Serim, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından düzenlenen "BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin Kabulünün 75. Yıl Dönümü" ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen "Küresel Mülteci Forumu 2023" başlıklı programa katılmak üzere geldiği Cenevre'de, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Programlar kapsamında "İnsan Haklarının Geleceği, Barış ve Güvenlik" ve "İşgal Altındaki Filistin Topraklarında İnsan Haklarının Durumu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Uluslararası İnsani Hukuk" başlıklı toplantılara katılarak hitapta bulunduğunu hatırlatan Serim, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Gazze'de yaşanan insanlık dramının durdurulması ve kapsamlı barış anlaşmasının yapılması için İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi tarafından görevlendirilen mevkidaşlarıyla bir süredir uluslararası çalışmalar yürüttüğünü ve muhataplarıyla görüştüğünü ifade etti.
Serim, Bakan Fidan'ın Dışişleri Bakanlığının bütçe görüşmelerine katılmak üzere TBMM'de bulunması gerektiği için Cenevre'deki programlara katılamadığını kaydetti.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabulünün 75'inci yıl dönümünün idrak edildiği günlerde insan haklarının ve uluslararası hukukun nasıl ayaklar altına alındığına şahit olduklarının altını çizen Serim, "En az bunun kadar üzücü olan ise bu evrensel değerler üzerine her fırsatta ders vermeyi alışkanlık haline getirmiş bazı ülkelerin şahit olduğumuz hastane, okul, ibadethane, sivil, çocuk ve kadın demeden sürdürülen saldırılar karşısında içine düştükleri derin sessizliktir. Türkiye bu durum karşısında sessiz kalmamakta ama sessiz kalanlar bizleri insanlığımızdan utandırmaktadır." diye konuştu.
Bakan Yardımcısı Serim, şiddetin durması ve çatışmaların daha fazla yayılmaması amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde krizin ilk gününden itibaren yoğun bir diplomasi trafiği içinde olduklarını anımsatarak Türkiye Yüzyılı'nda, Türkiye'nin dış politikadaki öncü rolünün bu kriz vesilesiyle bir kez daha görüldüğünü söyledi.
Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması için uluslararası toplumun atması gereken adımlara her platformda dikkati çektiklerini vurgulayan Serim, insani yardımların kesintisiz şekilde ulaştırılmasının önemini, Mısır ziyaretinde El-Ariş şehrinde ve Refah Sınır Kapısı'nda bizzat gözlemlediğini belirtti.
"FİLİSTİN'DEKİ İŞGAL HİÇBİR KOŞULDA SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİLDİR"
Dışişleri Bakan Yardımcısı Serim, şöyle devam etti:
"Bu kapsamda biz de Gazze halkının acılarının giderilmesi için başta Mısır ile olmak üzere ikili ve çok taraflı çeşitli projeler yürütüyoruz. Uçak ve gemilerimizle insani yardımlarımızı göndermeye devam ediyoruz. Gazze'de sahra hastanesi kurulması için çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz. Son gelişmeler, Filistin-İsrail ihtilafında adalet tesis edilmediği müddetçe dünyada kimsenin kendisini güvenlik içinde hissetme imkanı olmadığını bir kez daha göstermiştir. Filistin'deki işgal hiçbir koşulda sürdürülebilir değildir. Orta Doğu'da gerçek anlamda barışın tesis edilmesinin tek yolu, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin kurulmasıdır."
Filistin halkının haklarını güvenceye alacak, adil ve kalıcı bir barışın garantörü olacak mekanizmanın oluşturulmasına ivedilikle ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Serim, Türkiye'nin söz konusu durum için başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazır olduğuna işaret etti.
"ULUSLARARASI TOPLUMUN FİLİSTİN'E YARDIMLARI ARTARAK DEVAM ETTİRİLMELİDİR"
Serim, uluslararası topluma Filistin konusunda çağrıda bulunarak "(Gazze'de) Şu anda acilen ihtiyaç duyulan geçici (insani) ara değil, kalıcı ateşkestir. İnsani yardımlara kesintisiz erişim sağlanmalı ve uluslararası toplumun Filistin'e yardımları artarak devam ettirilmelidir. Ardından, Filistin devletinin vücut bulmasıyla sonuçlanacak, adil ve kalıcı bir barışa yönelik müzakereler başlamalıdır. Barışın kalıcı olması da ancak adaletin sağlanmasıyla mümkündür." diye konuştu.
Cenevre'de "Küresel Mülteci Forumu 2023" programına da iştirak edeceğini kaydeden Yasin Ekrem Serim, bu forumun, Türkiye için büyük önem taşıyan göç ve mülteciler konularında muhataplarla görüş alışverişi, ikili görüşmeler ve Türkiye'nin tutumunun uluslararası toplumun dikkatine bir kez daha getirilmesi bakımından yararlı olacağına inandığını söyledi.
