Başkan Erdoğan: Özel, suç örgütünün posta güvercini gibi hareket ediyor

Başkan Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Her Mahallesiyle İstanbul Programı'nda açıklamalarda bulundu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturmasına ilişkin Başkan Erdoğan, "Rantçıların ve bantçıların İstanbul'a ne hale düşürdüğünü görüyoruz. Meydanlarda estirdikleri terörü; basına, medyaya, sinema dünyasına yapılan sindirme politikasını görüyoruz." dedi. Erdoğan, her gün suç örgütünün yeni bir sahtekarlığının ortaya çıktığını belirterek, "Özel, suç örgütünün posta güvercini gibi... Yolsuzluk lekesini bağırmakla çıkaramazsınız." dedi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Her Mahallesiyle İstanbul" programına katıldı.

"GÖNÜLDAŞLARLA HASRET GİDERDİK"

Başkan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: Aziz İstanbullular, değerli yol ve kader arkadaşlarım, teşkilatımızın kıymetli mensupları, hanımefendiler, beyefendiler; sizleri en kalbi duygularımla, sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. İl Başkanımızdan mahalle başkanlarımıza, hanım kardeşlerimden genç kardeşlerimize kadar; gönlünü ve ömrünü bu kutlu davaya vakfetmiş tüm mensuplarımıza en içten muhabbetlerimi gönderiyorum. Bugün, AK Parti İstanbul teşkilatının neferleriyle, bayraktarlarıyla, şehrimizin dört bir yanındaki siz emektarlarımızla birlikteyiz. Öncelikle bizleri bu güzel atmosferde bir araya getiren İl Başkanımıza ve yönetimine yürekten teşekkür ediyorum. İstanbul'umuzun üç kademeden oluşan il yönetim kurulu üyeleri, ilçe başkanları ve mahalle başkanlarıyla bir arada olmaktan; sizlerle hasbihal edip hasret gidermekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bu vesileyle, rahmetli Ayşegül kardeşime de ebedi âlemde Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Rabbim onu cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. Programa teşrifleriniz, katkılarınız ve katılımınız; ayrıca değerli fikirleriniz ve gayretleriniz için her birinize şükranlarımı sunuyorum.

Başkan Erdoğan: Özel, suç örgütünün posta güvercini gibi hareket ediyor

"ÖNCE 'VEFA' DEDİK"

Biz, AK Parti adıyla siyaset sahnesinde olan bir hareketiz. Ancak bu yürüyüşümüz, öncesinde de davamız ve ideallerimiz uğruna verdiğimiz yıllar süren mücadelenin devamıdır. Ter döktük, bedel ödedik, nice zorluklara göğüs gerdik. Gerek siyasi hayatımız boyunca, gerekse AK Parti çatısı altında rahmetli Mehmet Akif İnan'ın şu veciz sözünü hep kendimize rehber edindik: "Bütün giysileri yırtsak yeridir, yeter bize vefa elbiseleri." İşte biz de ilk günden bu yana vefayı önceledik. Vefakâr olduk, kadirşinas bir hareket olarak bugünlere kadar geldik. Emektarlarımızın tecrübesini, aksaçlılarımızın birikimiyle birleştirip; yeni arkadaşlarımızın dinamizmi ve heyecanıyla harmanladık. Bugün de bu anlamlı toplantı vesilesiyle; kuruluşundan bugüne AK Parti İstanbul teşkilatlarında görev almış, karşılığını sadece haktan bekleyerek İstanbul halkı için çalışmış tüm kardeşlerimizi şükranla yâd ediyorum. Eski il başkanlarımıza ve yönetimlerine, ilçe başkanlarımıza ve yöneticilerimize, mahalle temsilcilerimize; elbette kadın kolları ve gençlik kollarındaki tüm dava arkadaşlarımıza gönülden teşekkür ediyor, Allah hepsinden razı olsun diyorum.

Başkan Erdoğan: Özel, suç örgütünün posta güvercini gibi hareket ediyor

"DAHA FAZLA GAYRET EDECEĞİZ"

Partimize hizmet etmiş, bu davaya destek ve omuz vermiş tüm yol arkadaşlarımızdan ebediyete irtihal edenlere Cenab-ı Mevla'dan rahmet diliyorum. Ve az önce ifade ettiğim gibi, tekrar ediyorum: Dün ebediyete uğurladığımız Nişancı Mahallesi Başkanımız Ayşegül Meriç kardeşimi bir kez daha rahmetle anıyor; Allah'tan onu rahmetiyle kuşatmasını, mekânını cennet eylemesini niyaz ediyorum. Hangi görevde olursa olsun, bu hareket için, bu dava için taş üstüne taş koymuş her bir yol arkadaşımızı daima minnetle yâd edeceğiz. Vefayı ve kardeşlik, yoldaşlık hukukunu hiçbir zaman ihmal etmeyeceğiz; asla geri plana itmeyeceğiz. Şunu lütfen unutmayınız: Biz sadece sandığa kadar değil, son nefese kadar yol ve kader arkadaşlığı yapan bir kadroyuz. AK Partili kadrolar olarak inşallah; daha fazla çalışarak, daha fazla koşturarak, daha fazla gayret göstererek, seleflerimizden devraldığımız bu kutlu bayrağı hep birlikte daha yükseklere taşıyacağız.

"İCRAAT VE PROJE ÜRETEN BİR PARTİYİZ"

Aziz kardeşlerim, işte böyle bir anlayışla gerçekleştirdiğimiz, her mahallesini kapsayan İstanbul programımızın ve burada yapacağımız istişarelerin ülkemize, milletimize ve İstanbul'umuza hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Bugün bir taraftan kardeşliğimizi güçlendiriyor, diğer taraftan da İstanbul'a olan aşkımızı, tutkumuzu ortaya koyuyoruz. Arkadaşlarımızla bir araya geldiğim her toplantıda şu gerçeğe sık sık dikkat çekiyorum: AK Parti, milletin emrinde ve hizmetinde olan bir siyasi harekettir. Biz sadece hizmet ve eser siyaseti yapan; iktidara geldiği günden bu yana yalnızca eser, icraat ve proje üreten bir partiyiz. Millete olan şükran ve vefa borcumuzu gece gündüz demeden, aşkla ve heyecanla koşarak ödeyen bir ekibiz. Evet, biz buyuz. Biz bir gönül hareketiyiz. Biz, kalbi millet ve memleket sevdasıyla çarpan, adanmış kadrolarız. Sadece on altı milyon İstanbullunun değil, seksen altı milyon vatandaşımızın; bununla birlikte gözünü ve yönünü ülkemize çevirmiş yüz milyonlarca mazlumun ve mağdurun da umuduyuz, güvencesiyiz, aydınlık yarınlarının teminatıyız.

Başkan Erdoğan: Özel, suç örgütünün posta güvercini gibi hareket ediyor

"HİKAYEMİZ KASIMPAŞA'DA BAŞLADI"

Bakınız, eskilerin çok güzel bir sözü vardır: "Evvel refik, bâdel tarîk." Yani: "Önce yol arkadaşı, sonra yol." İşte biz, değerli kardeşlerim, bu aziz milletin yol arkadaşlarıyız. Bizim yoldaşımız; elitler, tuzu kurular, sırça köşklerde oturanlar değildir. Bizim yol arkadaşımız; kodamanlar, seçkinler, Boğaz'a nazır yalılarında mehtaba karşı kadeh tokuşturanlar değildir. Bizim yoldaşlarımız; Allah'tan ve devletten başka kimsesi olmayanlardır. Evet, biz kimsesizlerin kimsesi olmak için yola çıkmış bir hareketiz. Biz bu yola ikbal için revan olmadık. Koltuk, makam, mevki için değil; masumun duası, mazlumun umudu olmak için yola çıktık. Garibin elinden tutmak, yetimin başını okşamak, yoksulun ve fakirin derdine derman olmak için siyasete atıldık. Kapısı çalınmadığı için gözyaşlarını içine akıtanlara yoldaşlık etmek için bu mücadeleyi başlattık. İstanbul'un Kasımpaşa semtinde, Kaptanpaşa Mahallesi'nde başlayan hikayemiz; hamdolsun, bugün işte buralara kadar geldi.

"SAMİMİYET BİZİM REHBERİMİZDİR"

Bu dava, mahalle mahalle, kapı kapı gönüllere girerek bugünlere ulaştı. Nice badireler atlattık, nice saldırıları püskürttük. Nice ihaneti göğüsledik, nice oyunu bozduk. Nice kirli ve kanlı senaryoyu yırtıp attık. Ama millete hizmet yolunda asla durmadık, duraksamadık. Rehavete kapılmadık, yılgınlığa düşmedik, karamsarlığa ve ümitsizliğe hiçbir zaman prim vermedik. Başkaları gibi sadece laf üretmedik. Şiddetle, tahrikle, tehditle değil; işle, hizmetle, eserle yürüdük. Biz konuşmakla yetinmedik; taş üstüne taş koyduk, gönülden gönüle köprüler kurduk. Kardeşlerim, buradan bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum: Bizim için esas olan milletin rızasıdır. Bizim için esas olan milletin hayır duasıdır. Hırsı, kibri, bencilliği; senlik benlik kavgasını bu kutlu davaya asla yaklaştırmayacağız. Yirmi üç yıldır dağ gibi yanımızda duran aziz milletimize karşı en küçük bir hürmetsizlikte bulunmayacağız. Samimiyet, hasbilik ve tevazu, bizim her zaman rehberimiz olacaktır.

Başkan Erdoğan: Özel, suç örgütünün posta güvercini gibi hareket ediyor

"LAF DEĞİL İŞ ÜRETECEĞİZ"

Projelerimizle, rakiplerimize çırak çıkaran vizyonumuzla farkımızı ortaya koyacağız. Tekrar söylüyorum: AK Parti; bölen, ayrıştıran, kutuplaştıran, nifak tohumları saçan bir parti değildir. AK Parti; birleştiren, kucaklaştıran, kardeşliği ve kardeşlik hukukunu yücelten bir harekettir. Biz siyaseti; millet için, milletin müreffeh istikbali için yapıyoruz. Milleti kendi geleceğimiz için değil, geleceğimizi milletimizle birlikte inşa etmek için siyaset sahnesindeyiz. Hayatımızın hiçbir döneminde siyaseti bir imaj çalışması, bir halkla ilişkiler faaliyeti olarak görmedik. PR faaliyetleriyle reyting peşinde koşmanın değil, sahici ve samimi çalışmalarla gönüller kazanmanın mücadelesini verdik. Çıktığımız yolu da, çıktığımız yeri de unutmadık. İçinden çıktığımız milletimize asla ve asla sırtımızı dönmedik. Bugün de, yarın da aynı kararlılıkla, aynı duruşla yola devam edeceğiz. Biz laf değil, iş üreteceğiz. Hizmet üreteceğiz. Başarı üreteceğiz. Netice üreteceğiz. Ve şu prensibimizi buradan, hem salondaki kıymetli yol arkadaşlarıma hem de ekranları başında bizleri izleyen tüm kardeşlerime önemle hatırlatmak istiyorum: Nifak siyasetinin bizim kitabımızda yeri yoktur.

"HALKA RAĞMEN SİYASET OLMAZ"

Kutuplaştırma, nefret dilinin bizim siyasi lügatimizde asla ve asla yeri yoktur. Şiddeti övmek, şiddeti kutsamak, sokakları yakıp yıkmak bizim makul ve meşru görebileceğimiz bir siyaset tarzı kesinlikle değildir. Hele hele sokak ağzıyla konuşarak siyaset yapmayı, sağa sola hakaret etmeyi, uzatılan her mikrofon karşısında birilerini tehdit etmeyi reddediyoruz. Bunlar ancak müflislerin, müfsitlerin, müzminlerin siyaset tarzı olabilir. Bunlar, milletten umudunu kestikleri için Batı'dan, yabancı medya kuruluşlarından medet uman acizlerin siyaset anlayışı olabilir. Bunlar ancak demokrasiyi hazmedemeyen, vesayet heveslilerinin siyaset yapma usulü olabilir. Biz, böyle bir dile, böyle bir seviyesizliğe kendimizi hapsetmeyeceğiz. Siyasetin centilmence bir rekabet denkleminden çıkartılarak kavga ve husumet cenderesine alınmasına eyvallah etmeyeceğiz. Daha önce defalarca dile getirdim: Siyaset, millete hizmet için yapılır. Siyaset, sorunlara çözüm bulmak için yapılır. Siyaset, demokrasiyi güçlendirmek, kardeşliği pekiştirmek için yapılır. Siyaset, er meydanında yapılır. Siyaset, milletle birlikte, millet için yapılır. Halka rağmen siyaset olmaz. Milleti dinlemez, halkın sorunlarına çözüm üretmezseniz halkçı değil, ya rantçı olursunuz ya da bançı olursunuz.

"NE HALLERE DÜŞTÜKLERİNİ GÖRDÜNÜZ"

Rantçıların da, bantçıların da ne hallere düştüklerini, özellikle İstanbul'u ne hale getirdiklerini hepimiz biliyoruz. Yolsuzlukları gözden kaçırmak için sokaklarda sahnelenen vandallıkları, meydanlarda sergilenen terörü; basına, siyasete, sanat dünyasına yönelik yapılan faşist dayatmaları hep beraber takip ediyoruz. Faşizm öyle bir raddeye vardı ki, kendileri dışında kimseye tahammülleri yok. Kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi davranmayan herkesi muhalefet partisi mensubu dahi olsa zorbalıkla sindirmeye çalışıyorlar. Hırsızlara, yolsuzlara sahip çıkmadı diye önlerine geleni linç ediyorlar. En ufak bir eleştiriye, en ufak bir itiraza, en basit bir çatlak sese nasıl bir tahammülsüzlükle saldırdıklarını; inanıyorum ki milletimiz gibi, on altı milyon İstanbullu da sizler de görüyorsunuz. Kardeşlerimi özellikle şuraya dikkat etmeye davet ediyorum: Bakın, neredeyse her gün suç örgütünün yeni bir yolsuzluğu, hırsızlığı, katakulliye getirilmiş bir sahtekârlığı ortaya çıkıyor. İstanbul'un kaynaklarının nasıl yağmalandığı bir bir dökülüyor. İstanbul'dan Türkiye'ye ve yurt dışına uzanan ahtapotun kolları tek tek deşifre oluyor. Örgütün kimleri maaşa, kimleri baharata, kimleri de rüşvete bağladığı; bizzat kendi arkadaşları tarafından itiraf ediliyor. Eski suç ortakları, bavullarla taşınan paralardan, İstanbul'da kurulan mafya düzeninden bahsediyor. Ama bakıyorsunuz, ne bir tasa ne de bir mahcubiyet söz konusu. Yüzleri dahi kızarmıyor. Çıkıp Türk milletinden, özellikle de iradesine ihanet ettikleri İstanbul halkından özür dilemeleri, nedamet getirmeleri, af dilemeleri gerekirken; her gün savcıları, hâkimleri, görevini yapan emniyet ve medya mensuplarını pişkince tehdit ediyorlar.Daha düne kadar yere göğe sığdıramadıkları kişileri, pişman olup suçunu itiraf ettiği anda hain, yolsuz ve müfteri ilan ediyorlar.

Başkan Erdoğan: Özel, suç örgütünün posta güvercini gibi hareket ediyor

"'HARAMİLİĞE GÖZ YUMALIM' DİYE GELMEDİK"

Bilhassa CHP Genel Başkanı Sayın Özel'in, Türkiye ana muhalefet partisi lideri gibi davranmak yerine suç örgütünün posta güvercini gibi hareket etmesi, üzüntü verici olduğu kadar düşündürücüdür. Siyasi rakibimiz bile olsa CHP'nin, bir avuç menfaatperestin çıkarlarını savunma adına böyle bir duruma düşürülmesini biz doğru bulmuyoruz. Hem kendilerini, hem partilerini, hem de Türk siyasetini aşağı çekenlere şu hususu hatırlatmayı görev addediyorum: Yolsuzluk lekesini bağırmakla çıkaramazsınız. Hırsızlık ayıbını sağa sola saldırarak temizleyemezsiniz. Haram parayla ikbal peşinde koşmanın utancını tehditle örtemezsiniz. Yargıya hesap vermekten kaçamazsınız. Beytülmale uzatılan o mülevves elleri kırmak, millet adına karar veren Türk yargısının boynunun borcudur. Biz de, anayasamızın verdiği görev, yetki ve sorumluluklar çerçevesinde üzerimize düşenleri mutlaka yapacağız. Hukukun üstünlüğü ilkesinin hiçbir baskıya maruz kalmadan gereklerinin yerine getirilmesi için yükümlülüklerimizi yerine getireceğiz. Çünkü biz iktidar partisiyiz. Biz, 16 milyon İstanbullunun ve 86 milyon vatandaşımızın sorumluluğunu taşıyoruz. Milletimiz bizi bu görevlere, haramiliğe göz yumalım diye getirmedi. Tam tersine; hakkını, hukukunu, çıkarını, onurunu çiğnetmeyelim, can ve mal emniyetini sağlayalım diye bize emaneti tevdi etti. Yirmi üç yıllık iktidarlarımız döneminde milletin itimadını boşa çıkarmadık. Gerektiğinde kendimiz bedel ödedik, çile çektik, fedakârlıkta bulunduk. Ama aziz milletimize asla bedel ödetmedik. Bundan sonra da aynı hassasiyetle, aynı şuurla, aynı adanmışlıkla, aynı azim, kararlılık ve cesaretle bütün bu süreçleri yöneteceğiz. Ne muhalefetin körüklediği nefretin, öfkenin, fitnenin diline teslim olacağız… Ne de İstanbul'umuzu sahipsiz, çaresiz, boynu bükük bırakacağız.

"İSTANBUL TEŞKİLATINA GÜVENİYORUM"

Yol ve dava arkadaşlarım, 39 ilçe ve 961 mahalle, İstanbul'un her ilçesi, her mahallesi, sokağı, sakini bize bir emanettir. İstanbul'un her mahallesinde bir hatıramız var. Bir kardeşimiz var, bir eserimiz var. İstanbul'un her mahallesinde, her evinde, her gönülde AK Parti'nin bir izi, aldığı bir duası var. Her mahallede bir meşale yakacaksınız. İnşallah o meşalelerle Türkiye'yi aydınlatacaksınız. Şunu asla aklınızdan çıkarmamanızı rica ediyorum: Mahalle başkanlarımız bu teşkilatın özüdür. Temel taşıdır. Yıkılmaz kalesidir. Bu hareketi mahalle teşkilatları ayakta tutmuştur. İstanbul'da hiç bitmeyen gönül seferberliğinin öncüsü sizler olacaksınız. Çünkü İstanbul'un hikâyesi, bizim hikâyemizdir. Bunu birlikte yazdık, birlikte yazmaya devam edeceğiz. Abdullah Özdemir kardeşimizin başkanlığında, inşallah yıkılmayacağız; Milletle kucaklaşmamızı artırarak sürdüreceğimize inanıyorum. Kimseyi ayrıştırmayacak, kimseyi ötekileştirmeyecek; herkesi kazanmaya, her kesimi kucaklamaya, tüm İstanbullulara ulaşmaya gayret edeceğiz. Ben, İstanbul teşkilatına güveniyorum. Mevla yar ve yardımcımız olsun diyorum. İl Başkanımız başkanlığında; üç kademe yönetim kurullarımızda, üç kademe ilçe başkanlarımızla, üç kademe mahalle başkanlarımızla, tüm teşkilat mensuplarımızı tebrik ediyor, Cenab-ı Allah'tan başarılar diliyorum. Her Mahallesiyle İstanbul programının hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Sizleri muhabbetle, hürmetle selamlıyor, Allah'a emanet ediyorum. Kalın sağlıcakla.

Başkan Erdoğan: Özel, suç örgütünün posta güvercini gibi hareket ediyor

BAŞKAN ERDOĞAN'A ANLAMLI HEDİYE

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Her Mahallesiyle İstanbul" programı, yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programın açılışında AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Ahmet Büyükgümüş birer konuşma yaptı. Katılımcılara, İstanbul'un dört bir yanında sürdürülen saha çalışmalarını anlatan tanıtım filmi izletildi. Programın sonunda, İstanbul'un her mahallesini temsil eden başkanların imzalarıyla oluşturulan özel harita, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir tarafından Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a takdim edildi.