İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmaya davanın müştekisi olan Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz ile avukatları katıldı. Sanıkları ise İstanbul Barosundan görevlendirilen avukatlar temsil etti. Hatice Cengiz "Şikayetimiz devam etmektedir" dedi.
Mahkeme heyeti, soruşturma kapsamında savcılığın firari 6 şüpheli hakkında hazırladığı ikinci iddianameyi, 20 sanığın yargılandığı dava ile birleştirilmesine karar verdi. Duruşmada ek iddianameyle ilgili sanık avukatlarına söz hakkı verildi. Sanıklara baro tarafından atanan avukatlar, davadaki eksiklikler giderilinceye kadar bu aşamada ekleyecek bir şeyleri olmadığını söyledi.
MISIRLI ARKADAŞI İFADE VERDİ
3 Temmuz'da yapılan ilk duruşmada da Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz müşteki olarak ifade verirken, eski AK Parti Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay ile 7 konsolosluk çalışanı tanık olarak dinlenmiş, mahkemeye gelmeyen 3 tanık hakkında ise zorla getirilme kararı çıkmıştı.
Tanıklardan Ayman Nour mahkemeye geldi. Cemal Kaşıkçı'nın arkadaşı olan Nour'un ifadesi tercüman aracılığıyla alındı. Mısırlı politikacı ve siyasi parti kurucusu olduğunu söyleyen Nour'a mahkeme başkanı, "Cemal Kaşıkçı'yı nasıl ve nereden tanıdığını sordu.
Nour da Kaşıkçı'yı 30 senedir tanıdığını, Londra'da bir dergi projesinde beraber çalıştıklarını ve ölümüne kadar arkadaşlıklarının devam ettiğini söyledi.
"TEHDİT EDİLDİĞİNİ ANLATMIŞTI"
Mahkeme başkanı, arkadaşlıkları boyunca Kaşıkçı'nın özellikle yargılanan kişilerle ilgili nelerden bahsettiğini sordu. Ayman Nour şöyle cevap verdi: "Cemal, Kahtani ve ailesi tarafından tehdit edildiğini anlatmıştı. Kahtani de Suudi kraliyet ailesine yakındır. 2016 yılında Muhammed bin Selman ile görüştü. Muhammed bin Selman Kaşıkçı'ya 'Neden Ayman Nour ile görüşüyorsun diye sormuş. Kaşıkçı bu soruya cevap vermediğini söyledi ama çok şaşırmıştı. Sonra Twitter'da resmimizi koyup biz 'Nour ile çok eski arkadaşım' dedi."
KAŞIKÇI'YI VE BENİ ÖLDÜRECEKLERİNİ TV'DE SÖYLEDİLER
Kaşıkçı'nın 2017'de Mısırlı muhalif televizyon kanalı Al Sharq'de yaptığı konuşmayla ilgili soru üzerine Ayman Nour şunları söyledi: "Cemal bey geç saatte aradı, yayına çıkmak istedi. Biz de çok şaşırdık, neden bir anda yayına çıkmak istedi diye. Ne söyleyeceğini, içeriğini bana söylemedi. Yayında çok sert bir açıklama yaptı. Bu sert açıklamaları beni de şaşırttı. Sonra konuşmaya çıktığında televizyona Skype'da yaptığı konuşmanın tam aksi yönde bir konuşma yaptı. Röportaj sonrası Cemal benim evimdeydi. Ona mesaj geldi, 'Suudi Arabistan'a gelebilirsin' dedi. Velid bin Talal'dan gelen mesaj ile ilgili olarak, 'Dikkat et, belki ona baskı yapmışlardır sana böyle mesaj göndersinler diye' dedim. Mısır ile Suudi Arabistan arasında ilişkiler başlamıştı. MBC Suudi kanalı ama program sunucuları Mısırlıydı. Televizyonda Cemal Kaşıkçı ve Ayman Nour'u öldüreceklerini söylediler. Ben bunu kayıt altına alıp savcılığa suç duyurusunda bulundum."
O KADAR İYİ DAVRANMIŞLAR Kİ VİCDAN YAPMIŞ
Ayman Nour'un ifadesini şöyle tamamladı: "Cemal benimle telefonla görüştü, 'Mısır Konsolosluğuna gittin mi Ayman' diye bana sordu. Ben de 'Bana herhangi bir saygısızlık yamadılar ama taleplerimi de yerine getirmediler' dedim. Evlilik amacıyla evrak verirler mi diye sordu. O da 'ilk gittiğinde bana çok iyi davrandılar dedi ve sanki bu adamları böyle eleştirerek zulüm mu yaptık' dedi. Ben ona 'Evlilik evrakını aldın mı diye sordum. O da bir hafta sonra vereceklerini söyledi. Londra'ya gideceğini, sonra konsolosluğa geleceğini söyledi ve gelince de malum olay oldu."
KIRMIZI BÜLTEN SONUCU BEKLENECEK
Ayman Nour'un ifadesinin ardından mahkeme heyeti, sanıkların Suudi Arabistan'dan iade talebi ile İNTERPOL tarafından kırmızı bültenle yakalanmalarının beklenmesine karar verdi. Haklarında zorla getirilme kararı olup da duruşmaya gelmeyen iki tanığın da getirilmeleri ve Apple firmasına yazılan talebin de beklenmesi kararlaştırıldı. Sınır tanımayan gazeteciler örgütünün davaya müdahillik talebi ise doğrudan suçtan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddedildi.
Ara kararları okuyan mahkeme başkanı, sanıklar hakkında çıkarılan yakalama ve kırmızı bülten sonucunu bekleyeceklerini söyleyerek, duruşmanın 4 Mart'a ertelendiğini bildirdi.
TANDIRI ANLATMIŞTI
İlk duruşmada tanık olarak dinlenen konsolosluğun teknik sorumlusu Zeki Demir, "Benden tandırı yakmamı istediler. Konuta gittim, tandırı yaktım. 5-6 şahıs vardı. Bazı yerlere girmeme izin vermediler. Bana 'tandira düşerseniz kebap olursunuz' diye şaka yaptı, 'yallah git' dedi. Dışarıya çıktım. 5 gün sonra gelince tandırın etrafında parçalanma gördük. Kezzap kullanılmıştı. Bu fark ediliyordu. Tandırın etrafindaki mermerin rengi değişmişti. Bir insan girebilecek bütünlükteydi" demişti.
BM raportörü Agnes Callamard da beraberindeki bir heyetle ilk duruşmayı izlemişti.
SUUDİ HÜKÜMETİ İADE ETMEDİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede ise Cemal Kaşıkçı'nın 2 Ekim 2018'de Suudi Başkonsolosluğunda boğularak öldürüldüğü, cesedinin parçalanarak yok edildiği kaydediliyor. İddianamede, cinayeti gerçekleştirmek üzere görevlendirme yapıp diğer şüphelilere gerekli talimatları veren eski İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmet Bin Muhammed El Asiri ile Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın sağ kolu olan eski Kraliyet Divanı Müsteşarı Suud El Kahtani hakkında "tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Diğer 18 sanığın da "tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesi talep ediliyor.
Öte yandan, Suudi Arabistan Başsavcılığı cinayetin ardından ülkelerine kaçan sanıklardan 11'nin Suudi Mahkemesinde yargılandığını ve Aralık 2019'da sanıklardan 5'inin idama, 3'ünün toplam 24 yıl hapis cezasına çarptırıldığını duyurmuştu. Bu kararın temyize açık olduğunu belirten Suudi Başsavcılığı, hangi sanıkların hangi cezayı aldığına ilişkin net açıklamanın nihai karardan sonra yapılacağını bildirmişti.
KIRMIZI BÜLTENLE ARANIYORLAR
Son olarak Suudi Başsavcılığı 7 Eylül'de 8 sanık hakkında nihai hükmün açıklandığını duyurmuş, sanıklardan 5'ine 20'şer, 1'ine 10, diğer 2'sine 7'şer yıl hapis cezası verildiğini bildirmişti. Açıklamada, Kaşıkçı'nın yakınlarının kendi şahsi dava haklarından feragat etmesi nedeniyle 5 sanık hakkındaki idamın 20 yıl hapse çevrildiği ve dosyanın kapandığını belirtilmişti. Suudi Arabistan'ın yaptığı göstermelik yargılama, dünya kamuoyunda kabul görmemiş, Uluslararası Polis Teşkilatı INTERPOL, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebiyle infaz timindeki 20 Suudi şüpheli hakkında kırmızı bülten çıkarmıştı.