5 yıldır ‘belki dönerler’ diye pencereden yollarını gözlüyor
15 Temmuz’da oğulları Mehmet ve Hakan ile onlardan ayırmadığı yeğeni ve aynı zamanda damadı Lütfi’yi şehit veren 95 yaşındaki Muzaffer anne: Üçünü birlikte büyüttüm. Türk bayraklarıyla kapıdan çıktılar. Ertesi gün bayrağa sarılı tabutları geldi. Üç oğlumun emaneti bu vatan, artık bana emanet
FETÖ'cü hainler kalkışma gecesinde 251 vatan evladını şehit etti. Geride gözü yaşlı aileler kaldı.
15 Temmuz'un en acı hikâyelerinden biri, Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde yaşayan 95 yaşındaki Muzaffer Gülşen'in hikâyesi. Üç çocuğunu da o gece şehit verdi. Mehmet (61), Lütfi (63) ve Hakan Gülşen'in (43) Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önüne atılan bombalar sonucu hunharca katledilmesinden bu yana iki gözü iki çeşme yas tutan acılı bir kadın... Her gece rüyasında evlatlarını gördüğünü belirten Muzaffer anne, yaşadığı derin acı nedeniyle işitme yetisini kaybetti. Kanlı gecede üç çocuğunu uğurladığı pencerede aradan geçen 5 yıla rağmen fotoğraflarıyla "Belki dönerler" diye evlat nöbeti tutuyor. Kahraman yürekli anne duygularını SABAH'a anlattı:

İki oğlum, iki kızım vardı. Yeğenim Lütfi 4 yaşında yetim kaldı. Kimsesi kalmayınca onu da aldım, evlatlarımla birlikte büyüttüm. Ona analık ettim, büyüyünce de kızımla evlendirip, yuvasını kurdum. O gece oğullarım "Ana biz gidiyoruz, darbe oluyormuş, onlara demokrasi dersi vermemiz gerek" diyerek evden çıktı. Peşlerinden seslendim, "Ya sizin çocuklarınız ne olacak oğlum, ben 90 yaşımı geçtim, bana kim bakacak" dediğimde, "Ana bizim çocuklarımız yetim kalmazsa bu ülkede yüzlerce çocuk yetim kalacak, ocak sönecek. Sen bizi vatan sevgisiyle büyüttün, gün bugün, hakkını helal et" dediler. Sırtlarına sardıkları Türk bayraklarıyla kapıdan çıktılar. Ertesi gün evime üçünün de bayrağa sarılı tabutu geldi... Şehit olduklarını öğrendik ama cenazelerini ertesi gün akşama doğru bulduk.

Onların üçünü bir arada büyüttüm, aynı oyunları oynatıp, aynı elbiseleri giydirdim. Üç kardeş birlikte büyüdü, yan yana da şehit düştü. Onları ölüm bile ayıramadı. Her gün mezarlarına gidiyorum, gitmezsem nefes alamıyorum. Söz vermişlerdi, bana bakacaklar, üçü birlikte beni toprağa vereceklerdi ama ben onları toprağa verdim.
Eşimi 7 yıl, evlatlarımı da 5 yıl önce kaybettim. Acıdan kulaklarım duymaz oldu, rüyamda onları görüp, ağlayarak uyanıyorum. Çok şükür ki vatanımız emin ellerde... Bizim ailenin erkekleri şehit.. Biz Anadolu kadınıyız, emanetleri vatan için güçlü durup, o karanlık geceyi anlatıyoruz. Bizim çocuklarımız yetim kaldı ama bu vatanın nice çocuklarının babası ve anası kurtuldu. Şimdi üç oğlumun emaneti vatan bana emanet.
MEĞER ŞEHİT OLMAYA GİDİYORMUŞ
Şehit Lütfi Gülşen'in eşi aynı zamanda Muzaffer annenin kızı Menzule Gülşen (63) ise şunları söyledi: "Her 15 Temmuz'da acılarımız tazeleniyor. Eşim o gece bayramlıklarını giydi, tıraş oldu. Herhalde yemeğe falan gideceğiz diye düşündüm. Meğer şehit olmaya gidecekmiş... En son saat 05.20'de konuştuk. Külliye'nin önündeydiler. Saat 06.20'de şehit oldular. Sabah namazını kılmışlar, oradan çıkınca vuruldular. 5 yıldır acılarımız dinmedi ama bununla yaşamayı öğrendik. Ama iyi ki devletimiz var, devletimize bir şey olsa ne olacaktı?"