Haziran geldi. Bu da ay ortasında okulların kapanmasıyla birlikte şehirlerarası yolların kalabalıklaşacağı anlamına geliyor. Üstelik bu yıl Haziran ayı Ramazan Ayı. Sıcak hava sebebiyle yaşanacak fazla sıvı kaybı nedeniyle konsantrasyon bozukluğu riski artıyor. Dolayısıyla trafikte daha fazla dikkat gerekiyor. Bu nedenle özellikle oruç tutanların günün sıcak saatlerinde uzun yolculuklardan kaçınması yerinde olur. Yolculuklara sabahın erken saatlerinde çıkmak bu açıdan faydalı bir tutum olur. Şehir içinde de mümkün olduğu kadar sakin kalmak, sabırlı olmak gerekiyor. Özellikle de akşam saatlerinde.

Sadece oruç tutanlar değil tutmayanlar için de sıcak hava aynı etkiyi yapıyor. Sıvı kaybı sebebiyle sürücülerin dikkati dağılıyor, dalgınlıklar artıyor. Özellikle de uzun yolda fark etmeden yorulan sürücüler daha fazla risk taşıyor. Bu nedenle 2 saatte bir mola vermek, kan dolaşımını normale döndürecek şekilde hafif kültür fizik hareketleri yapmak, bolca su içmek önemli.

Yapılan araştırmalar göre uzun yolculuklarda yaşanan kazaların önemli bir kısmı varılmak istenen noktaya yakın bölgelerde gerçekleşiyor. Bunun birkaç sebebi var. İlki sürücünün yorgunluğu. Otomobiller hareket halindeyken zemindeki bozukluklar nedeniyle sürekli titreşir. Bu titreşimlerin bir kısmı lastikler ve süspansiyon tarafından emilse de bir kısmı da koltuktan sürücüye ve tabii yolculara aktarılır. Aracı kullanırken bu titreşimleri hissetmeyiz ama fark etmeden yoruluruz. Elbette aracı kullanırken harcadığımız dikkat ve fiziksel enerjiyi de unutmamak gerekiyor. Bir diğer sebep bildiğimiz bir yolda gidiyorsak kendimize fazlasıyla güvenmemiz ve dikkati elden bırakmamız.

Üçüncü sebep ise otomobilin bazı parçalarının yorulması. Örneğin amortisörler sürekli darbeye maruz kalıp tekerlekleri yere doğru ittirmeye çalıştığı için içindeki yağ ya da gaz ısınır. Amortisör ısındıkça da etkisi azalır ama sürücü bu durum uzun bir süreçte gerçekleştiği için performans kaybını algılayamaz. Sonuçta otomobilin yol tutuşu zayıflar ve fren mesafesi de uzamaya başlar. İşte bu nedenlerle uzun yolculukların son kilometrelerinde kaza riski artar. Bir diğer yorulan sistem de frendir. Özelikle bolca fren kullanılan inişlerde disk ve balatalar ısınır. Tatil yolculuğunda araçta yüklü olduğu için aşırı ısınma normalden daha çabuk gerçekleşir ve normalde istediğiniz yavaşlama ya da durdurma gücünün kalmadığını acil bir durumda anlarsınız ve iş işten geçer.

Lastikler için de benzer bir durum söz konusu. Lastik hava basınçlarını araçtaki yüke uygun ayarlasanız bile sıcak havalarda uzun süre yol alındığında lastiğin içindeki hava ısınıp genleşeceği için basınç artar. Dolayısıyla lastik tabanının daha az kısmı yerle temas etmeye başlar. Bu da yol tutuşu ve freni olumsuz yönde etkiler. Bu arada lastik de ısınır ve belirli bir sıcaklığı aşan lastik neredeyse sakız gibi bir hal alabilir. Bu durumda da tutunma zayıfladığı için viraj ve fren konusunda güvenilmez noktaya gelir. İşte 2 saatte bir mola verilmesinin sebeplerinden biri de amortisör, fren ve lastiklerin de soğumasını sağlamaktır.

Önemli olan, gideceğiniz yere çabuk gitmek değil güvenli gitmektir. Tatilinizi ne kendinize, ne ailenize ne de başkalarına zehir etmeyin.