TÜSİAD’ın "Vesayetli yıllar" özlemi! 28 Şubat senaryosu yeniden mi devreye sokuluyor?
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi’nde (YİK) yapılan “Laiklik” vurgusu tartışmalara neden oldu. AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat, konuyla ilgili A Haber canlı yayınında yaptığı açıklamada, " TÜSİAD'ın bu yaptığı açıklama bizler açısından çok şaşırtıcı değil. TÜSİAD bizim iktidarımız öncesi yani 2002 öncesi sivil toplum kuruluşları içerisinde vesayetçi Türkiye'nin ilerlemesini kalkınmasını engelleyen dış müdahalelere çanak tutan bir kurumdur." dedi. MHP Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan ise "Yine birilerinin üst akılları düğmeye bastı. Devreye girmesini istedi. TÜSAİD da bunun gereğini yapıyor diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi toplandı. Toplantının açılış konuşmasını TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve MIT'den öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu yaptı.
Toplantıya "laiklik" vurgusu damga vurdu.
SİYASET YAPMAKTAN GERİ DURMADI
Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski yaptığı açıklamada, laikliğin din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olduğunu belirterek, "Laiklik ilkesini özümsememiş bir toplumda eşit vatandaşlık kavramının ve bilincinin yerleşmesi çok zordur. Hatta imkansızdır. Vatandaşlık bilincinin olmadığı yerde ise modern ve demokratik bir toplumu kurmak, korumak güçleşir." ifadelerini kullandı.
Kaslowski, devletin ve kurumların tüm işlemlerinde hukukla bağlı olması, yargı bağımsızlığının sağlanması, tüm hak ve özgürlüklerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarında güçlendirilmesi, her bireyin her düzeyde etkin hak arama imkanına sahip olabilmesinin elzem olduğunu dile getirdi.
Avrupa Konseyi'nde hukuk ve demokrasi standardı sorgulanan bir ülke olmaktan çıkılması gerektiğini ifade eden Kaslowski, şunları kaydetti:
"Adil yargılanma hakkının gereklerini, sanık kim ve suç ne olursa olsun harfiyen uygulamalıyız. Aksi taktirde adalete güven duygusu onarılmaz yaralar almaktadır. Çoğulcu demokrasi ve kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesi, şeffaf, hesap verebilir bir kamu yönetimi, denetleyici ve düzenleyici kurumların özerkliği, bizi kurumsuzlaşma girdabından koruyacaktır. Kurumsuzlaşma Türkiye'nin cezbedebileceği ve ihtiyaç duyduğu yatırım sermayesinin gelmemesinin sebeplerinden biridir. Kurumsuzlaşma ülkemizin en hayati dış ilişkilerinde erime, hatta kopmalar ile sonuçlanmaktadır."
"DIŞ MÜDAHALELERE ÇANAK TUTAN BİR KURUM"
AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat ve MHP Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan, konuyla ilgili A Haber canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti İstanbul Milletvekili İffet Polat, "TÜSİAD'ın bu yaptığı açıklama bizler açısından çok şaşırtıcı değil. TÜSİAD bizim iktidarımız öncesi yani 2002 öncesi sivil toplum kuruluşları içerisinde vesayetçi Türkiye'nin ilerlemesini kalkınmasını engelleyen dış müdahalelere çanak tutan bir kurumdur.
TÜSİAD'ın "Vesayetli Yıllar" özlemi | Video
"TÜRKİYE'DE LAİKLİK İLE İLGİLİ HİÇBİR PROBLEM YOK"
Şu anda da bunu kanıtlar bir takım beyanatları var. TÜSİAD'ın iş dünyasının bir birliği olmasına rağmen Türkiye'nin önünü açacak yatırımlara yoğunlaşması gerekirken maalesef Türkiye'de spekülatif ondan sonra siyasete devamlı olarak göz kırpan ve siyaseti manipüle etmeye çalışan bir takım açıklamaları ile geleceğini sürdürüyor. Açıklamalara bakıldığı zaman Türkiye'de tekrar bir laiklik tartışmaları başlatmak istiyorlar.
Türkiye'de laiklik ile ilgili hiçbir problem yok. Aynı zaman Türkiye'de kadın hakları ile ilgili spekülatif ve manipülatif bir takım beyanları var yine beyanatlarında. Bence çok büyük bir haksızlık yapıyorlar.