İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada bugün ikinci duruşma yapılıyor. Duruşmada sanıkların savunma ve sorguları yapılıyor.
Savunmasını yapan sanıklardan Lütfi Büyükefe, "Doğrudur. Güvercintepe'de bulunan Hz. Ömer mescidinde iki kez hutbe verdim; imam olduğum için değil, insan olduğum için, Müslüman olduğum için" dedi.
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SİVİL SORUMLUSU
Gözaltına alındıklarında kimden talimat aldıklarının sorulduğunu belirten Büyükefe, "Din konusunda kimseden talimat almam. Gerek devlet olsun, gerek örgüt olsun din konusunda kimseden talimat almam" ifadesini kullandı.
İddianamede terör örgütünün sivil sorumlusu olarak gösterdiğini belirten Büyükefe, "Kandil'le, örgütle bir bağım varsa devlet olarak ortaya çıkarırsınız herhalde" diye konuştu.
OKUMA YAZMASI OLMAYAN İMAM
Sanık Ali Demir ise "Bizim zamanımızda köylerde okul yoktu. Okumam yazmam pek yoktur. Medreselerde biraz Arapça öğrendi" dedi. Demir, babasından ve dedesinden din eğitimi aldığını da savunmasına ekledi.
"ÖLÜ YIKAYARAK İBB'YE NASIL BİR ZARARIM OLDU?"
Sanık Fahrettin Ülgün ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) gassal olarak çalıştığını belirterek, şunları söyledi: "Seçimlerden önce vaatlerden biri de İnançlar Masası kurulmasıydı. Masa kurulmuş, Diyanet'in görüşü dışında kalan inanç gruplarının cenazelerinin yıkanması ve ibadetlerinin yerine getirilmesi için kadro açılmıştır. Bunların da çoğuna Şafi mezhebine mensup kişiler işe alındı. Sınava girdim ve kazanarak işe başladım. Yıllarca topluma hizmet etmiş biri olarak zaten yaptığım bir işi yapıyorum İBB'de… Ölü yıkayan ve mezarında dua okuyan biri olarak İBB'ye nasıl bir zararım oldu, bunu anlayamıyorum."
PKK BAĞLANTISI İDDİANAMEDE
Dernek üyesi bazı sözde din adamlarının, dernek referansıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne gassal olarak girdikleri ortaya çıkmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İBB'ye sokulan dernek üyelerinin maaşlarının bir kısmını dernek üzerinden terör örgütüne aktardığı kaydediliyor. İddianamede, 2008 yılında PKK tarafından kurulan DİAYDER'in amacının, Kürt vatandaşların dini inanç ve duygularını sömürüp terör örgütüne sempati duymalarını sağlamak olduğu belirtiliyor. İddianamede, sözde din adamı görünümlü örgüt üyelerinin kendi mescitlerinde vaazlar verdikleri, bazı vaazlara Kandil'den gelen örgüt yöneticilerinin de katıldığı anlatılıyor. Derneğin, "Diyanet (Devlet) camilerine gitmeyin" çağrısıyla bildiri yayınlandığı da iddianamede vurgulanıyor.
Dernek üyesi bazı sözde din adamlarının, dernek referansıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne gassal olarak girdikleri ortaya çıkmıştı. İddianamede, İBB'ye sokulan dernek üyelerinin maaşlarının bir kısmını dernek üzerinden terör örgütüne aktardığı kaydediliyor.