Yazarlar
25 Şubat 2018

Haydi herkes mutfağa!

Sofra dergisi Genel Yayın Yönetmeni Esra Düzdağ yazdı...

Size de öyle oluyor mu bilmiyorum ama benim çocukluk anılarım arasında mutfakla ilgili olanlar hep daha ağır basıyor… Sabah mahmurluğuyla okula gitmek için hazırlanırken düşünüyorum kendimi…
Evi saran kızarmış ekmek kokusu ve yeni demlenmiş çayın buharı canlanıyor hafızamda… Okuldan dönünce de mutfak masasına ilişmiş haldeyim mesela… Gün boyunca olup-biteni anlatmak ve ödevlerimi yapmak için mutfakta, annemin yanında olmak beni çok mutlu ediyor… Bir yandan sebzeleri doğrayıp kavurur, diğer yandan fırındaki keki ya da böreği kontrol ederken, arada da bana laf yetiştirirdi annem… Ödevim fazla değilse fasulye-bezelye ayıklamak, mantıları tepsiye dizmek ya da artan hamurlarla farklı şekilde börekçikler yapmak bana düşerdi ve bunlar hem çok eğlenceli gelir, hem de kendimi değerli hissettirirdi… Eğer annem her zamankinden daha telaşlıysa ve ocaktaki tencere sayısı fazlaysa, akşama misafir olduğunu hemen anlardım! Tüm bunlar arasında bana sorular sorup yorumlar yapması çok hoşuma giderdi… Kendi çocukluğundan anılar anlatırdı bazen… Annesini bebekken kaybettiği için hiç hatırlamayan ve anneannesiyle büyüyen annemin anılarında hep bir burukluk, hep bir özlem hissetmişimdir… Belki de hayatımın her anında olmak istemesi, tüm bildiklerini paylaşma çabası bu yüzdendir… Kaç yaşında olursak olalım, hepimiz için "anne yemeği" deyince akan sular durur! El lezzeti, tecrübesi, kullanılan malzemelerin doğallığı-kalitesi bir yana tüm anıların ve o "yuva" sıcaklığının etkisidir belki de anne yemeklerini diğerlerinden ayıran... Annem gibi, "anne" eksikliği yaşayanlar malzeme kısmında "sevgi" dozunu biraz fazla kaçırıyor olabilir ama kime ne zararı var ki! Sözü, dergimizin bu ayki özel sayısına bağlayacak olursak… 23 yıllık tarihimiz boyunca oluşan sadık Sofra okurlarının dışında, kendini yemek işlerinde "acemi" gören, neredeyse mutfağa adım atmaktan korkan, "ne kadar uğraşsam da anneminki gibi olmuyor" diyen, mutfaktan uzak durdukça da cesareti kırılmış geniş bir kitlenin varlığını fark ettik son zamanlarda… Yemek programlarını sadece "izleyici" olarak çok seven, çoğu zaman "dışarıda" yiyen, misafir geleceği zaman eliayağına dolaşıp hazır yemeklere evde hazırlanmış süsü veren bekar ya da yeni evli genç kadın ve erkeklerden söz ediyorum…
Biz de bu duruma kayıtsız kalamadık ve aylar öncesinden kolları sıvayıp şahane bir "Mutfağa İlk Adım" özel sayısı hazırladık. Ekranlardan ve sayfalarımızdan tanıyıp sevdiğiniz tecrübeli şeflerimizle kafa kafaya verip, mutfağa ilk kez girecek birisinin, dört dörtlük sofralar hazırlayabilmesi için her türlü detayı düşündük.
Kesme-doğrama yöntemlerinden temel mutfak gereçlerine, anne mutfağının en klasik lezzetlerinden brunch, parti atıştırmalıkları, akraba davetleri, çay saati gibi farklı konseptlerdeki davet sofralarına, fırın yemeklerinden deniz ürünlerine, hatta çay-kahve hazırlamanın püf noktalarına kadar yılın her günü hayatınızı kurtaracak, her seviyedeki mutfak gönüllüsünün hiç zorlanmadan hazırlayabileceği önerileri bir araya getirdik…
Bu özel sayı sayesinde mutfak anılarınıza, "yuva" sıcaklığında ve bol paylaşımlı olanları eklemeniz dileğiyle…


SON DAKİKA