Kamu görevlilerini tehdit etmek faşist ve darbeci zihniyetin yansıması
Başkan Erdoğan, Sayıştay’ın 160’ıncı Kuruluş Yıldönümü Programı’nda CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi: Kamu görevlilerini gücünü milli iradeden alan iktidara direnmeye çağıranları milletimizin engin ferasetine havale ediyoruz
Başkan Recep Tayyip Tayyip Erdoğan, Sayıştay'ın 160. Kuruluş Yıldönümü Programı'nda konuştu:
Türkiye, geçmişte her türlü bürokratik vesayetten çok çekti. Biz birilerinin sürekli yaptığı gibi hâkim-savcısından polisine, üst düzey bürokratından memuruna kadar tüm kamu görevlilerini tehdit ederek kendi siyasetçimize alan açmaya asla çalışmadık, çalışmayız. Biz sorumluluklarımızın gereğini yerine getirirken devlet geleneğimizin adabına, ahlakına, usulüne aykırı bir söz söylememeye, bir tutum sergilememeye azami dikkat gösteriyoruz. Anayasal güvence altında kamu hizmetini yürütmekle görevli insanları tehdit etmek ve gücünü milli iradeden alan iktidara direnmeye çağırmak, faşist ve darbeci zihniyetin yansımasıdır. Kamu hizmetlerinin, yatırımların, üretimin, istihdamın tıkanmasından kimin fayda göreceğini düşündüğümüzde, izlenen taktiğin gerisindeki sinsi amaç kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Yalan ve yanlış bilgilerle kamuoyunun meşgul edilmesinden daha tehlikelisi, eksik ve çarpıtılmış bilgilerle bu işin yapılması. Türkiye'nin yıkıcı değil, yapıcı yaklaşımlara, bakış açılarına, argümanlara, siyasi projelere, küresel analizlere ihtiyacı vardır. Ağzından çıkan sözden de sergilediği davranıştan da haberi olmayan mazur tipler, ne bizim ne kamu görevlilerinin muhatabı değildir. Bunları milletimizin engin ferasetine havale ediyoruz. Biz, işimize bakacağız. Cumhurbaşkanından memuruna kadar yönetim sorumluluğu üstlenen herkesle birlikte ülkeye daha hangi eserleri, insanımıza daha hangi hizmetleri kazandırabileceğimizin gayreti içinde olacağız. Dünyanın ve bölgemizin köklü bir değişim sancısı içinde olduğu bir dönemde hepimize düşen görev, kısır tartışmalarla vakit kaybetmek değil, Türkiye'yi hedeflerine ulaştıracak adımları kararlılıkla atmaktır. Sayıştayımızın her bir mensubunun da bu anlayışla hareket ettiğine ve edeceğine yürekten inanıyorum.

DÜNYA DEVASA ATILIMLARIMIZI İNCELEMEK İÇİN HEYETLER GÖNDERİYOR
Dünyanın pek çok yerinde bu kadar kısa sürede böylesine devasa atılımları nasıl gerçekleştirdiğimizi soruyorlar. Hatta sormakla kalmayıp heyetler göndererek bizzat kurumlarımız nezdinde inceleme yaptırıyorlar. Biz yürütme tarafından meseleye, ülkemize ve milletimize en kısa sürede mümkün olan en çok eserin ve hizmetin kazandırılması penceresinden bakıyoruz. Denetim ve yargı organları ise bu meseleyi elbette sürecin hukuka uygunluğu yönünden değerlendirecektir. Önemli olan bu iki yaklaşımı, ülkenin ve milletin çıkarlarını en üst düzeyde tutacak bir yerde buluşturmaktır. Bunun için Sayıştay'ın icracı kurumlardaki denetimini sadece açık arama veya ceza penceresinden bakarak yapmaması gerektiğini düşünüyorum. Doğru olan yaklaşımın icracı kurumların iş ve işlemlerinin hukuka uygunluğunu kolaylaştırıcı, yardım edici, yol gösterici bir anlayışla denetim faaliyetlerinin yürütülmesi olduğuna inanıyorum. Bu yönde gösterilen gayretleri takdirle takip ediyorum.
20 YILDA DEMOKRASİ VE KALKINMADA BİR ASIRLIK YOL KATETTİK
Sayıştay'ın 160'ıncı ve Cumhuriyet'in 99. kuruluş yılının yaşandığı şu günlerde akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin inkâr edemeyeceğine inandığım bir gerçek var.

O da Türkiye'nin, demokrasi ve kalkınma sürecinde geçen 20 yılda bir asırlık yol katettiğidir. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, spordan sosyal desteklere, diplomasiden savunma sanayiine kadar her alanda bu devrimlerin somut neticelerini görmek mümkün.
BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİNİZ VAR
Denetimden asla kaçmadığımızın, korkmadığımızın, çekinmediğimizin en somut örneği Sayıştay Kanunu'nda ve Sayıştay mensuplarının özlük haklarında yaptığımız değişiklikler. Sayıştay, hiçbir kamu kurumunun rakibi veya ikamesi değil, denetlediği her kamu kurumunun faaliyetlerini hukuka uygun yürütmesine rehberlik eden bir yardımcısıdır. Kendilerine Anayasa ve yasalarla verilen yetkileri güç temerküzüne yönelmek yerine ülkeye ve millete daha etkin hizmet sunmak için kullanan her kurumun başımız üzerinde yeri vardır.

Sayıştay'ı 2006 ve 2010'da çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil-askeri tüm kamu kurumlarını, kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dahil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına alarak hukuk devleti ilkesine bağlılığımızı ispatladık. Böylece, milletimizin kamu kaynaklarının nasıl harcandığını, en doğru, güvenilir ve sistematik şekilde takip edebilmesini temin ettik. Kamu yönetimine ilişkin diğer reformlarımızın hemen tamamında da Sayıştay'ın denetim alanını genişleten bir yaklaşımı benimsedik.
İSVEÇ VE FİNLANDİYA ADIM ATMAZSA TÜRKİYE'NİN DURUŞU DEĞİŞMEZ
BAŞKAN Erdoğan, İngiliz The Economist dergisi için kaleme aldığı makalede, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik taleplerini değerlendirdi. Son yıllarda birçoklarının NATO'yu artık işlevini tamamlamış ve 'demode' bir örgüt olarak nitelediğine işaret eden Erdoğan, "Hatta Emmanuel Macron 2019'da ittifakın 'beyin ölümü' yaşadığını söylemiştir. Aynı kesimler Türkiye'nin de bu örgütteki rolünü sorgular olmuştu. Olağanüstü bir hayalperestlikle aşırı bir stratejik miyopluk sonucu ortaya çıkan bu tavır NATO'ya uzun yıllar kaybettirdi" dedi. Terörün tüm üyeler için tehdit oluşturduğunu, aday ülkelerin örgüte katılmadan önce bu gerçeği kabul etmeleri gerektiğini belirten Erdoğan, "Gerekli adımları atmamaları halinde, Türkiye bu konudaki duruşunu değiştirmeyecektir" ifadelerine yer verdi. İttifakın her genişleme sürecinde olumlu ve yapıcı bir noktada duran Türkiye'nin parçası olduğu örgütle ilişkilerini sorgulamaya cüret edenlerin cehalet ve hadsizliğinin bu duruşu değiştirmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Diplomasi ve diyaloğun her türlüsüne açık olan ülkemiz, bu çabaların aday ülkelerin ikna edilmesine odaklanmasını tavsiye etmektedir. Terörle mücadele konusunda gönülsüz olan hiçbir ülkenin Ankara'da talimat verebileceği hiçbir makam bulunmamaktadır. NATO üyelerinin terörle mücadele konusunda çifte standart uygulaması halinde ittifakın inandırıcılığının tehlikeye gireceğine inanıyoruz."
'HASSASİYETİNİZ İÇİN 
SAYIŞTAY Başkanı Metin Yener "Sayıştay'ın tarihi ve kurumsal değerini, bağımsızlığını ve kamu yönetimi içindeki müstesna yerini koruma hassasiyeti dolayısıyla Erdoğan'a teşekkür ederim" dedi.