'a büyük bir güç ve destek veriyor. Ve ilk günden Ermenistan yenilgisini anlamıştı yalnızca bunu kabullenmek istemiyordu. "
"Ancak bunu kabullenmek zorunda kaldı. Bundan sonra da düşünüyorum ki biz Türkiye'mizle beraber adım atacağız beraber yürüyeceğiz bu yolda. Ve Ermenistan da bununla yüzleşmek zorunda kalacak…"
ÜNLÜ SANATÇI AZERİN'DEN 'KARABAĞ' ÇAĞRISI!
Sanat anlamında kardeş ülke Azerbaycan'ın simgelerinden birisin. 28 senedir ezan okunmayan Şuşa'da artık Azerbaycan bayrağı dalgalanıyor. Ermeni işgalinden geri alınan yerlerde bir halk konseri verme şansın olsan Türkiye'den hangi ünlü isimle birlikte konsere çıkmak isterdin?
"Evet tabii ki, Çırpınırdın Karadeniz'i irfa etmekle savaşın sürdüğü bu 44 günde Çırpınırdın Karadeniz'in bir simge olması, sesimin her yerde duyulması beni çok gururlandırdı, çok onurlandı. Halkımıza teşekkür ederim beni bir simge haline getirdiler…"
"Halkımız iki gün boyunca bana sabaha kadar insanlar bana kutlama mesajları yolladı. O kadar gurur ve onur verici ki Allah utandırmasın. Bundan sonra da güzel işler yapalım. Halkımız için bir sanatçı olarak yapmak istiyorum. İnşallah.28 senedir ezanın okunmadığı topraklarımızda yeniden ezan sesi yükseldi. Şuşa'da bayrağımız dalgalandı. Bir Müslüman Türk olarak… Şimdi de konuşurken duygulanıyorum tabii ki… Ne mutlu bana ki ben bu günleri gördüm ve bu günlerdi yaşıyorum."
"İnşallah ben o topraklara kendi toprağım olarak ayağımı basacağım, oralarda konserler yapacağım. Çok mutluyum. Çok çok mutluyum. Elhamdülillah şükürler olsun. Ermeni işgalinden geri alınan topraklarımızda konserlerimi yapacağım inşallah. Askerlerimizle, halkımızla, Cumhurbaşkanlarımızla beraber inşallah konserlerimi yaptığımda davet edeceğim. İlk önce ve her şeyden önce askerlerimize konser vermek istiyorum. Ve bunun için de Karabağ'a gideceğim Allah'ın izniyle…"
"Size de çok çok teşekkür ediyorum. Tabii ki buradan Türkiye'deki ünlü isimlere de davetimi gönderiyorum. İsimleri ayrıca söylemiyorum. Kimseyi ayrıca düşünmüyorum. Kim istiyorsa sanatçılarımızdan buyurup gelsin. Biliyorsunuz ki, İnşallah Karabağ önce temizlenecek. Oralarda mayınlar döşenmiş, tüneller kazılmış düşman tarafından… Bütün bunlar askerlerimiz tarafından temizlendikten sonra biz Allah'ın izniyle konserlerimize gideceğiz. Tabii ki buyursun gelsin Türkiye'den sanatçılarımız…"
"Bizim artık ayrımız gayrımız yoktur. Kim isterse sanatçılarımızdan buyurup gelip bizimle beraber orada konserlerimize iştirak edebilir…"