Harzemşah ne demek, ne anlama gelir? Harzemşah isminin anlamı nedir, ne demektir?
Bozkır Arslanı Celaleddin dizisi, ilk bölümü ile ATV'de yayın hayatına başlıyor. Bu doğrultuda, tarihteki birçok olay ve kişi de merak konusu oldu. Bunların başında, Harzemşah isminin anlamı da geliyor. Harzemşah ne demek, anlamı nedir sorusu dizinin ilk bölümü ile araştırılmaya başlandı. Peki, Harzemşah ne demek, anlamı nedir? İşte, Harzemşah isminin anlamı!
Bozkır Arslanı Celaleddin, ATV ekranlarında yayın hayatına başlıyor. Harezmşah devletinin unutulmaz hükümdarı Celaleddin Harzemşah ile Moğol İmparatoru Cengiz Han arasındaki mücadeleyi konu edinen dizi, bu sezonun en iddialı yapımları arasında gösteriliyor. Bu yönde, diziyle beraber tarihteki birçok olay, kişi ve durum hakkındaki araştırmalar da yoğunluk kazandı. Harzemşah isminin anlamı da bunlar arasında bulunuyor. Peki, Harzemşah ne demek, anlamı nedir? İşte, Harzemşah ne demek ve anlamı nedir sorususun yanıtı
HARZEMŞAH NE DEMEK VE ANLAMI NEDİR?
İslâm öncesi dönemden itibaren Hârizm'e hâkim olan vali, emîr ve hükümdarlar "hârizmşah" (harzemşah) unvanını kullanmışlardır.
HARZEMŞAHLAR TARİHİ
Çok geniş bir sahada hâkimiyet tesis ederek büyük bir devlet haline gelen Hârizmşahlar'dan önce Hârizm bölgesinde aynı adla hüküm sürmüş üç hânedan daha vardır. Bunlar, Pers İmparatorluğu yıllarından başlayıp 995'e kadar devam eden Afrigoğulları, 995-1017 yılları arasında bölgeye hâkim olan Me'mûnîler ve Sultan Mahmûd-ı Gaznevî'nin Altuntaş el-Hâcib'i Hârizmşah unvanıyla buraya vali tayin ettiği 1017'den 1041 yılına kadar hüküm süren Altuntaşoğulları'dır. Dandanakan Savaşı'ndan (1040) sonra Cend Emîri Şah Melik tarafından Hârizm'den uzaklaştırılan Altuntaşoğulları Horasan'a giderek Selçuklular'a sığınmışlar, ancak umdukları ilgiyi bulamayıp dağılmışlardır. Tuğrul Bey zamanında Selçuklu hâkimiyetine giren Hârizm'i, Sultan Alparslan 1065'te çıktığı Mangışlak seferinden sonra oğlu Ayaz'a vermişse de (1066) burası Alparslan ve Melikşah dönemlerinde muhtemelen mahallî reisler arasından seçilen valiler tarafından idare edilmiştir.
Sultan Melikşah, Hârizm gelirlerinin tasarruf yetkisini taştdârı Anuş Tegin Garçeî'ye verdi; ancak Anuş Tegin vali sıfatını haiz olduğu halde Hârizm'in idaresi fiilen Kıpçak Türkleri'nden Hârizmşah Ekinci (İlkinci) b. Koçkar'ın elindeydi. Taht kavgaları sırasında Sultan Berkyaruk'un yardıma çağırdığı Ekinci 10.000 süvariyle Horasan istikametinde yola çıktı; fakat 300 seçme atlısıyla beraber Merv'e geldiğinde gece eğlenirken devrin güçlü emîrlerinden Kodan ve Yaruktaş tarafından öldürülüp kuvvetleri dağıtıldı (490/1097). Bunun üzerine Berkyaruk, Horasan valiliğine getirdiği Habeşî b. Altuntak'ı Kodan ve Yaruktaş'ı te'dip etmek üzere görevlendirdi. Habeşî b. Altuntak görevini başarıyla yerine getirip Taştdâr Anuş Tegin'in oğlu Kutbüddin Muhammed'i Hârizm valisi tayin etti. Böylece Hârizmşahlar hânedanı kurulmuş oldu (490/1097). Selçuklular adına bölgeyi fiilen idare eden ilk Hârizmşah Kutbüddin Muhammed'dir. Hârizmşahlar sülâlesinin atası Anuş Tegin'in Türk olduğunda şüphe yoktur; ancak hangi boya mensup bulunduğu tesbit edilememiştir (Kafesoğlu, s. 39 vd.).
İsyan eden Horasan Valisi Habeşî b. Altuntak'ın öldürülmesinden sonra Horasan'a tamamen hâkim olan Sultan Sencer, Kutbüddin Muhammed'i Hârizm'deki görevinde bıraktı. Kutbüddin Hârizmşah babasının sağlığında Merv'de iyi tahsil görmüş, siyaset usullerini öğrenmiş, yetenekli ve âdil bir idareci, ilim ve dinin hâmisi aydın bir şahsiyetti; idareciliği sırasında (1097-1128) Selçuklu sultanlarının emirlerine harfiyen uymuştur. Her yıl kendisi veya büyük oğlu Alâeddin Atsız, Sultan Sencer'in sarayına giderek vergi ve hediyelerini takdim ederlerdi. Müsbet icraatı ile Hârizm'de mevkiini sağlamlaştırıp nüfuz ve otoritesini arttırmış, böylece sülâlesinin gelecekteki faaliyetine zemin hazırlamıştır. Adına yazılmış olan bazı eserlerde "Kutbü'd-dîn ve'd-dünyâ, Ebü'l-feth, Muînü emîri'l-mü'minîn" lakaplarıyla anılması onun kudret ve nüfuzunu göstermektedir. Ölümü üzerine Sultan Sencer bir menşurla oğlu Atsız'ı Hârizmşah tayin etti. Atsız (1128-1156) ilk zamanlarında Sencer'e sadâkatle hizmet etti ve onun seferlerine katıldı. Fakat bir yandan da Cend ve Mangışlak gibi stratejik önemi büyük bölgeleri zaptederek politik nüfuzunu Seyhun'un ilerisine yaymaktan geri kalmadı. Sencer, Atsız'ın genişleme siyasetinden ve ele geçirdiği yerlerde müslümanların kanını dökmesinden rahatsız oldu ve onu cezalandırmak istedi. Bunun üzerine Atsız istiklâlini ilân etti; Sencer de Belh'ten Hârizm'e yürüdü ve önemli bir kısmı müslüman olmayan Türkler'den meydana gelen Atsız'ın ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı (1138). Daha sonra da fırsat buldukça isyan eden Atsız, Sencer'in Oğuzlar'ın elinde esir olduğu yıllarda (1153-1156) onun haklarını korumaya çalışan sadık bir tâbi rolünde idi. Atsız'ın ölümü üzerine yerine oğlu İlarslan geçti (1156-1172) ve hârizmşahlığı Sencer tarafından tasdik edildi. Sencer 1157'de ölünce Doğu İran'ın en kudretli hükümdarı haline gelen İlarslan, Karahıtaylar'ın hücumlarına karşı koyduysa da onlara vergi vermekten kurtulamadı. Bu arada Irak Selçukluları ile de dostane münasebetler kurdu.
