Son dakika | AK Parti'den sıfır tolerans çalışması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Tanıtım ve Medya Başkanı Mahir Ünal Koronavirüs Pandemisi, kadına şiddet, çalışana mobbing, dijitalleşme ve Y & Z kuşağı beklentileri gibi birçok konuda yapılan ve yapılacak olanlarla ilgili önemli açıklamalar yaptı. SABAH'a konuşan Ünal, "Bakanlığımız şiddete sıfır tolerans düşüncesinde ciddi bir çalışma yürütüyorlar. Şiddeti bütün olarak ele almak gerekiyor" dedi. İşte Mahir Ünal röportajından satır başları...

Son dakika | AK Parti’den sıfır tolerans çalışması

Son dakika haberi: Koronavirüs Pandemisi Ülkemizi etkisi altına alalı neredeyse bir yıl oldu, sürecin beraberinde getirdiklerini, dijitalleşmeyi, Y & Z kuşağını ve beklentilerini Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı, Tanıtım ve Medya Başkanı Mahir Ünal ile konuştuk;

Öncelikle teşekkür ederim röportaj isteğimizi kabul ettiğiniz için. Nasılsınız? Pandemi sürecini nasıl geçiriyorsunuz?

  • 16 Mart 2020'den bu yana yaklaşık bir yıl olacak, 45 günlük bir eve kapanmanın ardından sonraki süreç biz siyasetçi olduğumuz için hijyen şartlarına uyarak, maske kullanımına ve mesafe kurallarına dikkat ederek yoğun bir şekilde çalışmayla geçti. Tabii pandemi süreci insanların tekrar yardımlaşmayı, paylaşmayı, merhameti hatırladıkları; insan olduğumuzu hatırladığımız ve önceliklerimizi gördüğümüz bir süreç oldu. Bizlerin aslında ihtiyaç ve istekleri farklıdır, ihtiyaç olarak gördüğümüz birçok şeyin aslında ihtiyaç olmadığını, sağlığın, dostluğun, ailenin ne kadar kıymetli olduğunu gördük ve hatırladık. İnsanoğlu ilk defa böyle bir durumu deneyimledi; geçmişte afetler, salgınlar yaşandı ama insanlık aynı anda bütün yerkürede birlikte bunu deneyimlememişti. Korkuyu, kaygıyı, eve kapanmayı, aynı duygu ve mahrumiyetleri aynı anda ilk defa deneyimledik. Bunun da önümüzdeki süreçte insanlık açısından sonuçlarını göreceğiz.

Son dakika | AK Parti’den sıfır tolerans çalışması

''Her ülkenin dijitalleşme kapsamında kendi verisine ve datasına sahip çıkması gerekiyor.''

Koronavirüs pandemisi dijital alana karşı geçişi arttırdı. Kamuoyunun da bildiği ve takip ettiği üzere siz de iyi bir sosyal medya kullanıcısısınız. Çağımızın gerekliliği dijitalleşmeye karşı artısı ile, eksisi ile düşünceleriniz neler? Son zamanlarda ciddi politik mücadeleler de dijital alana taşındı…

  • Hepimizin eve kapanması, sokağa çıkma yasakları, karantina bunlar kaçınılmaz olarak haberleşmeyi ve dijitalleşmeyi arttırdı. Dolayısı ile bizler bir anda dijital dönüşümün içine düştük. Pandemi öncesinde birçok dijital aygıt insanların ilgisini çekmezken 5 milyon, 10 milyon kullanıcı olan haberleşme aygıtları mesela zoom bir anda 50 milyon kullanıcıya ulaştı; piyasa değeri bildiğim kadarı ile 42 milyar dolara çıktı, yedi büyük havayolu şirketinin değerinden daha fazla bu. Türkiye de dijital dönüşüm konusunda çok ciddi adımlar attı. Özellikle yerli sosyal ağlar, yerli haberleşme aygıtları bip gibi daha çok önem arz etmeye başladı. Çünkü dijital çağın hammadesi veridir. Günlük online işlemlerimizden türeyen veriler bizim tüketim alışkanlıklarımızı, duygularımızı, ilişkilerimizi veri madenleri gibi işlenmesine vesile oluyor, o yüzden her ülkenin kendi verisine ve datasına sahip çıkması gerekiyor. Türkiye hemen bu anlamda biliyorsunuz sosyal medya kanunu çıkardı ve sosyal ağlara Türkiye'de temsilcilik açma zorunluluğu getirdi. Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bu uygulamaları kullanan vatandaşlarımızın kişisel verilerinin, temel haklarının korunma altına alınması için hızlıca adımlar attık.

Son dakika | AK Parti’den sıfır tolerans çalışması

Dijitalleşme demek biraz da genç nesil demek. Ak Parti Y & Z kuşağını sosyo-politik açıdan yakalamak için ne tür açılımlar planlamaktadır? Birkaç yıl içinde Y & Z kuşağının toplam oy oranının yüzde 52 rakamına erişeceği öngörülmekte. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde iktidara erişmek için yeterli bir rakam.

  • Kaçınılmaz olarak nesiller arası fark alışkanlıkları farklılaştırıyor. 54-65 yaş arası kuşak radyo, televizyon kuşağıydı bu kuşağın medya tüketim alışkanlıkları farklıydı. 44-55 yaş arası kuşak yavaş yavaş televizyon ile ve cep telefonları ile karşılaşan kuşaktı Y kuşağı dediğimiz 24-34 yaş arası kuşak internet ile tanışan, internet coğrafyasında doğan ve internet coğrafyasının alışkanlıkları ile hareket eden nesil oldu. Z kuşağı ise o 1990'lı yıllarda tanıştığımız internetin ötesine geçti, artık onlar dijital çağın çocukları ve ona göre de medya tüketim alışkanlıkları son derece farklı. Z kuşağı interaktif dijital platformlarda kendisinin özne olduğu haberleşme biçimlerini seçiyor, kendisini pasifleştiren iletişim biçimleri ile ilgilenmiyor. Uzun sürekli yayınlardan ziyade 15-20 dakikalık anlatımlar ile ilgileniyor. Biz yapmış olduğumuz kamuoyu araştırmaları ile neslin medya tüketim alışkanlıklarına da bakarak herkesle iletişim kurduğumuz gibi gençlerimiz ile de iletişimi yürütüyoruz. Ve şu anda da bu anlamda ciddi mesafe kaydettik.

Son dakika | AK Parti’den sıfır tolerans çalışması

''Türkiye kendi çocuklarına imkanlar hazırlayarak hem beyin göçünü durdurmak, hem de tersine beyin göçü oluşturmak için çok ciddi yatırımlar yapmakta.''

Sayın Cumhurbaşkanımızın beyin göçünü önleyecek tedbirler almalıyız diye bir açıklaması oldu. Neler olabilir bu tedbirler, bu anlamda sıkı çalışmalar var mı?

  • Tersine beyin göçü dediğimiz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın oluşturduğu teşvikler ile Türkiye'de ciddi anlamda Teknoloji Vakfının, Teknofest'in, Tübitak'ın ve diğer teknoloji temelli kurumların sağladığı imkanlar ile yurtdışındaki beyinlerimizi tersine bir beyin göçü ile Türkiye'ye ve Türkiye'deki beyinlerimizin de onların inovatif düşüncelerine, yaratıcılıklarına, yeteneklerine zemin hazırlayan fırsatlar oluşturuyoruz. Burada şunu unutmamak lazım gençlerimiz tabii bunu hatırlamıyorlar Türkiye'nin ne zorlu şartlardan geldiğini. Türkiye'de Nuri Demirağ yüzün üzerinde uçak üretti ama onu ortadan kaldırdılar, Vecihi Hürkuş'u ortadan kaldırdılar. Hatırlayın ilk cep telefonları üretildiğinde Aselsan o günün standartlarında cep telefonu üretti, yerli ve milli bir ürün koydu ortaya o da akamete uğratıldı. Türkiye otomobil üretti o da akamete uğratıldı. Türkiye'nin beyin göçünün vermesinin sebebi milli, ülkesine aşık, ülkesi için bir şeyler yapma derdinde olan girişimcilerimiz faili meçhullere kurban gitmeleri oldu. Son 18 yıldır Türkiye kendi çocuklarına imkanlar hazırlayarak hem beyin göçünü durdurmak, hem de tersine beyin göçü oluşturmak için çok ciddi yatırımlar yapmakta.

Son dakika | AK Parti’den sıfır tolerans çalışması

Koronavirüs Pandemi süreci aileleri de, ilişkileri de etkiledi. Siz de evli ve iki çocuk babasısınız, ailelere aile yapısını koruyabilmek adına tavsiyeleriniz neler olur bu süreçte?

  • Karantina sürecinde aslında daha önceki hayatın hayhuyu içinde oturup konuşma fırsatı bulamayanlar oturup konuşma, dertleşme fırsatı buldular. Anne babalar çocukları ile daha çok vakit geçirme fırsatı yakaladılar, eşler birbirlerini daha yakından tanıma imkanı buldular. Bence bu süreç aileyi, komşuyu, dostluğu, merhameti, kaynaşmayı güçlendirdi, bu kaynaşmayı böyle de sürdürmemiz gerekir.

Çok yoğun bir temponuz var. Çocuklarınızla vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz, nasıl bir babasınız? Oğlunuz daha çok küçük ama çocuklarınıza tavsiyelerde bulunuyor musunuz?

  • Ben her gün mutlaka oğluma vakit ayırıyorum çünkü biliyorum ki eğer ben bugün ona vakit ayırmazsam o hızla büyürken yarın onun vakit ayıramayacağı bir zaman dilimi yaşayacağım. Eğer çocuklarımız ile sağlıklı ilişkiler kurmazsak, onlar bize ihtiyaç duyduğu zaman biz onların yanında yoksak yarın artık bize ihtiyaç duymadıklarında, büyüdüklerinde, arkadaşları ile çevreleri ile bir hayat kurduklarında onlar da bizim yanımızda olmayacaklardır. Ee tabii her ebeveyn tecrübesini evladı ile paylaşır çünkü çocuklar sorun çözmeyi, karakterlerini ebeveynleri ile inşa ederler. O yüzden denir ki çocuk aile düzenini yansıtır yani her çocuk içinde büyüdüğü ailenin anlayışını, ilişkilerini, kimliğini yansıtır. Çocuklar bilgi edinerek değil yaşayarak ve modelleyerek öğrenirler. Siz çocuklara ne kadar şöyle olmalısınız böyle olmalısınız deseniz de çocuklar sizin söylediklerinizle değil yaptıklarınız ile ilgilenir. Çocuk iyiliği de, doğruluğu da, yalan söylemeyi de, kötülüğü de bunların hepsini ailede öğrenir. O yüzden aileler doğru, dürüst, anlayışlı ise çocuk da öyle olur. Çocuklara yap yapma demekten ziyade sizin ne yaşadığınız önemli.

Son dakika | AK Parti’den sıfır tolerans çalışması

ŞİDDETE SIFIR TOLERANS

"Ses yükseltmek, bağırmak, iş yerinde mobbinge uğramak da bir şiddet biçimidir. Biz tabii ki şiddete karşı cezaları arttırıyoruz."

Eminim ki Türkiye'de yaşanan kadına şiddet olayları her birimiz gibi sizi de üzüyordur, Ak Parti; ''kadına fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan cinsiyete dayalı her türlü eylem ve bu eylemlerle tehdit etme, keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma'' anlamı taşıyan kadına şiddete karşı kadın haklarının korunması yönünde açılımlar planlıyor mu?

  • Öncellikle şiddet kavramını bütün ele almak lazım. Şiddet ya görerek ya da yaşayarak öğrenilir. O yüzden bizim çocuklarımızın eğitiminde okuldan ziyade çocuğun evdeki eğitimi önemlidir. Çocuk evde şiddete maruz kalıyor şiddeti görüyorsa, evde ebeveynlerinden biri diğerine ya da çocuğa şiddet uyguluyorsa çocuk şiddetin bir çözüm yolu olduğunu öğrenir. Bu olduğunda kaçınılmaz olarak şiddeti karşılaştığı sorunlarda uygulamaya başlar. Ya da çocuk şiddeti akran zorbalığı şeklinde okulda öğrenir. Evde ve okulda her halükarda çocuğun şiddeti bir çözüm yöntemi olarak görmemesi gerekiyor ki bundan sonraki hayatında şiddeti uygulamasın. Ses yükseltmek, bağırmak da bir şiddet biçimidir. Biz tabii ki şiddete karşı cezaları arttırıyoruz ama bunu yaparken bunu iyileşmeye yönelik yani rehabilitasyonuna dönük neler yapılması gerekiyor? Evde, okulda, kamusal alanda neler yapılması gerekiyor? Bunun ile ilgili hem Aile Bakanlığımız, hem Milli Eğitim Bakanlığımız, hem İç İşleri Bakanlığımız şiddete sıfır tolerans düşüncesinde ciddi bir çalışma yürütüyorlar. Şiddeti bütün olarak ele almak gerekiyor. İş yerinde mobbinge maruz kalan bir kişi de aslında şiddete maruz kalmış oluyor. Bunların hepsini ele almak gerekiyor. Şiddetin tek bir yönünü değil de çocuğa da, kadına da, yaşlıya da olan yönünü ele almamız gerekiyor.

Son dakika | AK Parti’den sıfır tolerans çalışması

Kanayan bir diğer yaramız… Hayvan hakları yasasında son durum nedir?

  • Yasal düzenleme geliyor, meclise oradan takip etmekte fayda var. Hayvanların petshoplardan satılmasından tutun da sokak hayvanlarının zarar görmemesi yönüne kadar genişçe bir çerçeve ele alınıyor. Uzunca bir süredir çalıştığımız bir yasa.

Bir dönem Spor Kulübü Yönetim Kurulu üyeliği de yaptınız…

Futbol ile aranız nasıl, tuttuğunuz bir takım var mı?

  • Beşiktaşlıyım, Beşiktaş spor kulübünde mentörlük yaptım. Maçları mümkün olduğunca takip ediyorum, bu hafta yendik mesela.
Son dakika | AK Parti’den sıfır tolerans çalışması

Bu süreçte maalesef pek seyahat edip tatil yapma fırsatı yakalayamıyoruz ama böyle bir şansınız olsa nereye gitmek isterdiniz?

  • Memleketim Elbistan'a, Kahramanmaraş'a bir gitmek istiyorum, köyümü çok özledim. ilk fırsatta inşallah bahçeye gideceğim.
Son dakika | AK Parti’den sıfır tolerans çalışması

Yıllar evvel eğitiminin ve yolculuğunun başındaki Mahir Ünal'a seslenebilseydiniz neler söylemek isterdiniz? Belki gençlere yol gösterir tavsiyeleriniz.

  • Yıllar önceki Mahir Ünal ile karşılaşsaydım öncelikli olarak zamanın çok kıymetli olduğunu söylerdim çünkü insanın satın alamayacağı tek şey zaman. İnsan her şeyi paranın gücü ile satın alabilir ama zaman en kıymetli. Zamanını iyi değerlendirmesini söylerdim. İnsanlar ile ilişkilerinde, dostluklarında iyiliğe merhamete daha çok dikkat etmesini söylerdim. Çünkü insanın kalbinde muhafaza etmesi gereken en temel şeyin iyilik duygusu olduğuna inanıyorum. Dünyayı iyilik kurtaracak. Özellikle pandemi döneminde iyilik duygusunun insan için ne kadar önemli olduğun gördük.