SON DAKİKA | Başkan Erdoğan'dan İsrail'in katliam ortaklarına sert tepki: Netanyahu'nun elinde oyuncak oldular
Son dakika haberleri... Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Muhtarlar Buluşması Programında açıklamalarda bulundu. İsrail'in katliam ortaklarına sert tepki gösteren Başkan Erdoğan, "Netanyahu denilen gözü dönmüş bir caninin elinden ABD'si BM'si Avrupa'sı oyuncak olmuş durumda" dedi. Şehit edilen Hamas lideri Yahya Sinvar için Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, "Filistin direnişinin tüm önderlerini selamlıyorum." ifadelerini kullandı.
Şişli'deki bir otelde düzenlenen İstanbul Muhtarlar Buluşması'nda konuşan Başkan Erdoğan, tüm muhtarların 19 Ekim Muhtarlar Günü'nü tebrik etti.
Başkan Erdoğan, İstanbul ile 81 vilayetteki muhtarların tamamına samimi hizmetleri için teşekkür ettiğini, selam ve sevgilerini gönderdiğini belirterek, ebediyete intikal eden muhtarları rahmetle yad ettiğini söyledi.
31 Mart Yerel Seçimleri'nde belediyelerle muhtarlıklarda da değişimler yaşandığını anımsatan Erdoğan, "Muhtarlarımızın bazısı tekrar güven tazelerken, bir kısmı da bayrağı yeni kardeşlerimize devretti. Türk demokrasisinin gücünü, olgunluğunu ve kapsayıcılığını son seçimlerde bir kez daha görmüş olduk. Görevi devreden muhtar kardeşlerime ülkem ve milletim adına teşekkür ediyor, yeni seçilen kardeşlerime de Mevla'dan üstün başarılar diliyorum." ifadesini kullandı.
"CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ MUHTARLARIMIZIN EVİ HALİNE DÖNÜŞTÜ"
Erdoğan, mahalle ve köylerine hizmet mücadelelerinde muhtarların yanında olmayı sürdüreceklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Aziz milletimizin teveccühüyle 10 yıl önce cumhurbaşkanı olarak seçildiğimizde Türk demokrasisini tanıştırdığımız yeniliklerden biri muhtarlar toplantısıydı. 2015 yılında ilkini gerçekleştirdiğimiz muhtarlar toplantımızda devletin zirvesiyle yerel demokrasinin sembolü olan muhtarlarımızı 53 defa bir araya getirdik. Milletin evi olarak tarif ettiğimiz Cumhurbaşkanlığı Külliyesi aynı zamanda muhtarlarımızın da evi haline dönüştü. Türkiye'nin dört bir yanından 40 binden fazla muhtarımızla bir araya geldik. İstişare ettik, ülkenin ve milletin meselelerine ortak akılla çözüm yolları aradık. Muhtar kardeşlerimle sadece aramızdaki gönül köprülerini değil, milletimizin birlik ve beraberliğini de sağlamlaştırdık."
Son toplantıda Cumhuriyetin 100. yaşını temsilen 81 ilden 2023 muhtarla bir araya geldiklerini hatırlatan Erdoğan, bugün İstanbul'da 39 ilçeden 950 muhtarla bir araya gelmenin bahtiyarlığını yaşadıklarını belirtti.
Erdoğan, toplantıya gelen her muhtara şükranlarını sunduğunu, bu toplantıya vesile olan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve ekibini tebrik ettiğini kaydetti.
"KAMU KURUMLARININ KAPILARI SİZLERE TÜM TÜRKİYE'DE AÇILDI"
Muhtarlarla yaptığı toplantıların, ülkenin en köklü kurumlarından olan muhtarlık kurumuna yönelik bakış açısını değiştirdiğini, özellikle bürokrasi, siyaset ve yerel yönetimlerde farklı bir hava estirdiğini çok iyi bildiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz devletin zirvesinin kapılarını muhtarlarımıza açtıkça bu hava dalga dalga illere, ilçelere, beldelere kadar yayıldı. Kamu kurumlarının kapıları sizlere tüm Türkiye'de açıldı. Sizinle yakın muhabbetimizin elbette başka sonuçları da oldu. Daha önce 'muhtar' deyince burun kıvıranlar, toplantılarımız sayesinde geç de olsa, mecburiyetten ve mahcubiyetten dolayı da olsa yaptığınız işlerin gerçek değerini anlamaya başladı. İşin samimiyeti bir tarafa bizim için aslolan sonuçtur. Elitist zihniyetin muhtarlarımızda vücut bulan halk iradesi karşısında diz çökmesi hiç kuşkusuz önemli bir kazanımdır. Çünkü muhtar demek millet demektir, sandık yani demokrasi demektir. Muhtarlar aynı zamanda demokrasi binamızın temel yapı taşlarındandır."
Erdoğan, muhtarların yerel düzeyde vatandaşın gündelik hayatına dokunan mesaileriyle, toplumda huzurun, barışın, sosyal dayanışmanın, milli birlik ve bütünlüğün teminatı olduklarını vurguladı.
Başkan Erdoğan, "Burada şunu da söylemek istiyorum; ülkemizde birileri halen anlamasa da milletin teveccühüne mazhar olmak, dünyada ulaşılabilecek en şerefli payelerden biridir. İster muhtar, ister meclis üyesi, ister belediye başkanı, ister milletvekili, isterse Türkiye Cumhurbaşkanı olsun bu durum değişmez. Demokrasinin halka dönük yüzü muhtarla başlar, devletin başı olan reisicumhurla sona erer." diye konuştu.
"KİMSE BENİM MUHTAR KARDEŞLERİMİ EZEMEZ, HOR VE HAKİR GÖREMEZ"
Muhtarların bu yönleriyle demokrasinin de nüvesini teşkil ettiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vatandaşın tercihiyle göreve gelenler ne kadar hürmete layıksa, halkın oyuyla seçilmiş olan siz muhtarlarımız da aynı saygıyı hak ediyorsunuz. Bizim sizinle yakın diyaloğumuzu eleştirenlerin anlayamadığı işte budur. Onlar seçilmenin, halktan oy almanın, milletin emanetini taşımanın ve bu aziz millete hizmet etmenin ne manaya geldiğini idrak edemiyor. Biz ise bunun önemini, zorluğunu ve değerini çok çok iyi biliyoruz. Bunun için de muhtarlarımızın ve muhtarlık kurumunun üzerine titriyoruz. Şu hususun da altını çizmek durumundayım; bulunduğu yere atamayla gelen tüm kamu görevlileri, devletin imkanlarını millet için, millete hizmet için kullanmakla mesul ve mükelleftir. Dolayısıyla hangi konumda olursa olsun makamının gücünü kullanarak hiç kimse benim muhtar kardeşlerimi ezemez, hor ve hakir göremez."
"ESKİ TÜRKİYE'NİN TEKRAR HORTLATILMASINA İZİN VEREMEYİZ"
Başkan Erdoğan, "Köyünün ve mahallesinin sorunlarına çözüm arayışında yerel yönetimler de dahil bütün kurumların kapısı muhtarlara açıktır ve öyle olmalıdır. Ne dediler benim için? 'Muhtar bile olamaz.' Bu manşetleri attılar. E ne oldu? Eski Türkiye'nin tekrar hortlatılmasına izin veremeyiz. Bakınız bu fakir, eski Türkiye'yi iliklerine kadar yaşamış, adaletsizliği, hukuksuzluğu, ayrımcılığı bizzat tecrübe etmiş bir kardeşinizdir." ifadelerini kullandı.
Yarım asrı geçen siyaset yolculuğunda pek çok zorluklarla karşılaştığının altını çizen Erdoğan, halkın seçtiklerine tepeden bakan bürokratik oligarşiyi gördüğünü söyledi.
Elitist, seçkinci, halka rağmen halkçılık yapan jakoben zihniyeti de gördüğüne dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Millete hizmetkarlık yerine efendilik taslayanların ülkemize nasıl büyük zararlar verdiğini gördüm. İdareimaslahatçılığın, nemelazımcılığın, aman konforum bozulmasın, aman başım ağrımasın, bu yaklaşımların kalkınma ve refah hamlelerimizi nasıl tökezlettiğini gördüm. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, milletvekili, başbakan ve Türkiye Cumhuriyeti'nin halk oyuyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak, siyasi hayatım boyunca Türkiye'yi ve Türk demokrasisini paçasından aşağı çeken bütün bu marazlarla mücadele ettim. Şairin ifadesiyle söyleyecek olursak, 'Nar-ı beyza ateş, çekiç, su ile döve döve pusat etti dert bizi. Kıvılcımdan güller açtı bu çile namert bilmez, bilir gardaş mert bizi.' Evet biz de önümüze çıkan engellere aldırmadan, baskılar ve yasaklar karşısında geri adım atmadan çalıştık, ter döktük."