Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, ramazan ayını ve bayramı geride bıraktıklarını anımsatarak, baharın getirdiği enerji ve umutla daha güzel bir geleceğe yürüdüklerini söyledi.
"3 MİLYON 700 BİN SURİYELİ BİZİM KARDEŞİMİZDİR"
Erdoğan, Anadolu'nun tarihin her döneminde çeşitli sebeplerle diğer coğrafyalardan gelen insanlara kucak açtığını, onlara yurt olduğunu, özellikle son 150 yılda Kafkasya'dan Balkanlar'a dört bir yanda başı dara düşen, hayatı ve geleceği tehdit altına giren tüm insanların yönünü Anadolu'ya çevirdiğini söyledi.
Bu topraklarda yaşayanların, canını ve onurunu kurtarmak için gelen hiç kimseyi "el" görmediğini, dışlamadığını, ötekileştirmediğini, onlara asla husumet beslemediğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hep birlikte vatanımızı, ezanımızı, bayrağımızı, istiklalimizi ve istikbalimizi korumak, ülkemizi geliştirmek, devletimizi güçlendirmek, milletimizi kalkındırmak için çalıştık, çabaladık. Gerektiğinde Çanakkale'den İstiklal Harbi'ne ve 15 Temmuz'a kadar her durumda vatanımız uğrunda canımızı vermekten kaçınmadık, kol kola şehadete yürüdük, koyun koyuna aynı mezarda yattık. Sık sık dile getirdiğimiz gibi bizim devletimizin sınırları başkadır, milletimizin gönül sınırları bambaşkadır. Devletimizin sınırları doğudan batıya, Edirne'den Kars'a, kuzeyden güneye, Sinop'tan Hatay'a uzanır. Milletimizin gönül sınırları ise merhale merhale Avrupa'dan Asya'nın en uçlarına, Sibirya'dan Afrika'nın derinliklerine, okyanusları aşıp, bir uçtan diğerine, Amerika'ya kadar uzanan genişliğe sahiptir. Bilhassa tarih ve medeniyet birlikteliğimizin olduğu coğrafyalardaki kardeşlerimizle gerçekten çok hasbi, çok yakın bağlarımızın olduğunu kimse inkar edemez."
Türkiye'nin bu coğrafyalardaki kardeşleriyle arasındaki gönül bağını hiçbir zaman koparmadığını belirten Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele'nin ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla milyonlarca insanın Anadolu'ya geldiğini kaydetti.
Çerkezlerden Boşnaklara, Tatarlardan Türkmenlere, Gürcülerden Araplara farklı kökenlere sahip pek çok kişinin Anadolu'nun çeşitli yerlerinde kendilerine yeni bir hayat kurduğunu belirten Erdoğan, "Öyle ki Cumhuriyetin ilk yıllarındaki nüfusumuzun neredeyse yarısı sınırlarımız dışından gelen insanlardan oluşuyordu." dedi.
Başkan Erdoğan, Cumhuriyet dönemi boyunca da Balkanlar'dan Kafkaslara kadar her yerde başı dara düşenlere ülkenin kapılarının açık olduğunu söyledi.
Çeşitli tarihlerde eski Yugoslavya topraklarından, Bulgaristan'dan, Romanya'dan, Doğu Türkistan'dan, İran'dan, Orta Asya'dan, Afganistan'dan, Bosna'dan, Kosova'dan milyonlarca ailenin Türkiye'ye sığındığını hatırlatan Erdoğan, bunlardan bir kısmının daha sonra başka yerlere gitse de çok büyük bir bölümünün Türkiye'de kaldığını ifade etti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi Bay Kemal ne diyor? 'Biz bunların hepsini tekrar Suriye'ye süreceğiz. Geldikleri yere göndereceğiz'. Bunları yapamayacaksın. Bunları yapmaya hiçbirinizin de gücü yetmez. Zira biz ensar kültürüyle yetişmişiz. Biz muhacir kültürünün ne olduğunu çok iyi biliriz. Biz sizler gibi evet bu toprakları hudayinabit bulmadık. Bu topraklarda verilen mücadelenin ne olduğunu gayet iyi biliriz. Şu anda 3 milyon 700 bin Suriyeli bizim kardeşimizdir ve biz bu kardeşlerimize sahip çıktık, sahip çıkıyoruz ve sahip çıkacağız Bay Kemal. Senin ortakların varsın PKK terör örgütünün mensupları olsun. Sen onlarla beraber Ankara'dan İstanbul'a yine yürümeye devam et. Ama biz bu kardeşlerimizle ensar kültürü, muhacir kültürü içerisinde yolumuza devam edeceğiz, asla taviz de vermeyeceğiz. Çünkü biz şuna inanıyoruz, ancak inananlar kardeştir ve kardeşliğimizi koruyacağız."
"SURİYE'DE 100 BİN BRİKET EV YAPMA PROJESİNİ BAŞLATTIK"
Körfez Savaşı başladığında Irak'tan Türkiye'ye gelen 1 milyon kişinin tamamına yakınının savaşın ardından evlerine geri döndüğünü belirten Erdoğan, Suriye'deki iç karışıklıkların ardından yaklaşık 4 milyon kişinin Türkiye'ye geldiğini ve şimdi Suriye'nin kuzeyinde yapımı devam eden briket evlerden mümkün olduğunca fazlasını yapmaya da gayret edeceklerini söyledi.
Erdoğan, çatışmaların halen devam ettiği, terör örgütlerinin saldırılarını sürdürdüğü, siyasi birliğin ve toprak bütünlüğünün henüz sağlanamadığı Suriye'nin istikrara kavuşması için her türlü gayreti gösterdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugüne kadar ülkemize gelen Suriyelilerden 500 bini sınırlarımıza bitişik bölgelerde güvenli hale getirdiğimiz yerlere dönüş yaptı. Uluslararası yardım kuruluşlarının desteğiyle 4 milyon kişinin İdlib başta olmak üzere bulundukları yerlerde kalmalarını sağlıyoruz. Buna rağmen İdlib'deki gerilimin ve diğer bölgelerdeki güvensiz ortamın sürmesi, ülkemizdeki Suriyeli sayısının belirgin şekilde azalmasının önüne geçti. Antalya'da 2015 yılında yapılan G-20 Zirvesi'ne katılan liderlere Suriyeli sığınmacılar için bu ülkenin topraklarında süratle 1 milyon kişinin iskanını sağlayacak şehirler inşa edilmesi teklifinde bulunmuştuk. Maalesef özellikle de Batı ülkeleri, sığınmacıları kendi sınırlarından uzak tutmak için yaptıkları harcamanın çok azıyla hayata geçirilebilecek bu projeye gereken desteği vermediler. Türkiye bu yükün büyük bir bölümünü hem kendi sınırları içinde hem de Suriye topraklarında üstlenmek durumunda kaldı.
Geçtiğimiz yıl sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle Suriye topraklarında gerçekten çok zor şartlarda yaşayan insanlar için 100 bin briket ev yapma projesini başlattık. Bu proje kapsamında 57 bin briket evi tamamladık, 20 bini ile ilgili çalışmalar sürüyor, kalan 23 bin evi de en kısa sürede yapacağız. Bu sayıyı daha da artırmamız mümkün olabilir. Şimdi 2015 yılındaki asıl projemizi hayata geçirecek yeni bir adım daha atıyoruz. Uluslararası yardım kuruluşlarının finansmanıyla, Suriye topraklarında 13 ayrı yerde okuluyla, hastanesiyle, sanayisiyle, tarımıyla gereken tüm altyapıya sahip 200 bin konut inşa edilmesini inşallah sağlıyoruz. Amacımız halen ülkemizde yaşayan 1 milyon Suriyelinin tüm insani şartlara sahip bu şehirlere geri dönüşünü temin etmektir. Kurumlarımızın yaptığı çalışmalar, bu geri dönüş için 1 milyondan çok daha fazla sığınmacının gönüllü olduğunu göstermektedir. Böylece tüm dünyanın adeta sırtını döndüğü, görmezden geldiği, vicdanını kapattığı bir trajedinin çözümünde önemli bir merhaleyi daha Türkiye'nin öncülüğünde tamamlamayı hedefliyoruz. İnşallah çalışmalar ilerledikçe bu sürecin ayrıntıları ile ilgili bilgileri kamuoyuyla paylaşacağız. Rabbim kimseyi vatansız, yurtsuz, evsiz bırakmasın, canıyla malıyla onuruyla sınamasın diyoruz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Çeşitli yollarla sınırlarımıza giren ve ülkelerine geri gönderdiğimiz düzensiz göçmen sayısı 2016'dan bugüne kadar 320 bini aşmıştır." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, kimsenin ülkesini, evini, işini, ailesini, bağlarını sebepsiz yere terk edip bir bilinmeze doğru yola çıkmayacağını belirtti.
Türkiye'nin böyle bir mecburiyetle karşı karşıya kalanlara kucağını açtığını, bunun insani, vicdani ve tarihi bir görev olduğunu dile getiren Erdoğan, bu ahlaki vazifenin hakkıyla yerine getirilerek dünyanın karşısına huzuru kalple çıkıldığını söyledi.
Erdoğan, Suriye'deki çatışmaların rejimin sivillere yönelik vahşi saldırıları yanında Batı ülkelerinin muhalifleri teşviki ve desteklemesiyle başladığını belirterek, şöyle konuştu:
"Şayet bu destek sürdürülmüş olsaydı, ülke kısa bir süre içinde yeniden güvenli ve istikrarlı hale gelebilirdi. Ancak bir süre sonra Batı ülkeleri desteklerini Suriye halkı yerine bu ülkede üstlenmiş terör örgütlerine yönlendirdi. Tırlarca, terör örgütüne silah, mühimmat, araç, gereç gönderdiler. Bunları hep birlikte yaşadık. Suriye topraklarını kana ve ateşe bulayan bu strateji değişikliğinin ardından bölge, proje ürünü envaiçeşit terör örgütünün cirit attığı, Türkiye için de ciddi tehditler içeren bir bataklık haline dönüştü. Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatları ile süren operasyon, bütün bu operasyonlarımızın en başta gelen sebebi budur."
Suriye'de rejimin zulmüne karşı çıkmanın yanı sıra PKK'sından DEAŞ'ına kadar tüm terör örgütleriyle en etkin mücadeleyi Türkiye'nin yürüttüğünü ve yürütmeye devam ettiğini dile getiren Erdoğan, harekatlar sayesinde hem Türkiye sınırlarının saldırılara karşı korunaklı hale getirildiğini hem de Suriye içinde insanların huzurla yaşayabilecekleri güvenli alanlar oluşturulduğunu kaydetti.
Erdoğan, "Ülkemiz içindeki Suriyeli sığınmacılar ile diğer statülerde yaşayan yabancıları da yakından takip ediyoruz. Hangi ülkeden gelirse gelsin tüm yabancıların oturma ve çalışma düzenlerini belirli kurallara bağladık. Kurallara uymayanları da derhal geldikleri yerlere gönderiyoruz. Bu şekilde sınır dışı edilen Suriyeli sayısı 20 bini bulmuştur. Diğer ülke vatandaşlarından sınır dışı edilenlerin sayısı da 21 bin kişiyi geçmiştir. Afganistan başta olmak üzere istikrarsızlığın ve çatışmaların yaşandığı her yerde benzer tablolar ortaya çıkmaktadır." diye konuştu.
"ÜLKEMİZE GELEN UKRAYNALI SAYISI 100 BİNE YAKLAŞTI"
Yıllardır geri kalmışlığın, açlığın, sefaletin pençesinde kıvranan yerlerden de diğer gelişmiş ülkeler gibi Türkiye'ye yönelik bir insan akışının mevcut olduğunu aktaran Erdoğan, "Çeşitli yollarla sınırlarımıza giren ve ülkelerine geri gönderdiğimiz düzensiz göçmen sayısı 2016'dan bugüne kadar 320 bini aşmıştır." dedi.
Türkiye topraklarına yönelen düzensiz göçmenlerin önemli bir bölümünün hedefinin buradan Avrupa'ya geçmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, Ukrayna krizi öncesi son 7 yılda Avrupa Birliği ülkelerine ulaşan çoğu Suriye ve Irak kökenli sığınmacı sayısının 1 milyon olarak ifade edildiğini belirtti.
Özellikle savaşın başlamasıyla Ukrayna'dan komşu ülkelere ve oradan da bir kısmı Avrupa topraklarına geçen kişi sayısının 4 milyonu aştığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülkemize gelen Ukraynalı sayısı da 100 bine yaklaştı. Görüldüğü gibi sığınmacı sorunu sadece bize mahsus, bizim ülkemize mahsus değildir, tüm dünyanın meselesidir. Bu akına en çok muhatap olan devlet olmamıza rağmen krizi insani duyarlılıklara halel getirmeden yönetmeyi başarabilen ender ülkelerin başında geliyoruz. Sığınmacı düşmanlığı üzerinden kendilerine siyasi pozisyon sağlamaya çalışanların önce bu gerçekleri görmeleri gerekiyor. Daha önemlisi bu politikanın en ön saflarında yer alanların dedelerinin de canlarını ve onurlarını kurtarmak için Anadolu topraklarına sığınanlar arasında yer aldığını asla unutmamaları şarttır. Dün onların dedelerini nasıl bağrımıza basmışsak bugün de çaresizlik içinde bize sığınanlara aynı şekilde davranıyoruz.
Bu aziz millete tek parti CHP'sinin yaşattığı Boraltan Köprüsü faciasının utancını bir daha biz tekrarlatmayacağız. Mazlumları katillere teslim etmedik, etmeyeceğiz. Suriyelilere veya diğer ülkelerden gelen yabancılara kendi vatandaşlarımızdan farklı hiçbir imkan sağlanmamakta, ekstra hiçbir kaynak tahsis edilmemektedir. Fitnecilerin yalan, yanlış, çarpıtma üzerine kurulu nefret kampanyaları hiçbir zaman vatandaşımızın kalbini bulandırmasın, kafasını karıştırmasın. Gönüllü dönüşler için gereken imkanları sağladıkça ülkemizdeki Suriyeli sayısının makul düzeylere gerileyeceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Aynı yaklaşım diğer yerlerden ülkemize gelen yabancılar için de geçerlidir. Bu ülkeye katkı sağlayan, bu milletin inancına, diline, kültürüne saygı duyarak topraklarımızda hayatını sürdüren hiç kimseyle sorunumuz, sıkıntımız yoktur, olmayacaktır."
"2023 HEDEFLERİMİZDEN ŞAŞMADAN YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ"
Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri boyunca bin yıldır bu topraklarda birlikte yaşama kültürünün hakim olduğunu, bu kadim kültürün Türkiye'de asla Batı'daki gibi bir ırkçılık ve yabancı düşmanlığı hastalığının kök salmasına izin vermeyeceğini söyleyen Erdoğan, Türkiye'yi böyle bir çarpıklık üzerinden karıştırmak isteyenlerin kimin değirmenine su taşıdığının izaha gerek olmayacak kadar açık olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz 2023 hedeflerimizden, 2053 vizyonumuzdan asla şaşmadan yolumuza devam edeceğiz. Küresel ekonomideki dalgalanmaların durulmasına paralel şekilde yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı konularını da ülkemizin gündeminden çıkartmaya devam edeceğiz." dedi.