Tebrikler! Anne baba oluyorsunuz… Peki, hazır mısınız?

Bebeğiniz dünyaya gelmeden önce, “Hazır mısınız, ben geliyorum!” diye mesaj gönderemeyeceğine göre kendinizi; uykusuz gecelere, işe geç kalmalara, alt değiştirme ve gaz çıkarma gibi anne-babalık rollerine şimdiden hazırlamanızda yarar var. Çünkü anne baba oluyorsunuz!

Giriş Tarihi: 16.8.2017 17:09 Son Güncelleme: 10.1.2018 09:53
Tebrikler! Anne baba oluyorsunuz… Peki, hazır mısınız?

Çiftler mutlu giden evliliklerini bir bebek sahibi olarak devam ettirmek isterler. Fakat buna kendilerini nasıl hazırlamaları gerektiği hakkında pek de fazla fikir sahibi değildirler. Çevreden alınan bilgiler veya araştırma sonuçları anne-baba olmak için yeterli olmaz. Aslında bütün bunları zamanın akışına bırakmak her şeyi spontane yaşamak gerekir. Çünkü anne babalık, deneyerek ve yaşayarak kazanılan bir ödüldür. Bu yüzden doğacak bebeğinizi kollarınıza almanın heyecanı varken, 9 ayı endişeyle geçirmeyin. Aksine bu keyifli sürecin tadını çıkarın. Psikolog Şeyda Özdalga'nın sunacağı öneriler ve vereceğimiz önemli ipuçları ile bu sınavı da başarıyla tamamlayın.

Anne baba olmanın önemi…

Toplumsal geçişte anne-baba olmak "aile" olmak demektir. Anne-baba rolü çok fazla sorumluluk isteyen, geri dönüşü olmayan bir olgudur. Birçok bilgi ve beceri edinmeyi aynı zamanda da sosyal anlamda fedakarlık yapmayı gerektirir. bilgi sahibi olması gerekir. Bebeğin zihinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimi hakkında önceden bilgilenmek, eşinden ve aile büyüklerinden destek alabilmek yeni duruma uyum sağlamaya, bilinçli ve doğru yaklaşıma, kendini hazır hissetmeye yardımcı olacaktır.

Anne olmak...

Hamilelik, bir kadının yaşantısındaki önemli değişim dönemlerinden biridir. Hissedilen duygular, bir yandan anne adayı için bir yandan da onun duygularındaki değişimler yüzünden çevresindekiler için şaşırtıcıdır. Bu dönem aslında fiziksel ve duygusal açıdan bir hazırlık dönemidir. Dünyaya gelmesi merakla ve biraz da kaygı ile beklenen bebeğin gelişine hazırlık yapılır. Bu süreç mutluluk, neşe, tatmin ve olgunlaşma gibi olumlu duygularla birlikte endişe, kaygı ve mutsuzluk gibi olumsuz duyguların yani zıtlıkların sıkça bir arada görüldüğü dönemdir. Baba adayı, tüm aile, çevredeki arkadaşlar yani herkes mutlu bir beklenti içindeyken, anne adayı zaman zaman korku ve üzüntü hisseder. Çocuk gelişimi ve eğitimi, başlı başına bir bilimdir. İnsanın kişiliği, zihinsel, duygusal ve fiziksel gelişimi özellikle yaşamın ilk 6 yılında çok hızlı oluşur. Bu dönemde bebeği gelişim özellikleriyle tanımak ve gelişmi için gerekli ortamı hazırlamak önemlidir. Özellikle 0-6 yaşa ait gelişim özellikleri hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Ayrıca hamilelik süreci ve çocuk gelişimi hakkında da bilgi edinilmelidir. Bu konuda anne adayına, eğitim veren merkezler, kitaplar, sağlık personelleri ve aile büyükleri rehberlik edebilir.

Baba olmak…

Yapılan çeşitli araştırmalar, her ne kadar babalık rolü anlayışında bir değişim yaşandığını gösterse de, erkeklerin yüzde 20 veya 25'i babalığı meslekleri ve aileleri arasında bir denge bulmaya çalışarak yaşıyorlar. Kadınlar ise biyolojik yapıları, beyinleri ve üreme organları ile anneliğe hazırlar. Babalar maalesef aynı biyolojik donanıma sahip değiller. Lohusa annelerle yapılan iki haftalık bir çalışmada, annelerin çocuklarına baktıkları zaman beyinlerinde hangi sistemlerin çalıştığı gözlenmiş bunun sonucunda, en fazla endişe, kaygı ve risk saptamayla ilgili bölgeler olduğu görülmüştür. Yani annelerin koruyuculuğu, hassasiyeti ve kolaycılığı sanki beyinlerinde programlanmış durumdadır. Aynı çalışmada erkeklere bakınca, beyinlerinde faaliyet gösteren bölgelerin endişe ve kaygı ile ilgili bölgeler olmadığı, sadece bebeğe öylece baktıkları belirlenmiştir. Ancak bu durum erkeklerde 6 ay sonra değişmeye başlar, özellikle çocuğuyla daha çok zaman geçiren, bakım gösteren kişilerde babalık rolünün yerleştiği görülür. Yani babalık çocuğunu kucağına alır almaz hissedilen değil, geliştirilen bir duygudur. Bu nedenle erkekler, hızlıca babalık rolüne ısınmaları için ilk etapta hamilelik süreçlerini eşiyle paylaşmalı, dayanma kapasitelerine göre doğum anında eşlerinin yanında olmalı, doğumdan sonra çocuğun günlük işleriyle uğraşma sürelerini arttırmalı, altını değiştirmeli, banyosunu yaptırmalı, mamasını yedirmeli, uyumasına yardımcı olmalıdırlar.

Kaygılarınızı kontrol altına alın!

Anne adayları; bebeğin sağlığı, zor bir doğum olup olmayacağı (doğum sancıları ile baş edebilme), doğum sırasında ve sonrası bebeği kaybetme riski, hamilelikle birlikte ortaya çıkan kilo alımı, mide bulantıları gibi fiziksel değişiklikleri, iş hayatı ile hamileliği bir arada sürdürüp sürdüremeyeceği, doğum sonrası yaşantıda ortaya çıkacak değişikliklerle baş edip edemeyeceği (uykusuzluk, evde bebeğe bağımlı kalıp sosyal yaşantıdan vazgeçme), emzirme ve yeteri kadar sütü olup olmayacağı, bebeğe tek başına bakıp bakamayacağı, gelecekte bebeğe neler verebileceği, eşinin kendisine ne kadar destek olabileceği ve maddi olanaklarının yeterli olup olmayacağı konularında kaygı duyarlar. İnsanlardaki kaygı düzeyi kişilik ve problem çözme becerilerine bağlı olarak değişir. Yaşamdaki tüm bu değişiklikleri öngörmek ve bu yeni duruma ne kadar uyum sağlayabileceği konusunda bir karar vermek belki de çocuk sahibi olmadan önce düşünülmesi gereken en önemli husustur. Eş desteği, aile bireylerinin desteği, hamilelik dönemi, doğum ve sonrası hakkında bilgilenme, gevşeme egzersizleri ve gerekirse psikolojik destekle bu kaygılar önlenebilir.

Fiziksel ve psikolojik hazırlık

Fiziksel olarak, bedensel gelişimin doğum yapmaya uygun olması gerekir. Ergenlik çağındaki gençlerin anne-baba olması hem bu gelişimin devam etmesinden hem de bu sorumluluğu alabilecek olgunluğun oluşmaması nedeniyle doğru değildir. Çocuk sahibi olmadan önce evlilik birliğinde sorunsuz ya da aşılabilir sorunların olması gerekir. Anne-baba adayları diğer çocuklara bakış açısı, aile içindeki akraba veya arkadaş çocuklarına karşı hisleri, tahammülleri, gözlemleri, kendilerini bu duruma ait hissedebilmeleri, yaşanabilecek sıkıntıları ve karşılığındaki keyiflerin değerlendirilmesi ile hazır olduklarını anlayabilirler. Çocuk sesi bile duymaya tahammülü olmayan, çocukları tipleriyle (sevimli, sevimsiz, çirkin) tanımlayan, "Ben kendimi bir çocuğa bağlayamam." , "Bu dünyaya neden çocuk getireyim ki!" inancı taşıyan kişinin istekli ve hazır olduğunu söylemek zordur. Çocuk sahibi olmak; tüm bu süreçte yaşayabilecekleri konusunda bilgi sahibi olup, bunları üstlenme kararı vermektir. Kendini, eşini tanımak, becerilerini geliştirmek, öğrenmeye istekli olmak, eşler arası paylaşımı sağlamak, birbirinden destek alabilmek, destek olanakları yaratmak ve fedakarlıkta bulunabilmek bu kararı netleştirecektir.

Hazırlayan: Şenay Çelik

ARKADAŞINA GÖNDER
Tebrikler! Anne baba oluyorsunuz… Peki, hazır mısınız?
* Birden fazla kişiye göndermek için, mail adresleri arasına “ ; ” koyunuz
SON DAKİKA