Hüseyin Kaya

Hüseyin Kaya

23 Şubat 2017, Perşembe

Dünya nereye ya biz?

"Dünyanın geldiği nokta"şimdi söze bununla başlarsanız ne demiş olursunuz.

Öncelikle bir gelişmişliği dayatır bize.

Bir özgürlükler seviyesi, yaşama kalitesi bir çağdaşlaşma saklıdır bunun içerisinde.

İnsanın bu duruma itiraz getirmesi makul karşılanmaz.

Normaliteden uzaklaşma olarak değerlendirilir.

Dışarı itilirsiniz dünyanın geldiği noktaya itiraz ederseniz.

Bundan bir kaç on yıl önce ülkemizde bu kavramı ifade etmek için daha somut bir örnek verilirdi ve hala bu kullanılmakta.

"Millet aya gidiyor sen ne diyorsun be kardeşim."diye

Özellikle ülkemizde bu durum gericilik ilericilik meselesi üzerinden de çokça gündeme gelmiştir.

Daha çok "çağdaşlaşma"kavramı üzerinden bir kıyaslamaya muhatap olmuşuzdur.

Son üç asırdır rotası bozulan ve bir türlü yönünü bulamayan bizler için konu ehemmiyetini sürdürüyor.

"Dünyanın geldiği nokta"konusunda bizi tahkim eden en büyük ve elle tutulur projemiz "Türkiye Cumhuriyetidir."

Türkiye Cumhuriyeti imparatorluk genişliğinden ulus devlet darlığına evrilen bir yapıdır.

Diğer yandan Osmanlıyı gerileten geri kalmışlığını ortadan kaldıracak bir çağdaşlaşma iddiası anlamında başka bir hedefide amaçlamıştı.

Geçen yüzyıla yakın sürede bir tecrübemiz oldu lakin mevcut durum iç açıcı değil.

CHP üzeriden inşa edilmeye çalışılan bu çağdaşlaşma hedefi istikrarlı bir akamete mahkum oldu.

Milli irade, son yetmiş senedir "CHP zihniyeti"kavramı eleştirisi üzerinden iktidari karşı duranlara veriyor.

Temel bir çelişkiyi barındırıyor bu süreç.

Her konuda temkinli bir duruşu temsil eden muhafazakarlar-sağcı merkez "dünyanın geldiği nokta"ile daha bir alakalılar.

Diğer yandan insanın "bireyleşmesi" gelişmişlik adaptasyonun gereğidir.

Hani yine deriz ya"kulluktan yurttaşlığa"geçtik diye.

Diğer yandan dünyanın geldiği noktada neler oluyor.

Müslüman coğrafyada insanlar boğazlanıyor.

Ülkeler duvarlar örüyor.

Terör veba gibi yayılıyor.

Bir kaç dünyayı yok edecek kimyasal silahlar depolanmış yer yüzünde.

Avrupada on bine yakın mülteci kayıp organ mafyasının elinde olduğundan endişe ediliyor.

Dünyaya örnek gösterilen ABD yönetim sistemi sonuçta kontrol edemeyecekleri bir Trumpla uğraşıyorlar.

Ekonomik manipülasyonlarla insanlık aç kalıyor.İmkansızlıklar içinde yaşıyor.

Doğrusu otoritelerin sarsıldığı ve dengelerin kaybolduğu bir zamana işaret ediyor gezegen.

Tam bu noktada bizde bir denge ve otorite kurmaya çalışıyoruz.

El yordamıyla da olsa ,mükemmel olmasa da bu şartlar altında Türkiye kendine de dünyaya da bir rota vermenin sancılarını yaşıyor.

Ve bunun anlamını da çok idrak etmemiş bir ruh haliyle götürüyoruz süreci.

SON DAKİKA