MHP Lideri Bahçeli: İmralı çağrıyı bir an önce açıklamalı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Açıklamasında, "Bölücü terör örgütünün sönüşe geçtiği bir dönemdeyiz." ifadelerini kullanan Bahçeli, "Pişman olduğunuzu, bu mücadelenin asla sonuç vermeyeceğini açıklayınız. Beklenen çağrının bir an önce açıklanması samimi dileğimdir. Ne mutlu terörsüz Türkiye'nin doğumuna." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Bahçeli'nin konuşmalarından satır başları:
"Kimi zaman kabaran hüzün dalgalarının altında çaresiz kalırız. Kimi zaman ıstırapların sis bulutunda yolumuzu ve yönümüzü kaybederiz. Kimi zaman da ihmaller zincirinin kıvılcımıyla tutuşur, kara dumanıyla boğuluruz. Bir darbımesel ifade kalıbını alan "ateş düştüğü yeri yakar" cümlesi sık sık telaffuz edilse bile, elbette kazın ayağının hiç de öyle olmadığını biliriz.
Türkiye 21 Ocak 2025 tarihinin geceyi sabaha bağlayan bir saatinde, yani tam bir hafta önce kahredici ve korkunç bir felaketle sarsıldı. Bolu Kartalkaya'da bulunan ahşap yapılı bir otelde çıkan yangın 78 kardeşimizi, 78 masum insanımızı, 78 suçsuz günahsız vatandaşımızı hem yakarak hem de zehirli dumanla boğarak hayattan kopardı.
12 Ocak 1920'de Meclis-i Mebusan'ın açılışı münasebetiyle Padişah nutkunu okuyan Sadrazam Ali Rıza Paşa'nın aynen dediği gibi; şu mühim anda vaziyetimizin vahameti tarife muhtaç değildir. Evvelemirde güle oynaya tatile gidip de sıralı tabutlarla evlerine dönen merhum vatandaşlarımıza; okul sıraları boş kalan, karneleri yetim bırakılan çocuklarımıza ve küçücük yavrularımıza Cenab-ı Allah'tan gufran ve rahmet niyaz ediyorum. Tekraren başımız sağ olsun diyorum. Bu faciadan yaralı kurtulanlara ve halen tedavi altında tutulanlara geçmiş olsun temennilerimle birlikte şifalar diliyorum.
Şu yalın gerçeğin farkındayım; "boğaz dokuz boğumdur. Sekizi yutkunmak, biri de konuşmak içindir." Yanlış ve yalan bir kelamın, yıkıcı ve yıldırıcı bir bühtanın insani ve vicdani erozyonuna bugünkü hassas ve kırılgan dönemde tahammül etmek mümkün değildir.
Ortada dehşet uyandıran bir enkaz, yürekleri kavuran bir acı hamulesi varken, hiç olmaması gereken siyasi dalaşmaların, suç ve sorumlu izi sürmek için yapılan karşılıklı sataşmaların bir ur gibi etrafı sarması ne yazık ki insanlığımızdan utandıracak boyutlardadır. Grand Kartal Oteli yangınında 8 aile yok olmuş, kimin umurunda!
"36 ÇOCUĞUMUZ HAYATA VEDA ETMİŞ, KİMİN GÜNDEMİNDE"
Henüz körpe çağdaki 36 çocuğumuz hayata veda etmiş, öncelikle kimin gündeminde! Alya, Vedia, Nehir, Ömür, Ayşe, Vedat, Mina, Alican, Elif Nas, Eren, Doğa, Mavi, Pera, Demir, Doruk, Elif, Atlas, Kemal, Özüm, Esat, Kerem, Lalin, Oya, Ala Dora, Pelin, Dila, Ela, Sümeyye, Bekir Sadık, Muhammed Selim, Yusuf, Defne, Sedat, Ela ve Buse evlatlarımızın sıcak evlerinde olmaları gerekiyorken, şu anda buz gibi toprağın koynunda kefenlerine dolanıp yatmaları işin özünde hepimizin bir felaketi sayılmayacak mı?
"78 VATAN EVLADININ HESABINI KİM YA DA KİMLER VERECEK?"
Allah için birisi söylesin, geçen haftadan beri süregelen değersiz ve dipsiz tartışma anaforundan bir şey anlayan, sadra şifa bir sonuç çıkaran var mıdır? Hangi ara insanlık değerlerine bu kadar yabancılaştık? Hangi ara siyasi ve ideolojik ihtirasların bu kadar eline düştük? Sorarım sizlere, yerin üstündekiler tepinirken, mahşer günü gelip çattığında yerin altındakilere ne diyecekler? Kusura bakmayın, yakayı kaptırmamak için işimize geldiği gibi konuşuyorduk mu diyecekler? Ne yapalım, sorumluluğu üstümüzden atmak için gözümüzü karartmak, gönlümüzü kapatmak, önümüze geleni de karalamak zorundaydık mı diyecekler? Hanımefendiler, beyefendiler, yarısı çocuk olan 78 vatan evladının hesabını kim ya da kimler verecek?
Şu müstesna açıklama bizzat Sayın Cumhurbaşkanımıza aittir: "Böyle bir trajedinin siyasetçiler arasında kör dövüşüne dönüşmesini, empati ve duygudan yoksun bir tartışmaya alet edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz milletimize bu acıyı yaşatanların yargı önünde hesap vermesi için çalışmaya devam edeceğiz."
Ağyarını mani efradını cami mahiyetli bu açıklamanın sorumlu ve sağduyulu bir devlet ve siyaset insanından duyulması kuşkusuz teskin edici ve teselli vericidir. Grand Kartal Otel yangınında kimin sorumluluğu bulunuyorsa hesabını vermesi kaçınılmaz bir adalet ve hukuk gereğidir.
Sönmüş ocaklar üzerinde kutuplaşma sahnesi kurmak namertliktir. Facianın dumanları tütüyorken, henüz hayatını kaybeden masumlar yanmış otelden çıkarılmamışken, onu bunu suçlayıp işin içinden sıyrılma telaşına kapılmak narsistliktir.