SON DAKİKA | Üç corona virüs aşısı arasında ilginç farklar! Pfizer, Moderna, AstraZeneca corona virüs aşılarında son durum
Koronavirüs aşıları hakkında son dakika haberleri peş peşe geliyor. Deneysel aşıların üçü (en azından üreticiler tarafından medyayla paylaşılan bilgilere göre) dikkate değer bir başarıya ulaştı. Peki, en başarılı üç corona virüs aşısı arasındaki fark ne, nasıl işliyorlar ve corona virüs aşısı çalışmalarında son durum ne? İşte, aralarında Türk yönetici ve kurucuların da bulunduğu şirketler tarafından dünya çapında geliştirilen corona virüs aşıları hakkında çarpıcı bilgiler ve üç aşı arasındaki fark...
Küresel aşı devi AstraZeneca, aşının koronavirüs enfeksiyonunu engellediğini, insanların ayda iki doz aldıklarında corona virüsü %62 oranında önlediğini bildirdi. Ancak yarım doz ve ardından bir ay sonra tam doz alan gönüllülerden oluşan bir alt grupta, aşının %90 etkili olduğu görüldü. Bu, ortalama %70 oranında bir başarıya denk gelmektedir. Pfizer Inc ve biyoteknoloji şirketi Moderna tarafından yapılan aşıların, %95 oranında semptomatik enfeksiyonlara karşı koruma sağladığı bildirildi.
Pfizer'in ve Moderna'nın aşıları çok benzer teknolojiyi kullanırken, AstraZeneca farklı bir yaklaşım biçimine sahip. Amerika Birleşik Devletleri'nde federal hükümet desteği alan altı aşı arasında ve dünya çapında onlarca ülkede geliştirme aşamasında.
PFİZER VE BIONTECH
Pfizer ve Almanya merkezli ortağı BioNTech, RNA veya mRNA kullanan aşılar yapmak için yeni bir yaklaşım kullanıyor.
Bu tasarım, yıllar önce pandemik bir aşı için tercih edilmişti. Bunun nedeni, hızlı bir geri dönüşe izin veren bir tasarıma sahip olması. Bu aşı tasarımında yeni bir virüse karşı bir aşı geliştirmek için tek gereken, pandemiye neden olan virüsün genetik dizisidir. Aşıyı üretenlerin virüsün kendisine bile ihtiyacı yoktur! Sadece genetik diziliş bu tasarım yöntemini kullanan aşı şirketleri için yeterlidir.
Bu durumda, BioNTech araştırmacıları, koronavirüsün yüzeyini çevreleyen ve ona çivili bir görünüm veren başak proteinindeki genetik dizilişi kullandılar.
RNA, hücrelerin bir protein yapmak için "okuyabileceği" ve kullanabileceği genetik kodun tek bir sarmalıdır. Bu aşı yapıldığında, mRNA vücuttaki hücrelere virüsün başak proteininin belirli bir parçasını yapmaları talimatını verir. Daha sonra bağışıklık sistemi onu görür, onu yabancı olarak tanır ve gerçek enfeksiyon meydana geldiğinde saldırmaya hazırlanır.
MRNA çok kırılgandır, bu yüzden lipid nanopartiküllerle kaplıdır. Lipid nanopartiküller oda sıcaklığında eriyebilen bir tereyağına benzeyen bir kaplama gibidir. Bu nedenle Pfizer'in aşısı, yaklaşık eksi 100 derece F (eksi 75 derece C) gibi çok soğuk sıcaklıklarda tutulmalıdır. Bu, bu aşının taşınması ve depolanması için özel ekipman gerektiği anlamına gelir.