İletişim Başkanlığı’ndan Eker, Tekdağ ile ne konuştu? Tek tek anlattı

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kurban Bayramı münasebetiyle video konferansla AK Parti teşkilatı ile bayramlaşması esnasında bir anda yaşanan insani bir durumu köşesine taşıyarak bant yayın yapıldığını iddia etmiş, “Çekilmiş, montajlanmış ve servis edilmiş bir bantta böyle bir durumun gösteriliyor olması çok ama çok fenadır” demişti. Anadolu Ajansı ve İletişim Başkanlığı’ndan canlı yayın olduğuna dair açıklamalar yapılınca Altaylı ikinci bir yazı kaleme almak zorunda kalmış ama özür dilememişti. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Medya Koordinatörü Mücahid Eker, Altaylı’nın gerçek dışı yazısıyla ilgili Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ’ı aradığında aralarında geçen konuşmada neler konuşulduğunu tek tek anlattı. İşte Mücahid Eker’in Kenan Tekdağ ile konuştukları:

İletişim Başkanlığı’ndan Eker, Tekdağ ile ne konuştu? Tek tek anlattı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti teşkilatı ile Kurban Bayramı için video konferansla bayramlaşma gerçekleştirmiş, bu görüşmede video konferans üzerinden canlı yayınlanmıştı. Habertürk yazarı Fatih Altaylı canlı yayındaki bir anda yaşanan insani bir durumla ilgili dün bir köşe yazısı kaleme aldı. Altaylı, banttan yayın yapıldığını iddia ederek bazı kurumları töhmet altında bıraktı.

Altaylı "O görüntüyü yayına kim verdi" başlıklı köşe yazısında şu ifadeleri kullandı:

"Bu görüntülerin yayınlaması gerçek anlamda bir rezalettir. Bu bir canlı yayın olsa anlarım. Yapacak bir şey yoktur. Ama çekilmiş, montajlanmış ve servis edilmiş bir bantta böyle bir durumun gösteriliyor olması çok ama çok fenadır. Açık biçimde, çok yakınında birilerinin Cumhurbaşkanı'nı zor duruma düşürmek istediğine, zayıf göstermeye çalıştığına işaret eder."

ANADOLU AJANSI VE İLETİŞİM BAŞKANLIĞI BİLGİ VERDİ

Bu ilk yazıdan sonra Anadolu Ajansı Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan Altaylı'yı arayarak banttan yayın yapılmadığının, canlı yayın olduğunun bilgisini verdi. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan Medya Koordinatörü Mücahid Eker de Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ'ı arayarak canlı yayın yapıldığını belirtip ayrıntılı bilgiler aktardı.

Bunun üzerine Fatih Altaylı gün içinde "Cumhurbaşkanlığı: Canlı yayındı" başlıklı

ikinci bir yazı kaleme alarak banttan yayın olmadığını, canlı yayın yapıldığının bilgisini aktardı ancak özür dilemedi.

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'NDAN MÜCAHİD EKER, KENAN TEKDAĞ İLE NE KONUŞTU?

Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ'ı dün öğle saatlerinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Medya Koordinatörü Mücahid Eker'in aradığı öğrenildi.

Mücahid Eker resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada Kenan Tekdağ ile konuşmasından anekdotlar aktardı.

Eker, "Bugün (dün) Habertürk'te Fatih Altaylı tarafından kaleme alınan ve Sayın Cumhurbaşkanımızın bir canlı yayınıyla ilgili tezvirat içeren yazı hakkında Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Kenan Tekdağ ile öğle saatlerinde bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Kendisine Fatih Altaylı'nın yazısındaki iddiaların hiçbir gerçekliği olmadığını belirtip, meselenin hakikatini anlattım" dedi.

"HAYALİ BİR SENARYO VE MESNETSİZ DEĞERLENDİRMELER"

Eker, sözlerine şöyle devam etti:

Fatih Altaylı'nın bant olduğunu iddia ettiği yayının canlı olarak gerçekleştiğini, bu programın canlı yayın frekans bilgilerinin Habertürk muhabirlerinin de bulunduğu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bilgilendirme grubu üzerinden bütün medyaya duyurulduğunu, kendi muhabirlerine bile sorulsa kolaylıkla teyit edilebilecek bu gerçeğe rağmen Altaylı'nın yazısının -bir canlı yayın sırasında olağan görülebilecek bir anlık insani durumdan hareketle- hayali bir senaryo ve mesnetsiz değerlendirmeler içerdiğini ifade ettim.

"TEKDAĞ'A KURUMSAL OLARAK DÜZELTME VE ÖZÜR BEKLENTİMİZİ İLETTİM"

Eker sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Kenan Tekdağ'a şunları söylediğini açıkladı:

"Zaten Altaylı'nın da yazısında 'Bu bir canlı yayın olsa anlarım' dediğine dikkati çektim. AA ve TRT ile birlikte dolaylı olarak İletişim Başkanlığımızı da zan altında bırakan ve kamuoyunu yanlış yönlendiren yazı nedeniyle kurumsal olarak düzeltme ve özür beklentimizi de ilettim. Sayın Tekdağ da canlı yayınlarda bu tür anlık insani ve teknik durumların tabii olduğunu kabul ederek, Fatih Altaylı ve yayın ekibiyle konuyu görüşeceğini aktardı."

FATİH ALTAYLI İKİNCİ YAZIDA ÖZÜR DİLEMEDİ

İletişim Başkanlığı Medya Koordinatörü Mücahid Eker, "Fakat daha sonra Fatih Altaylı imzasıyla çıkan yazıda da söz konusu hata düzeltilmedi. Aksine Fatih Altaylı, kendisinin AA Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan'la yaptığı görüşme ve benim Sayın Tekdağ'la yaptığım görüşmeyi birbiriyle çelişen açıklamalar gibi yansıtmayı tercih etti. Fatih Altaylı'nın bu ısrarlı ve açık seçik çarpıtmayı Habertürk çatısı altında yapması nedeniyle, sorumlu yayıncılık ilkeleri gereği Habertürk'ün kurumsal olarak da özür dilemesi gerektirdiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

"HAKİKAT İÇİN ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ."

Eker sözlerini şöyle tamamladı: "Yalan bu kadar ucuz ve kolay olmamalı. Medyada yalanın bir ideolojik ve politik silah olarak kullanılmasının önüne geçmek adına hakikat için çalışmayı sürdüreceğiz."

"FATİH ALTAYLI'NIN VE HABERTÜRK'ÜN HATASINI TEKRAR EDEREK AYNI ÇİZGİDE ISRAR EDİLDİĞİ GÖRÜLDÜ"

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Daire Başkanı Gökhan Yücel ise Habertürk'ten Mehmet Akif Ersoy'un konuyla ilgili yaptığı açıklamasına da değinerek şunları söyledi:

"Habertürk'te Fatih Altaylı imzasıyla en temel gazetecilik ilkelerinden vazgeçilerek bir yazı kaleme alınmıştır. Sonrasında Mehmet Akif Ersoy'un sosyal medyada yayınladığı bir videoda Fatih Altaylı'nın ve Habertürk'ün hatasını tekrar ederek aynı çizgide ısrar edildiği görüldü. Öncelikle ifade edelim kınamak hedef göstermek değildir. Bu ve benzeri durumlarda yanlış olduğunu bildiğimiz, doğru olmadığını bildiğimiz ve kanunlarla sabit yetkilerimizde, milletimize açıklamakla sorumlu olduğumuz her durumda gerekli kınama, düzeltme ve açıklamaları yapmaktan çekinmedik, bugün de aynısını yapıyoruz."

"YALANA GEREKEN CEVAP VERİLMEZSE YALAN BÜYÜR, PALAZLANIR VE CESARETLENİR."

"Yalana gereken cevap verilmezse, ona karşı susulursa, sessiz kalınırsa, yalan büyür, palazlanır ve cesaretlenir. Buna medya etiği ve devlet ciddiyeti açısından müsaade edilemez. Şunu açıklıkla ifade etmek isteriz, söz konusu yazıda, Fatih Altaylı'nın yazısında, Sayın Cumhurbaşkanımızın video konferans yöntemiyle gerçekleştirdiği bayramlaşma programının canlı yayını esnasındaki insani bir durum üzerinden hiçbir şekilde kabul edilemez bir yalan senaryo uyduruldu. Habertürk yönetiminden Kenan Tekdağ ve Fatih Altaylı ile yapılan görüşmelere ve bilgilendirmelere rağmen kişisel veya kurumsal bir özür dilenmedi. Ve anlıyoruz ki, Kenan Tekdağ ve Fatih Altaylı kurumsal kültürü, medya ilkeleri ve etiğini doğrudan ilgilendiren böyle hayati bir konuda kendi aralarında iletişimden yoksun."

"SÖZDE DÜZELTME YAZISINDA YENİ MANİPÜLASYONLARA TEVESSÜL ETMEK, NASIL ADLANDIRILABİLİR?"

"Bahsi geçen programın canlı yayınlanacağını Habertürk dâhil bütün televizyon kanalları ve haber ajansları önceden bilmektedir. Yanı başındaki çalışma arkadaşlarına sorsa öğrenebileceği bir gerçeğe bu gerçeğe rağmen, Fatih Altaylı tarafından gün içinde bilahare yayınlanan ek yazı da algı operasyonunun devamı niteliğindedir. Şunun cevabını duymak istiyoruz, onun için böyle bir açıklama yapıyoruz. 'Canlı yayını bant çekip servis ettiler' diye Türkiye'nin en güzide iki kurumunu töhmet altında bırakmak, olayın doğrusu kendilerine devlet adabıyla anlatılmasına rağmen hata yaptıklarını kamuoyuna açıklayamamak, kabul etmemek ve sözde düzeltme yazısında yeni manipülasyonlara tevessül etmek, nasıl adlandırılabilir? Medya etiği, medya temel ilkeleri ve devletin ciddiyetinin mevzubahis olduğu böyle bir bu durumda bu dünyanın her yerinde dezenformasyondur, yalan haberdir, hatada ısrardır ve manipülasyondur."

"DEVLET VE BÜROKRASİ TERBİYEMİZDE, TÜM PROGRAMLARI, SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN TENSİPLERİNE MUHTAÇTIR."

"Algı, dezenformasyon, yalanla eğer kaynağında, o anda mücadele edilmezse çok daha ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Bunun örneklerini tarih bizlere çok kereler göstermiştir. Yakın tarihimiz daha da bu örneklerle doludur. Bugün en bariz şekilde, net bir örneğiyle karşı karşıya kaldığımız dezenformasyonun, hatta yalan haberin medya etiği açısından özürsüz, devlet ciddiyeti açısından ise cevapsız kalmasına müsaade edemeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın yayına yorgun çıkartılması gibi bir 'emrivaki' yazıda ve kaydedilen videolarda böyle bir söylem mevzubahis, böyle bir 'emrivaki' söz konusu dahi olamaz. Devlet ve bürokrasi terbiyemizde, tüm programları, Sayın Cumhurbaşkanımızın tensiplerine muhtaçtır. Basit bir araştırmayla teyit edilebilecek bir tezviratı sözde köşe yazısı diye yayınlamak her şeyden önce Habertürk'ün ve Fatih Altaylı'nın kendi okuyucularına yaptığı büyük bir saygısızlıktır. Kendi kurumsal medya ilkeleriyle tamamen ters düşen ve evrensel medya etik ilkelerine tamamen ters olan bir durumun tezahürüdür. Gerçek ortaya konmasına rağmen özür dileme erdemini gösterememiş olmaları hatayı ikiye katlamaktadır. Hatta ortada basit bir hata olmadığını söz konusu yayın kuruluşunun ve yazarın hatada ısrarı ve kasıtlı niyetinin bir göstergesi mahiyetindedir. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve devlet kurumlarına yönelik itibar suikastının bir veçhesi olarak görülebilecek bu yayıncılık anlayışının esas niyeti hiç kuşkusuz milletimiz tarafından açıkça görülmektedir ve kendilerinin takdirine sunulmaktadır."

"BU YALAN HABERCİLİĞİN, HAKKANİYET SAHİBİ HERKES TARAFINDAN KINANACAĞINA İNANIYORUZ"

"Bu yalan haberciliğin, hakkaniyet sahibi herkes tarafından ayıplanacağına, kınanacağına inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın işaret ettiği 'yalan terörü'nün medyadaki bir örneği sayılabilecek bu yayın dolayısıyla HaberTürk'ü kınıyor, bir an evvel kendilerinden özür bekliyoruz. Yalan haber, dezenformasyon ve karalamayla yapılmaya çalışılan algı operasyonları, manipülasyonlar, tüm bunlarla mücadelemizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sürdüreceğiz."

İLETİŞİM BAŞKANI FAHRETTİN ALTUN NE DEMİŞTİ?

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Habertürk yazarı Fatih Altaylı'nın bant yayın yapıldığı yönündeki gerçek dışı yazısıyla ilgili Habertürk'ü kınamış ve şunları söylemişti:

"Yalan haber, karalama ve dezenformasyon ile mücadelemiz sürüyor. Habertürk, karalama, dezenformasyon ve yalan haberden bir türlü vazgeçmiyor. Halkımızın doğru haber alma hakkını, genel olarak medyamızın itibarını garanti altına almak için çalışacağız. Habertürk'ü kınıyoruz!"