Hazret 'Cumhurbaşkanı olduğunda, televizyona 'saray yalakası kaşar' gazetecilerle çıkmayacakmış..
'Gel bakalım Maarem' diyerek arkasından itildiği günden beri her söylediği sözden nasıl geri vites yaptığını hep birlikte gördük, değil mi?.. Bu lafından da geri vites yapacak elbet.. Ama bu saatten sonra, mesleğe ettiği bu ağır hakaretinden sonra merak ediyorum hangi gazeteci, Muharrem İnce denilen küfürbazı karşısına alıp da soru soracak?.. Ben merak ediyorum… Hangi meslektaşım çıkacak karşısına ve 'evet Sayın İnce, lütfen anlatır mısınız bize, doğada bulunan karbon izotoplarının ortalama kütleleri hangi elementin kütlesine denktir acaba?' diye.. Çook merak ediyorum.. Arkadaş, adam açık açık bugün Beştepe'yi takip eden yazarlar için 'kaşar' dedi?.. Bu adamla selamı sabahı kesmek için daha ne demesi lazım? Bir de annelerimize mi sövmesini bekleyelim?..
**
Ey delikanlı Muharrem!.. Açıklasana delikanlıysan eğer bütün bu 'kaşar' dediğin 'yalaka' dediğin gazetecilerin vaktiyle kapısını neden çaldın?.. Kılıçdaroğlu'nu kongrede devirmek istediğin günlerde nasıl peşinden koşuyordun o 'kaşar'ların, bir açıkla da dinleyelim.. Anlatsana medya patronlarına gizliden mail'ler atıp 'bana destek çıkın devirelim şu Kılıçdaroğlu'nu diye yazdığını.. Şimdi bütün bu insanlar, bu konjonktürde 'kaşar' mı oldu?.. Anlatsana bugün 'kaşar' dediğin adamları tek tek aratıp, 'Abdüllatif Şener'in ismini öne çıkarın partinin içi bir karışsın' diyerek nasıl da kullandın siyasi emellerin için.. Hangisi şimdi kaşar oldu delikanlı Muharrem, söylesene…
**
Çıkıp meydanda elinde mikrofonla bağıra bağıra defalarca 'kaşar' dedin ya Muharrem İnce.. Şimdi sana fırsat.. Hayatında ilk defa delikanlı ol ve isim ver.. Kimi kastediyorsun 'kaşar' diyerek.. Yapma, genelleme yapma.. Bak Cumhurbaşkanı Erdoğan bu medyada herkesin programına çıktı.. Kanal Aydın Doğan'dayken 16 Nisan sürecinde CnnTurk'e de çıktı.. NTV'de Oğuz Haksever'e de çıktı.. Son dönemde bir kaç televizyon programına bakarak mı ettin bu hakareti?.. Yoksa Cumhurbaşkanı'nın konuştuğu tüm gazeteciler mi hedefinde?.. Kimden söz ediyorsun?.. Eğer son dönemde katıldığı programda soru soran gazetecileri kastediyorsan, onu da söyle bilelim.. Eğer öyleyse zaten, orada soru soran kadın gazetecilerin her birinin eminim sana dava açma hakkı saklıdır.. Onlar kendi haklarını arayacaklardır.. Ama ben, ülkenin bir numaralı koltuğuna aday bir adamdan delikanlılık beklediğim için soruyorum sana.. Ya hu dur sözünün arkasında.. Bir defa dur ve açıkla, kimmiş o kaşar yalaka gazeteciler?…
**
Bak seni televizyona çağırdı Turgay Güler.. 'Gel sabaha kadar anlat derdini' dedi.. Gidemedin, gidebildin mi?.. Gidemezsin.. Sen bağımsız gazetecilerin karşısına çıkıp açık açık sorulan sorulara cevap veremezsin çünkü.. Neden?.. Çünkü senin o 'kaşar' diyerek hakaret ettiğin gazeteciler, gerçekten sana 'neden beddua kasetini dinleyince, yüreği yanmış bir adamın feryadını duydum' dediğini soracaklar.. Seni FETÖ'nün dershanelerine kim aldı diye soracaklar.. 2007 yılında FETÖ'nün seni neden Bosna'ya götürdüğünü soracaklar.. Var mı bunlara verecek bir cevabın?.. E şart koşmuşsun Turgay Güler'e, 'benim istediğim sorular sorulacak' diye.. Ne istiyorsun yani?.. bir 'yalaka - kaşar gazeteci' mi istiyorsun karşında?.. Kimse sana senin aile birliğini zedeleyecek, 'kısa mesajlı iddialar' içeren sorular sormayacak oysa ki.. Yoksa tam da propaganda zamanı.. Bir tane yırtık gazeteci çıkıp şu "çok abazayım gel" mesajını sormaz mı?.. Bir Cumhurbaşkanı adayına böylesi bir soru, böyle zamanda sorulmayacak da ne zaman sorulacak?. Bak Donald Trump'a, masasında iki dava var. Biri seçimlerde Ruslarla işbirliği yaptığı iddiaları diğeri de "Abazayım Gel"… Ama sormayacaklar sana o soruyu, merak etme… Ya da Kimse sana bugün çizdiğin 'hacı Marem' fotoğrafını yerle yeksan edecek Ramazan'da kafa çekme işlerini de sormayacak.. Sadece siyaset konuşulacak.. Erdoğan'la konuşulduğu gibi.. Bak diyor ki gazeteci sana; (bilmiyorum o gazeteci senin hakaret çemberinin içinde midir?) "Siz 1993'ten beri Temel Karamollaoğlu'na 'katil' diyordunuz, hâlâ öyle mi düşünüyorsunuz?" Soru çok net.. Ama sen cevap vermek yerine, "bu soruyu Erdoğan'a sorabilir misin?" dedin.. Meslektaşım nezaketinden didişmedi seninle. Oysa cevabı belli.. Erdoğan Temel Karamollaoğlu'na, o gün de 'katil' dememişti, bugün de 'katil' demiyor.. Dolayısıyla Erdoğan'ın duruşu son derece tutarlı.. Ona sormayı gerektirecek bir şey yok ki!.. Şimdi siz cevaplayın.. Temel Bey 'katil' midir, değil midir?..
**
Bak '4.köprüyü ben yapacağım' dedin.. 'Nereye yapacaksın?' dediler, 'lafın gelişi söyledim canım' diye kıvırdın.. "AB Büyükelçileri bana 'Erdoğan'ı yargılayacak mısın?' diye sordular" dedin.. 'Kimmiş o büyükelçiler?' dendiğinde, 'ben öyle bir şey demedim' deyip kıvırdın.. Türkiye-Amerika tersleşmesinde el yükselteyim dedin.."Biz iktidar olsaydık, İncirlik'teki Amerikalı askerler Noel tatillerini ülkelerinde geçirirlerdi" diye çıktın.. 'Eeee sonra?' dediler.. 'sonra tatil bitince gelirler geriye dedin, yine kıvırdın..
Yazsam, buradan "kuracağım deyip de kıvırdığın" Yalova'daki tavuk çiftliğine kadar yol olur.. Hayatın kıvırmakla geçiyor.. Ben de diyorum ki, gel bir defa delikanlı ol.. Bak aslanlar gibi çıktın, Beştepe'yi takip eden yazarlar için, bir genelleme yaptın.. Sokakta kavgada söylenmeyecek sözlerle seviyeyi belden aşağıya sen indirdin.. Diyorum ki, şimdi gel hayatında ilk defa kıvırma.. Delikanlı ol.. 'Kimmiş o kaşar gazeteciler?' isim ver.. İsim ver de, sen de kaçak güreşmemiş ol, biz de..
