Dünya Çocuk ve Aile Koruma Platformu’ndan LGBT çıkışı: “Özgürlük maskesinin ardında mahkumiyet var”

Dünya Çocuk ve Aile Koruma Platformu; son yıllarda artan dijitalleşme ile birlikte çocuk ve gençlerde artan davranışsal bozukluklar, benlik kaybı, psikolojik rahatsızlıklar ve cinsel kimlik tartışmalarının önüne geçebilmek adına önemli bir sempozyuma ev sahipliği yapacak. Sabah.com.tr’ye konuşan Dünya ÇAKOP başkanı Zuhal Öztürk ‘’Amacımız dijitalizmin kimlik gelişimine etkisini incelemek’’ dedi.

Dünya ÇAKOP Uluslararası Sempozyum'un üçüncüsü 8-9 aralık tarihlerinde Bağlarbaşı Kongre Merkezi'nde gerçekleşecek. Dijitalizmin gençler ve çocuklardaki kimlik kargaşasındaki etkilerinin konuşulacağı sempozyum 5 üniversite ve alanında uzman 29 akademisyen ve 62 STK'nın katkılarıyla, yüzyüze ve çevrimiçi gerçekleşecek. Mısır, Katar, İngiltere, ABD, Almanya, Malezya olmak üzere 80'in üzerinde ülkede İngilizce ve Türkçe olarak çevrimiçi izlenebilecek.

''DÜNYADA YENİ BİR EKOL OLUŞTURDUK''

IMTT terapi yöntemi sonucu birçok kişinin olumlu sonuçlar aldığını söyleyen Dünya ÇAKOP başkanı Zuhal Öztürk, Sabah.com.tr'ye yaptığı açıklamada, gençleri ve çocukları kaybetmemek gerektiğine dikkat çekti. Öztürk; ''Ne yazık ki ülkemizde ve birçok ülkede kimlik karmaşalarında deneme yanılma yöntemiyle çocuklar ve gençler tedavi edilmekte. Fakat biz Amerika'dan Dr.David Pickup ve ekibimiz IMTT denilen bir terapi yöntemini aldılar. Biz Türkiye'de maneviyat psikolojisiyle birleştirip bağlanma ve travma terapisini geliştirdik. Dünyada yeni bir ekol oluşturduk. Bu ekolün de özellikle Türkiye dünyaya bir önder olacağını düşünüyoruz. Herhangi bir çocuğu kaybetme lüksüne sahip değiliz. ''

''ÖZGÜRLÜKSÜZLE MÜCADELE EDİYORUZ''

Dünya ÇAKOP başkanı Zuhal Öztürk, sempozyum öncesi yapılan basın açıklamasında önemli açıklamalarda bulundu. Öztürk, bireylerin biyolojik cinsiyetini istememesi durumunda her türlü önü açılırken, bir karmaşa yaşadığını söyleyerek bundan vazgeçmek isteyenlerin çok büyük engellerle karşılaştığını dile getirdi;''Bizim en büyük mücadelemiz özgürlük adı altında aslında çocukların, gençlerin önündeki özgürlüksüzlükle mücadele etmektir'' ifadelerine kullandı.

''GERİ DÖNÜŞÜM TERAPİLERİNİN ÖNÜ AÇILMALI''

''Eğer cinsiyetsizliğe yönelme hakları varsa, tedavi hakları da en önemli hak olarak görüyoruz. Bu yüzden 62 STK el ele vererek, geriye dönüşüm terapilerinin önünün açılmasını istiyoruz. Dünyada çok az bir azınlık bu imaj dönüşüm terapilerini onaylıyor.

Yani siz eğer bir batıda veya Amerika'da, imaj dönüşüm terapisi istiyorsanız, bunun için bir psikolog ya da psikiyatra gittiyseniz ne yazık ki o psikoloğun/psikiyatırın belgesi ile diploması iptal ediliyor. Yani Dünya Sağlık Örgütü orantısız ve haksız bir özgürlüksüzlük hareketi ile insanlara yaptırım yapıyor.''

''ÖZGÜRLÜK MASKESİNİN ARDINDA MAHKUMİYET VAR''

''Biz Dünya ÇAKOP olarak bu işe girdiğimiz zaman, kimlik karmaşası bireylerin gittiği hekimler ya da psikologlardan yeterli terapi alamadıklarını fark ettik. Ne yazık ki birçok yerde deneme yanılmayla bu çocukların bazıları kaybediliyor. Biz ise bu çocukların hatta yetişkinlerin elinden tutup onları sağlıklı bir hayata geçirmek istiyoruz. Hedefimiz çocukların kaybolmasına engel olmak. Çünkü şimdiye kadar ne yazık ki gençler hatta mütedeyyin aileler farklı yerlere gidip psikologlar ya da psikiyatırlar tarafından, '' kendinizi nasıl hissediyorsanız o kimlikte yaşayın '' diyerek, bu çocuklar ne yazık ki biyolojik kimliklerinin dışında bir kimliğe sürükleniyorlar.

Özgürlük denen maskenin arkasında aslında bir mahkumiyet var. Kişi o kimliğe mahkum ediliyor ve o kimlikle yaşatılmaya çalışılırken, hazzın vermiş olduğu o travmalar ne yazık ki bu kişilerde patolojik ve somotik birçok problemlere yol açıyor.'' İfadelerini kullandı.

Pandemi ile beraber çocuk ve gençlerde ciddi somatik ve patolojik sıkıntılar olduğunu gözlemlediklerinden dolayı bu sempozyumu düzenlediklerini söyleyen Öztürk, ''tüm profesyonelleri, psikologları, psikiyatrları, özellikle psikoloji öğrencilerini ve bu alanda anne baba olanları da bu sempozyuma davet ediyoruz'' diyerek, sempozyuma katılmasının gerekliliğine vurgu yaptı.