Büyük Birlik Partisi'nin (BBP) merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatının üzerinden 12 yıl geçti. 25 Mart 2009'da o dönem "kaza" olduğu belirtilen bir helikopter faciasında beraberindeki 5 kişiyle birlikte hayatını kaybeden Yazıcıoğlu'nun FETÖ şüphesinin her geçen gün artarak yeni delillerin eklendiği davasında suikast iddiası ağır basmaya başladı ve kamuoyunda şehit edildiği kanısı oluştu. Vefatının 12. yılında merhum Yazıcıoğlu tüm Türkiye'de sevenleri tarafından dualarla anılıyor. Konuyla ilgili FETÖ şüpheleri ve delillerine dair birçok ayrıntıyı Türkiye'nin öğrenmesini sağlayan SABAH Haber Koordinatörü Abdurrahman Şimşek ve Haber Müdürü Nazif Karaman ile Yazıcıoğlu davasını konuştuk.
İşte Şimşek ve Karaman'ın Sabah.com.tr için yaptıkları değerlendirmeler;
ABDURRAHMAN ŞİMŞEK: MUHSİN YAZICIOĞLU ŞEHİT EDİLMİŞTİR
SABAH Gazetesindeki haberlerimiz başta olmak üzere Turkuvaz Medya'nın bütün yayın mecralarında Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını kaybettiğimiz o acı günden itibaren bu olayın üzerine gittik. Davaları, görüntüleri, tanık ifadelerini deyim yerindeyse didik didik ettik ve bunları kamuoyu ile paylaştık.
"FETÖ BU SUİKASTIN TAM DA GÖBEĞİNDE"
Artık geldiğimiz aşamada "Muhsin Yazıcıoğlu bir sukasta kurban gitmiştir ve şehit edilmiştir. Ayrıca FETÖ bu suikastın tam da göbeğindedir" tezinin dışında bir şeye ne bizim ne kamuoyunun inanması beklenemez.
"YARGININ ADINI KOYMASI DIŞINDA BİR ŞEY KALMADI"
Bu "bütün" o kadar çok parçadan oluştu ki artık yargının adını koyması dışında hiçbir ek delil ya da zamana gerek olduğunu düşünmüyorum. Bakınız neler ortaya çıktı;
* Kaza sırasında bölgede uçan F4'ler,
* Bu jetlerin içindeki pilotlar,
* Kazanın hemen sonrasında Muhsin Yazıcıoğlu'nun çekilen görüntüleri ki o dönem TV'lerde bunun fragmanlarını bile görmüştük.
* Yazıcıoğlu'nun ölüm anına ilişkin bu görüntülerin Bank Asya'da bir kasada saklanarak 2015'te Pensilvanya'ya gönderildiğine dair tanık ifadesi,
* Teröristbaşı Fethullah Gülen'in meydan okurcasına suikasta ilişkin göndermelerde bulunduğu sözde sohbet görüntüleri,
* ByLock deşifrelerindeki "Tere yağından kıl çeker gibi halloldu" ya da "Çok sıkıntılı işti" gibi ifadeler.
"BU PARÇALAR BİZE BİR BÜTÜNÜ VERDİ VE..."
Dolayısıyla bu parçalar bize bir bütünü verdi ve artık bu konudaki kanaati kesinleştirmiştir. Ben bir kez daha iyi bir müslüman ve vatansever olarak bildiğimiz sayın Muhsin Yazıcıoğlu'na Allah'tan rahmet milletimize baş sağlığı dilerken tarihe geçmesi için tekrar ediyorum: "Muhsin Yazıcıoğlu şehit edilmiştir"
NAZİF KARAMAN: TAM BİR FETÖ KARARTMASI YAŞANDI
Muhsin Yazıcıoğlu'nun 2009 yılında şüpheli şekilde helikopter kazasında vefatı ardından tam 12 yıl geçti. Olay ile ilgili soruşturmalarda önce 'FETÖ karartması' yaşandı.
Olay, klasik FETÖ taktiği ile 'Ergenekon' üzerine yıkılmaya çalışıldı. İsimli isimsiz birçok ihbar mektubuyla yüzün üzerinde kişinin iki yılı aşkın sürelerle telefonları dinlendi. TSK içerisindeki açılması muhtemel kadrolara örgüt mensuplarının yerleştirilmesi için bu soruşturma kullanıldı.
SUİKAST SORUŞTURMASINA DA MÜDAHALE ETMİŞLER
Sonradan anlaşıldı ki örgüt elebaşı ve örgüt yöneticileri Yazıcıoğlu'na suikast soruşturmasına müdahale etmiş.
FETÖ'nün amaç ve menfaatleri doğrultusunda usulsüz birçok işlem yapılmış, kurgu mahiyetinde gizli tanık ifadeleri ve ortam dinlemesi ile zorlama deliller oluşturulmuş. Aynı zamanda yaşamını yitirenlerin yakınlarının acılarının istismar edilmiş.
Helikopter enkazından GPS cihazlarını söken askerlerin FETÖ tarafından tahsis edilen avukatlarca savunulduğu ortaya çıkarken tespit edilen ByLock görüşmeleri ve tanık ifadeleri olayda FETÖ imamlarının parmağı olduğunu gösteriyor.
Helikopterin enkazına giderek çalışma yapan ve bazı parçalarını söktükleri anlaşılan askerlerin avukatlığını FETÖ'cülerin yaptığı da artık net olarak biliniyor. Bylock yazışmalarına da yansıdığı şekliyle FETÖ bu askeri sahiplenmiş ve imamları aracılığı ile avukat tayin etmiş. Bu ortaya çıkınca da skandalın üzerinin kapatılması için çaba sarf etmişler. Hatta Pensilvan'ya kadar gidip bu kirizi nasıl çözeceklerini konuşmuşlar.
Helikopterin havalandığı anda Malatya'dan havalanan askeri uçakların olduğu ve bu uçakların pilotlarına ilişkin de çok çarpıcı iddialar söz konusu.
Gelinen noktada olaydaki FETÖ izine ilişkin ipuçları yakalanmış durumda. Helikopterin hava şartları sebebiyle havalanmaması gerektiğine ve arama kurtarma çalışmalarındaki ihmaller sebebiyle de ihmali olan çeşitli devlet görevlilerine davalar açıldı.
BU TÜRK ADALETİNİN NAMUS BORCUDUR
Fakat helikopteri kimin nasıl düşürüldüğüne ilişkin aydınlatılamayan bazı noktalar var.. Bu suikastın perde arkasını tam anlamıyla aydınlatmak Türk Adaletinin namus borcudur.
