Başkan Erdoğan'dan Şanlıurfa'da tarihi mesajlar: Terörsüz Türkiye hedefine mutlaka ulaşacağız
Son dakika haberleri... Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Şanlıurfa 8. Olağan İl Kongresi'nde açıklamalarda bulundu. Terörsüz Türkiye hedefine mutlaka ulaşılacağını belirten Başkan Erdoğan, "Ya namlusu ülkemize dönük o silahlar ya da Türkiye'ye silah doğrultanlar gömülecek." dedi. Erdoğan, bunun dışında üçüncü bir yolun söz konusu olmadığının altını çizdi.
Başkan Erdoğan, partisinin GAP Arena Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen Şanlıurfa 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu. Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Erdoğan, kongrenin hayırlara vesile olmasını diledi.
Kurulduğu günden itibaren Şanlıurfa İl Teşkilatında görev alarak ülkenin güçlenmesi, demokrasinin perçinlenmesi, milletin barış, huzur ve esenliği için ter dökmüş herkesi tebrik eden Erdoğan, "Teşkilatımızın bütün mensuplarına, 23,5 yıldır gece gündüz demeden AK Parti için, milletin ve memleketin selameti için mücadele eden bütün dava arkadaşlarıma buradan şükranlarımı sunuyorum. Teşkilatımız içinde ahirete irtihal etmiş kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle yad ediyorum." ifadelerini kullandı.
Bugün görevi devreden teşkilat mensuplarına ülke ve AK Parti adına teşekkür eden Erdoğan, yeni sorumluluk üstlenenlere de başarılar diledi.
Fetih günlerinden terörle mücadeleye kadar bütün şehitleri, Peygamberleri, velileri, alimleri, şairleri, sanatçıları minnetle, saygıyla, rahmetle anan Erdoğan, partisinin Diyarbakır kongresine katıldığını anımsatarak, Diyarbakır halkının kucak dolusu selamlarını getirdiğini söyledi.
Diyarbakır'daki kongreyi muhteşem bir atmosfer içinde gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şanlıurfa'nın da bakıyorum maşallahı var. Bugün Şanlıurfa'da çok farklı bir coşku ve heyecan gördüm. Bugün burada aydınlık geleceğine sahip çıkan bir Urfa gördüm. Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla, Zaza'sıyla, Alevi'si, Sünni'siyle kardeşliğin şehri Urfa'da bugün dalga dalga büyüyen bir umut gördüm. Umudu büyüttüğünüz için, ezeli ve ebedi kardeşliğimize sahip çıktığınız için her birinizi yürekten tebrik ediyorum. Şehre geldiğimiz andan itibaren gösterdiği misafirperverlikten dolayı Urfa halkına şükranlarımı sunuyorum. Biz Şanlıurfa'yı biliriz, Şanlıurfa da bizi iyi bilir. Urfalı kardeşlerim bizim samimiyetimizi, hüsnü niyetimizi çok iyi bilir. Çünkü biz Urfa'yla hep gönül diliyle, samimiyetin diliyle konuştuk. Peygamberler şehri Urfa'nın hikmet ışığından istifade etmeye çalıştık. Bir defa şunu çok net söylemek durumundayım. Bizim Şanlıurfa ve Urfalı kardeşlerimle aramızda farklı bir bağ var."
"SİYASET MİLLETE HİZMET ETME, MİLLETİN KALBİNİ FETHETME SANATIDIR"
Salondakilerin, "Dik dur eğilme Urfa seninle" sloganları üzerine Erdoğan, "Dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz." dedi.
Salondaki "Filistin davası bizim kırmızı çizgimizdir." koreografisini okuyan Erdoğan, "Filistin davası bizim kırmızı çizgimizdir. Eyvallah." diye karşılık verdi.
Şanlıurfa ile aralarında muhabbetten örülü bir köprü olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çeyrek asırdır bu bağ asla kopmadı, sarsılmadı ve zayıflamadı. Buna ne Urfalı kardeşlerim ne de biz izin verdik. Bundan sonra da böyle bir şeye kesinlikle izin vermeyeceğiz. Siyaset millete hizmet etme, milletin kalbini fethetme sanatıdır. Bizde muhalefetin yaptığı gibi millete kırılma, darılma, küsme olmaz. Biz gönüller yapmaya, gönüller kazanmaya çalışan bir hareketiz. Biz milletiyle çıkar birlikteliği değil, kader birlikteliği yapan bir partiyiz. Şunu kimse unutmasın, AK Parti 85 milyonun partisidir. AK Parti, hiçbir ayrım yapmadan 85 milyona hizmet üreten partidir. AK Parti, siyasi kimliğine, sandıktaki tercihine bakmadan 81 vilayetimizin hepsine adil hizmet götüren partidir.
Tam 22 yıldır Türkiye'nin kaptan köşkündeyiz. Siyasi mücadele açısından yarım asırdır milletimizin huzurundayız. Bu süreçte sayısız iftiraya, sayısız hakarete muhatap olduk. Okuduğumuz bir şiir sebebiyle hapse atıldığımız karanlık günler oldu. Kendi öz yurdumuzda garip hissettiğimiz, haksızlığa uğradığımız, hukuksuzluğun en nobran biçimini yaşadığımız dönemler oldu. Bir kardeşiniz olarak, içinizden biri olarak benim Urfalı vatandaşım hangi zorluklarla, engellerle karşılaştıysa biz de aynısını yaşadık."
Erdoğan, kızlarını başörtüsü nedeniyle yurt dışında okutmak zorunda kaldığını, siyasi hayatının "muhtar bile olamaz" manşetleriyle bitirilmeye çalışıldığını ve pek çok "hukuk cinayetine" maruz kaldığını söyledi.
Göreve gelirken adaleti ve kalkınmayı tüm unsurlarıyla hayata geçireceklerini söylediklerini hatırlatan Erdoğan, "Biz 'Yasakların, baskıların hüküm sürdüğü değil, özgürlüklerin hakim olduğu bir Türkiye'yi inşa edeceğiz' dedik. Ayrımcılığı iliklerimize kadar teneffüs etmemize rağmen bulunduğumuz makamlarda hiç kimsenin diline, inancına, etnik kimliğine bakmadık. CHP'nin milletin fertleri arasına nifak tohumları saçan siyaseti karşısında biz her zaman birleştirici, her zaman bütünleştirici, kucaklayıcı olduk." diye konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu topraklardaki bin yıllık kardeşliğimize kasteden her türlü dışlayıcı tavrı elimizin tersiyle ittik. Ayrıştırıcı, ötekileştirici yaklaşımların hiçbiri siyasetimizde kendisine yer bulamadı. Ne diyor, alemlere rahmet olarak gönderilen Hazreti Nebi, Veda Hutbesi'nde; 'Ey insanlar, Rabb'iniz birdir, babanız da birdir, hepiniz Adem'in çocuklarısınız. Adem ise topraktandır, Arap'ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap'a üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır. Allah katında en makbul olanınız ondan en çok korkanınızdır' diyor. İşte bizim ilkemiz bu. İşte bizim inancımız, rehberimiz bu. İşte bizim insana bakış açımız bu. Bu kutlu tavsiyelere siyasi hayatımız boyunca uymaya gayret ettik."
"SURİYELİ MUHACİRLERİ ZORLA GÖNDERMEKLE TEHDİT ETTİLER"
14-28 Mayıs seçimleri sürecinde kuşatıcı tavırlarını muhafaza ettiklerini ve "Siyaseten kaybetseler de mazlumun yanında duracaklarını" söylediklerini hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriyeli muhacirleri zorla göndermekle tehdit ettiler. Kim? CHP. Ne dedi? 'Biz sizi tekrar Suriye'ye göndereceğiz' dedi. Biz ne dedik? 'Siyasi geleceğimize dahi mal olsa onları koruyacağız' dedik. Sırf 3-5 oy daha fazla alabilmek uğruna kimlerin kimlerle gizli anlaşmalar yaptığını, inanıyorum ki sizler de unutmadınız. Suriyeli mazlumları hedef gösterenleri, ırkçı faşist söylemlerle milletin fertleri arasına nifak sokanları, kimlik siyasetinin en pervasız biçimine sarılanları hiçbirimiz unutmadık ve unutmayacağız. Hitler özentisi siyaset yapanlara önce millet sandıkta dersini verdi, sonra da kendi partileri siyasetten bir daha geri gelmemek üzere defetti. Karşımızda kaybettikleri 13 seçime rağmen yenildiklerini kabul edip onurluca köşelerine çekilmeyi bilmiyorlar. Sosyal medyadan arsızca ve ahlaksızca milleti kutuplaştırmaya, siyasi iklimi zehirlemeye ne yazık ki devam ediyorlar. Türk siyasetinde artık hiçbir karşılıklarının olmadığını, itibarlarının kalmadığını, ne düşündüklerini artık hiç kimsenin umursamadığını bir türlü anlayamıyorlar."
"Nadan ile sohbet zordur bilene" sözünün anlamını açıklayan Erdoğan, "Bunların durumu tam olarak işte böyle. Akıllarıyla dilleri arasındaki bağ neredeyse artık kopma noktasına gelmiş." diye konuştu.