Algı operasyonuna 'sokak röportajı' kılıfı: Toplumun sinir uçlarına dokunan yayınlarla ne hedefleniyor?
Sosyal medya platformları üzerinden halkı galeyana getirmek ve kışkırtmak isteyen provokatif yayıncılar, algı operasyonları ile toplumun sinir uçlarına dokunuyor. Sabah Gazetesi Yazarı Yüksel Aytuğ ve Takvim Gazetesi Yazarı Ekrem Kızıltaş AHaber'e konuyla ilgili dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Sosyal medyadaki bu yayınların ve yalan haber içeriklerinin suç olduğu vurgusu yapılarak, yasal düzenleme gerektiği ifade edildi.
Sosyal medya platformlarında algı operasyonlarına 'sokak röportajı' kılıfı veren provokatif yayıncılar kimi zaman 'tiyatral' sahneler ortaya koyarak kimi zaman da halkı kışkırtarak toplumun sinir uçlarına dokunuyor. Yalan haber ve dezenformasyona imza atan bu yayıncılara karşı ise uzmanlar vatandaşları uyarıyor.
Sabah Gazetesi Yazarı Yüksel Aytuğ, sosyal medyadaki bu videoların gazetecilik faaliyeti olmadığına dikkat çekti.
"BUNUN ADI NE GAZETECİLİK NE SOKAK RÖPORTAJI"
Teknolojinin kötüye kullanımına da değinen Yüksel Aytuğ, yapay zeka destekli manipülasyonlara karşı meslek kuruluşlarını göreve çağırdı ve "Yapay zeka yardımıyla ya da sahte sokak röportajları ile tamamen yapay zeka tarafından yaratılmış tiplerle istediklerini onlara söyletiyorlar, dublaj yaptırıyorlar. Bu algı operasyonuyla da mevcut hükümeti, iktidarı sözde zora düşüreceklerini zannediyorlar. Bir manipülasyon doğuyor kendiliğinden ve halkın arasına nifak tohumları serpiyor. Açıkça halkı galeyana getiriyorlar. Meslek kuruluşlarını göreve çağırıyorum; burada bu rezilliğe bir dur demeleri lazım. Çünkü gazetecilerin adını kötüye çıkartan, saygınlığını zedeleyen, kendisine gazeteci süsü veren sahtekarların ekmeğine yağ süren bir uygulamadan söz ediyoruz. Halkımız da bilinçli olsun; logosunu tanımadıklarını araştırsın, hatta görev kartı, kimlik kartı, basın kartı sorsun." ifadelerini kullandı.
Aytuğ, "Adına sokak röportajı deniyor ama bana göre tek kelimeyle rezillik. Çünkü kamuoyunun beklentilerini, taleplerini öğrenmekten ziyade bir algı operasyonunun maşaları bunlar. Ağırlıklı olarak da siyasi konularda halkı yanlış yönlendirmeye, özellikle de hükümetin icraatlarını eleştirmeye çok gönüllüler, çok hazırlıklılar. Tabii ki her konuda olduğu gibi halkın eleştirisinden faydalanmak lazım ama burada bir tiyatro oynanıyor. Halktan kişiler değil, çoğu amatör oyuncular. Ellerine tutuşturulan metni ezberleyip okuyorlar ve istenileni söylüyorlar. Bunun da adı ne gazetecilik ne sokak röportajı..." ifadelerini kullandı.
"YASAL DÜZENLEME GEREKİYOR"
Ekrem Kızıltaş, yalan haber yaymanın ve toplumu kutuplaştırmanın suç olduğunu hatırlatarak, yasal düzenlemenin gerekliliğini vurgulayarak, "Birilerinin kasıtlı şekilde ortalığı karıştırmak maksadıyla sorular sorup buna uygun cevaplar almaları, uygun cevaplar almadıkları taktirde muhataplarını ikna ederek buna yönelik cevap alma çabaları aslında mevcut kanunlara göre suç. Yalan olmayan haberi yaymak, insanları birbirine düşürmeye çalışmak zaten suç."
"Bunun sosyal medya üzerinden yapılıyor olması iki yönlü bir düzenlemeyi gerektiriyor. Bir; bu tür şeyler yapanların hukuki müeyyidelere maruz kalmaları şart. Bir de artık bu niyetle çalışanların öyle elini kolunu sallayıp çalışmalarının önüne geçecek düzenlemeler olmalı." ifadelerini kullandı.