kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

Cehennemi olmayan gemiler

Aslında Çetin Altan'ın 37 yıl önce yazdığı bir yazıda geçiyordu bu sözcükler... Öteki satırların arasında kaybolup gitmesine izin verilemeyecek kadar önemliydiler.
Kıyıdan denize bakan insanların mavi suların ortasında gördükleri kuğu gibi beyaz bir gemiye duydukları hayranlık ortak bir duyguydu.
"Ah o gemide bende olsaydım!" hayıflanmaları ise bilinen eski bir şarkı.
Ama Çetin Altan başka bir şeyi daha hatırlatıyordu:
"O geminin kazan dairesi... İşte o uzaktan beğendiğiniz geminin hayatı buradadır. Burası göksüz, denizsiz ve köpüksüzdür. Canavar gibi yanar ocak. Isı ellibeşi geçer. Terler birikir yarısı çıplak vücutlarda.
Uzaktan beğendiğiniz geminin içindeki cehennemi bilmeyiz. Oysa o cehennem yürütür o gemileri."
Ve ardından asıl vurucu cümle gelir: "Ve cehennemi olmayan gemiler, ne kadar süslü olsalar da yürüyemezler."

***


Ne tuhaf!... Çetin Altan'ın o yazıyı yazdığı zamanlarda çekilmiş iki kare resmim duruyordu eskimiş albümümde.
Belki de tam o yıl... Tam o günlerde... Kimbilir!
İlk fotoğraf kuğu gibi beyaz bir geminin güvertesinde mavi bir gökyüzünün altında bembeyaz üniformaları içinde bir "genç adam"ı resmediyordu.
Güneş öylesine parlaktı ki gözlerini kısmak zorunda kalmıştı ister istemez.
İkinci resimde ise, aynı genç adam, sadece birkaç saat sonra, aynı geminin makine dairesinde, gece vardiyasında görünüyordu.
Bembeyaz üniformaların yerini haki renkli işbaşı tulumu almıştı. Vardiyadakilerin hepsinin üst kısımları çıplaktı, kapkara yağ ve "kan-ter" içindeydiler. Bunaltıcı sıcak o tek kare resimde bile hissediliyordu.
Dolayısıyla... Genç adam daha o zamandan biliyordu ki..
"Cehennemi olmayan gemiler, ne kadar süslü olsalar da yürüyemezler..."
Çetin Altan haklıydı yani...

***


Hayat kavgasının sonu bilinmez yolculuklarında etrafımıza bakıyor ve süzülerek giden beyaz gemilere gıpta ediyoruz.
Güzel olmakla da kalmıyor, hızla süzülüyorlar beyaz köpükleri kabartarak uskurları peşi sıra.
En önce onlar varıyorlar varmak istedikleri limana...
Onlar demir atıyorlar dünyanın en güzel koylarına...
Lombozlarından onlar seyrediyorlar dünyanın en harikulade manzarasını.
Ilık muson yağmurları onların güvertelerine yağıyor uzak diyarlarda; pasifik güneşleri onların "köprüüstü"ne doğuyor pembe şafaklarda...
Gıpta ediyoruz...
Kıskanıyoruz gizliden... Lakin bilmiyoruz işte içlerindeki cehennemi...
"Kazan"ılmış bütün hayat hikayelerinin "kazan" dairelerinde en harlı ateşlerin yandığından haberdar değiliz...
(Sabancı'nın da mesela; cennetini seyrettiğimiz kadar cehennemini de düşündük mü hiç "arka oda"daki?)
Evet, haberdar değiliz en güzel şarkıların hangi yürek yangınlarından sonra doğduğundan...
Bacalarından en baş döndürücü tütsülerin yayıldığı ocaklarda alevlenmiş hasret türkülerinden de...
Yeni milenyumların "akşamdan sabaha" tüketilen "aşk parodileri"yle oyalanırken; geçen "yüzyılın aşkları"nın, dokunanı kül eden "kıpkızıl nar"ından "bihaber" olduğumuz gibi... (Can da olmasa!..)

***


Öyle işte... Bazen tasavvuru imkansız bir "emek" kavrulur gemilerin "cehennem" dairesinde... Bazen gizlenmiş bir acının çeli- ğine su verdiği ya da ateşin örsle çekiç arasında şekillendirdiği hayatlar köpürtür suları uskurlarında...
Çünkü... "...cehennemi olmayan gemiler, ne kadar süslü olsalar da yürüyemezler!.."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Taksi şoförünü dinleseydi!.   / 10-04-2004
 Bir yıl önceydi!...   / 08-04-2004
 Hadi durma, kutla bu zafer senin!   / 06-04-2004
 Seçim ve referandum!   / 03-04-2004
 AK Parti'cilerle AKP'ciler   / 01-04-2004
 Takiyenin sonu!   / 30-03-2004
 Deniz ne yana düşer usta? (x)   / 27-03-2004
 İçinde "hayat" yok çoğu hayatların!   / 25-03-2004
 23 bin insan öldü!   / 23-03-2004
 Madrid dersleri   / 18-03-2004
ERGUN BABAHAN
Bir tanık aranıyor
Barış, iyi eğitimli, geleceğe...
ERDAL ŞAFAK
Türkiye kavgası kızıştı
Biz tam üyelik görüşmelerini...
AHMET HAKAN COŞKUN
Sesin gürlüğü mü? Aklın önderliği mi
Genelkurmay...
MEHMET BARLAS
Org. Özkök emekli olunca, “Anayasacılar”a ders...
ALİ KIRCA
Cehennemi olmayan gemiler
Aslında Çetin Altan'ın 37...
SAVAŞ AY
Kıbrıs'ı şöyle bir gezdim de!.
Öğretmenmiş...
ÖMER LÜTFİ METE
Kıbrıs üstüne öz ve kök
Genelkurmay Başkanı Özkök'ün...
REFİK DURBAŞ
Haydi kızlar okula...
Genç nüfuslu ülkemizin en...
HINCAL ULUÇ
Süreyya gene yanlış yapıyor!..
Türkiye bu yıl, tarihinde...
Hakan'a suçlama
Hakan'a suçlama
Sarı-kırmızılı takımdaki durumdan rahasız olan bir futbolcu, "Hakan...
Tazminatsız izin
Tazminatsız izin
Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, Milli Takım'la anlaşan Yanal'ın...
Arınç çok sinirlendi: Şeyini şey ettiğimin...
Arınç çok sinirlendi: Şeyini şey ettiğimin...
TBMM Başkanı eşiyle ilgili soru soran muhabire kızdı "Şeyini, şey...
Japon trenini sevdi çayını ise acı buldu
Japon trenini sevdi çayını ise acı buldu
Japonya'da hızlı trene binen Başbakan, çay seramonisine de...
Bir kurban 20 sessiz tanık
Bir kurban 20 sessiz tanık
Taksim'deki bir gece kulübüne giden Barış Dönmez, 20 kişilik arkadaş...
Kanları temizleyip 'delilleri kararttılar'
Kanları temizleyip 'delilleri kararttılar'
Cinayetin işlendiği Academy-14'ün personeli, Barış'ın dökülen kanını...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.