|
|
Güvercinlerle uğurlanan karaoğlan
Ecevit'in imajı birkaç köşe yazısı dışında üç sözcüğe sığdırıldı: Dürüstlük, aşk, şiir. Kızdım. Can Dündar belgesellerinden sonra siyaset adamları aşklar ve şiirsi anlatımlara indirgenir oldu. Oysa, Ecevit'in imaj serüveni iki dönemi içerir: Karaoğlan dönemi, Ecevit dönemi. 1980 öncesinde 'ak güvercin, Ecevit mavisi, kasket' üçlemesiyle şekillenir 'Karaoğlan imajı'. 1980 sonrasına kalan imaj ise uzlaşmacı, dengeci, dürüst Ecevit'tir. 'Karaoğlan' imajının üç bileşeni; CHP'de ikinci adam İnönü'ye karşı mücadele cesaretiyle kazandığı liderlik (karizmasının kaynağı), işçi haklarını savunması (bugün Zonguldak'taki madencilere hapsedilen 'işçi-halk dostu' imajı) ve Kıbrıs Barış Harekatı (sonraki siyasetçilerin Kıbrıs'ı çözümsüzlüğe sürüklemesinden bile sorumlu tutulsa da o 'Kıbrıs Fatihi'ydi). İyi bir hatipti. İnce bir üslupla halkı ardından sürükleyen. Ardından koşarken düşüp dizlerini parçalayan babamın Ecevit'iydi 'Karaoğlan'. 1980 sonrasındaki Ecevit ise tartışılan Ecevit. Kendisiyle hesaplaşmış, 80 darbesi için kendi ateşli üslubunu sorgulamış, sakinleşen, uzlaşmacı Ecevit. Gittikçe daha çok kirlendiğine inandığımız siyasetin 'ötekisi' olarak 'dürüst Ecevit'. Kabalaşan siyasetin 'ötekisi' ise 'nazik, zarif Ecevit'. Tüm bunları bir yana bırakıp Ecevit'i "onlarınki büyük aşktı" laflarıyla anmak, haksızlık. Acımasız... Bir erkeğin başına gelebilecek en trajik durum değil mi bir kadına teslim olmak? Güle güle Karaoğlan. Rahat uyu güvercin kanatlarında.
|