İdris Kardaş

İdris Kardaş

14 Mayıs 2018, Pazartesi

Tezatlar İttifakı

"Biri ömrü net 50 gün olarak biçilmiş siyaset-dışı bir metin; öbürü 5 yıllık misyon yüklenmiş ve 50 yıl sonraya ilmek atmış bir doküman. Yarışa çıkacaklar, ama koşacakları yol bile sanki aynı koşu yolu değil gibi."

Seçimlere günler kala Cumhur ve Millet adıyla yarışa giren iki ittifakın yol haritaları da açıklandı. İki ittifak arasındaki en kritik farkı eski CHP'li Birgül Ayman Güler yazmış. Yanlış anlaşılmasın ömrü 50 günlük olan ve siyaset dışı metin olarak adlandırdığı yol haritası Cumhur ittifakınınki değil. CHP'nin başını çektiği Millet ittifakı için bunu söylüyor.

Biliyorsunuz Ayman Güler; "30 Mart seçimlerinde CHP, FETÖ ile işbirliği yaptı" dediği için partisi tarafından disiplin kuruluna sevk edilmiş ve sonrasında da istifa etmek zorunda kalmıştı.

CHP ve diğer partilerin kurduğu ittifak, sadece seçimde barajı aşmaya yönelik olarak kurulduklarını iddia ettikleri bir yol haritasıyla ortaya çıktı. Her ne kadar bizim de ortak ilkelerimiz var deseler de, farklılıklarına daha çok vurgu yapıyorlar. Ortak ilke dedikleri de, demokrasi, hukukun üstünlüğü gibi kavramlar. Dünya siyasetinde bu iddialarda uzlaşmayan kimse varmış gibi. Dolayısıyla ilkesel değil, taktiksel bir ittifaktan bahsediyoruz. Kendileri de bunu belirtmişler zaten.

Ayman Güler işte tam da bu noktada o kritik soruyu soruyor.

"Millet İttifakı seçim işbirliğini neden önemli sayıyor? Protokol'de dendiğine göre "temsilde adaletin sağlanması ve milletimizin her bir üyesinin iradesinin hiçbir etki ve yönlendirme altında kalmadan Yüce Meclisimizde temsil edilmesi bakımından önemli" olduklarını düşünüyorlar. Bir (1) numaraya yerleştirdikleri hedefleri "huzur, kardeşlik ve güven ortamı içinde adil ve güvenli bir seçim yapılmasını sağlamak". Ama bu durumda da insan ister istemez, madem amaç "milletimizin her bir üyesinin iradesini" meclise taşımak, neden BTP, Vatan Partisi ve HDP'yi ittifakın dışında bırakmışlar ki, diye merak ediyor."

Yapay bir şekilde oluşturulmaya çalışılan, Abdullah Gül'ün çatı adaylığının ana hedef olduğu bir ittifakın, iddiasız, siyasetsiz, stratejisiz bir şekilde yola çıktığı ortada. Sorulacak çok soru çıkacak önümüzdeki günlerde zaten. Ama bu soru önemli işte. HDP neden yok diye sormuş Güler. Aynısını HDP yöneticileri de soruyorlar zaten.

HDP grup başkan vekili Filiz Kerestecioğlu "Tabii ki biz bunun içerisinde yer almak istedik yani şimdi özellikle burada algı yönetimi yapılıyor sanki HDP istemedi diye. Hayır, öyle bir şey yok." diye açıklama yaptı geçtiğimiz gün.

Sadece bu değil. CHP ve kendisine benzemediğiyle övünen ittifakın diğer partileri başka bir noktada da artık bir karar vermeliler.

Parlamenter sisteme dönüşü sağlayacaklarını iddia eden bu ittifak; işçiye, çiftçiye, memura, öğrenciye neden vaatlerde bulunuyor? Neden sosyal, ekonomik somut vaatlerin içerisine giriyor? Adayları, neden ülkeyi başkanlık sistemi içerisinde yönetecekmiş gibi konuşmalar yapıyorlar? Yüzde 49'un üzerinde siyaset yapmak için "parlamenter sisteme geri döneceğiz" söylemi sadece bir aldatmacadan mı ibaret yoksa? Sırf bu oy oranını konsolide etmek için mi parlamenter sisteme geri dönüş vaadinde bulunuyorlar? Parlamenter sisteme geri döneceklerse, askeri liseleri yeniden nasıl açacaklar, YÖK'ü nasıl kaldıracaklar, 10 bin öğrenciyi yurtdışına nasıl gönderecek her birine 500 lira bursu nasıl verecekler? Sözlerini nasıl tutacaklar? Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini aynen kullanacaklarını açıkça ortaya koyuyor bu vaatler aslında.

Soruyu yine soralım. Başkanlık sistemini devam ettirecekler mi ettirmeyecekler mi? Seçmenlerine önce bunun cevabını versinler. Tabi Ayman Güler'in HDP ile ilgili sorusunu da cevaplamaları gerekiyor bu arada. Tezatlar ittifakı olmakta kararlı değillerse tabi.

SON DAKİKA