Yılın davası başladı. Münevver Karabulut'un öldürülmesine ilişkin katil zanlısı Cem Garipoğlu yargılanıyor. İlk duruşmada Münevver Karabulut'un kardeşi, Cem Garipoğlu'na şırınga ile saldırdı. Garipoğlu ile babası Nida Garipoğlu'nun ayrı ayrı yargılandıkları davalar birleştirildi.
Kız arkadaşı Münevver Karabulut'u kafasını kesip parçaladıktan sonra cesedini Etiler'de çöp konteynerine attığı iddiasıyla yargılanan Cem Garipoğlu, Bakırköy Adliyesi'ne getirildi. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nden Bakırköy Adliyesine getirilen Cem Garipoğlu, yoğun güvenlik önlemleri altında adliyedeki nezarethaneye konuldu. Adliyenin bahçesinde Garipoğlu'nu bekleyen gazeteciler ise, cezaevi aracı içeri alınmadan önce bölgeden uzaklaştırıldı.
MÜNEVVER KARABULUT CİNAYETİ DAVASINDAN FOTOĞRAFLAR
Bu arada, Garipoğlu'nu getiren jandarma ekipleri, duruşma salonunda incelemelerde bulundu, polis ise duruşma salonu ve adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı.
Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, öldürülen Münnever Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, annesi Nagihan Karabulut, kardeşi İbrahim Enver Karabulut ile ailenin avukatları Altan Altınyurt, Beliz Özkan, Rezan Epözdemir ile tutuklu sanık Cem Garipoğlu ve avukatı Aytekin Kaya
katıldı.
CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal'ın da duruşma salonunda olduğu görüldü.
Öte yandan, duruşma salonuna Anadolu Ajansı ve TRT'nin de aralarında bulunduğu 10 basın kuruluşundan sadece muhabirler alındı.
MAHKEMEDE OLAY VİDEOSU
CEM GARİPOĞLU: ERKEKLİĞİME HAKARET ETTİ
Liseli Münevver Karabulut cinayetine ilişkin görülen ilk duruşmada ifade veren Cem Garipoğlu, işlediği suçu kabul ederek, pişman olduğunu söyledi. Cinayeti tek başına işlediğini ve nasıl yaptığını bilmediğini belirten Cem Garipoğlu, "Cinnet mi geçirdim bilmiyorum, kendime geldiğimde Münevver'i ölü buldum. Onun cansız bedenini görünce kendimi öldürmek istedim, yapamadım. Pişmanım. Böyle bir suç işlemek istemezdim. Keşke olmasaydı. Keşke onun yerine ben ölseydim. Keşke Münevver'i geri getirebilmenin yolu olsaydı" dedi.
Cinayetin ardından açılan dava kapsamında bugün ilk kez hakim karşısına çıkarılan Cem Garipoğlu, duruşmadaki sakin tavırlarıyla dikkat çekti. Üzerinde gri pantolon, beyaz gömlek ve siyah kazak bulunan Garipoğlu'nun, kilo aldığı gözlendi. Duruşma salonunda yoğun güvenlik önlemleri alan jandarmalar, Garipoğlu ile Karabulut Ailesi fertlerinin göz göze gelmemesi için çabalarken, iddianamenin özetinin okunmasının ardından Mahkeme Başkanı Talip Armağan, katil zanlısı Cem Garipoğlu'na söz verdi. Cem Garipoğlu sözlerine, "Savcılıktaki ifademi tekrar ediyorum. Münevver ile tesadüfen Bebek'te tanıştık. 5 ay sonra yakınlaştık. Bu arada Enver Karabulut ile de görüşüyorduk. Münevver'i annemle de tanıştırdım. 27 Şubat'ta Münevver ile internetten yazıştıktan sonra aynı gün bize geldi. Evde kimse yoktu. Her sevgili gibi öpüştük. Bana bilmediğim bir nedenle, ne biçim erkeksin diye hakaret etti" diyerek başladı.
Garipoğlu'nun "erkekliğime hakaret etti" sözleri üzerine yerinden kalkan Münevver'in kardeşi Enver Karabulut, Cem Garipoğlu'na şırınga ile bir sıvı sıktı. Duruşma salonu bir anda karışırken, Cem Garipoğlu apar topar duruşma salonundan çıkarıldı. Güçlükle sakinleştirilen Enver Karabulut da gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü.
Gerginliğin sona ermesinin ardından ifadesini sürdüren Cem Garipoğlu, "Münevver bana hakaret edince tartıştık ve sonra barıştık. Ardından Münevver evden ayrıldı. En son 3 Mart'ta Münevver'i okuldan almaya gittim. Beraber bizim eve gitmeye karar verdik. Evde kimse olmadığını biliyordum.
Arka taraftan içeriye girdik. Münevver lavaboya gittiğinde, masanın üzerindeki telefonu gördüm. Mesajlarını okudum ve sevgilisinden geldiğini anladığım mesajları gördüm. Bu mesajları Münevver'e sordum. 'Ben seni seviyorum mesajların önemi yok' dedi. Israrla mesajları sordum. En sonunda 'sen kim oluyorsun, babam mısın' dedi. Tartışma ciddileşti. Ben onu çok sevdiğim için deliye döndüm. Sonra cinnet mi geçirdim ben de bilmiyorum. Kendime geldiğimde Münevver'i ölü buldum" dedi.
CİNAYETİ ANLATIRKEN ZAMAN ZAMAN SESİ TİTREDİ
İfadesi sırasında zaman zaman sesi titreyen Cem Garipoğlu, kendini kaybettiğini belirterek, "Cinnet ile masanın üzerindeki bıçağı Münevver'e saplamışım. Bu nedenle Münevver'in öldüğünü anladım. Kaç bıçak darbesi hatırlamıyorum. Onun cansız bedenini görünce kendimi öldürmek istedim, yapamadım. Büyük telaşla cesetten kurtulmaya çalıştım. Bir bavul aradım. Ceset bavula sığmayınca telaşla evden çıktım. Bir nalburdan testere aldım. Eve geldim. Nasıl yaptığımı bilmiyorum ama başını kestim. Çok üzgünüm, keşke olmasaydı.Cesedi bavula, başını gitar kutusuna koydum. Taksi çağırdım. Evde bulunan kan izlerini kaba bir temizlikle silmeye çalıştım. Ön kapıdan çıktım. Taksi ile Etiler'e gittim. Gitar kutusu ve bavulu Etiler'de çöp konteynırına attım" diye konuştu.
Cinayetin ardından bir süre bilinçsizce dolaştığını belirten Cem Garipoğlu, daha sonra eve döndüğünü söyledi. Annesi, kardeşi ve kardeşinin öğretmeninin de evde olduğunu ifade eden Cem Garipoğlu, ifadesini şöyle sürdürdü:
"Annem beni öyle görünce ne olduğunu sordu. Daha sonra babam geldi. Babam da sorular sordu. Cevap vermedim, geçiştirdim. Çok üzerime geldi, ben de dışarı çıkmak istediğimi söyledim. Birlikte çıktık. Önce şirketin lojmanlarının bulunduğu yere gittik. Babam olayları sormaya devam etti.
Babama Münevver'in bize geldiğini, içtiğimizi, onu ittiğimi ve başını çarptığını söyledim. Eve bu nedenle kan bulaştığını ve Münevver'i taksiyle evine gönderdiğimi söyledim. Babam her soru sorduğunda gerçekleri gizleyerek anlattım. Beylikdüzü'nde Mehmet Karakaya ve Habip Kurt'un yaşadığı lojmana gittik. Bu sırada babama anlattım mı, anlatmadım mı bilmiyorum. Babam beni burada bıraktı. Mehmet Karakaya bana sorular sordu. Ben, babamla tartıştığımı söyledim. Sonra babam geldi ve Bahçeşehir'deki bir kafeye gittik. Babam ayrıldı, tanımadığım bir adam yanıma geldi. Adımı söyledi. Adımı bildiği için beraber gittik. Yaklaşık 6 saat yol gittik.
Beni götürdüğü yerde saklandım. Tanımadığım biri 7 ay boyunca bana yemek getirdi. Daha sonra biri gelip, beni teslim edeceğini söyledi. Ben de teslim olmak istiyordum zaten. Olayları televizyondan takip ediyordum. Şahısla birlikte yola çıktık. Yol kenarında durdu ve plakasını verdiği arabaya binmemi istedi. Bindim. Avukatım arabadaydı. Birlikte yemek yedik ve sonra teslim oldum. Pişmanım. Böyle bir suç işlemek istemezdim. Keşke olmasaydı. Keşke onun yerine ben ölseydim. Keşke Münevver'i geri getirebilmenin yolu olsaydı. Aileler için zor bir durum. Onların kızları öldü, benim ailemin de oğulları katil oldu. Suçu tek başıma işledim." İfadesinin ardından Cem Garipoğlu, tuvalet ihtiyacı olduğunu belirterek izin istedi. Kısa bir aranın ardından çapraz sorguya geçildi.
"MÜNEVVER'İN KAFASINI MUTFAKTA MI KESTİN?"
Bu sırada savcı ve avukatların bir çok sorusuna "bilmiyorum" yanıtını veren Cem Garipoğlu, "Münevver'in kafasını mutfakta mı kestin" sorusunun yanıtını bir dahaki celsede vermek istediğini söyledi.
Öte yandan avukat Aytekin Kaya, müvekkili Cem Garipoğlu'nun durumuna dikkat çekerek, "Müvekkilimin akli ve ruhi dengesinden şüphe ediyorum" dedi. Mahkeme salonundan çıkartılan Münevver Karabulut'un kardeşi Enver Karabulut, Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliği'ne getirildi. Enver Karabulut'un sağlık kontrolüne götürülmesi bekleniyor. Cem Garipoğlu'na fırlatılmak istenen sıvının bir kısmı, Karabulut ailesi ile bir gün önce röportaj yapan NTV muhabiri Özgür Yılmaz'ın eline geldi.
"ANLADIĞIM KADARIYLA ŞIRINGANIN İÇİNDE İDRAR"
Adliye çıkışı konuşan Münevver'in babası Süreyya Karabulut, oğlunun Cem Garipoğlu'nun üzerine
attığı sıvıyla ilgili olarak, "Şırınganın içindeki madde, anladığım kadarıyla idrar" dedi. Adliye çıkışı baba Süreyya Karabulut ile ailenin avukatı Rezan Epözdemir, ilk duruşmaya ilişkin basın mensuplarına açıklama yaptı.
Avukat Epözdemir, duruşmada hoş olmayan şeyler yaşandığını belirterek, "Enver'i de anlayabiliyorum, yaptığı uyun değil, hiçbir sebep bunu meşru kılamaz. Vahşice ablası katledilmiş bir kardeş. Hayatın genç olgunlaştırmak zorunda kaldığı bir genç" şeklinde konuştu.
Özdemir, Enver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun üzerine fırlattığı şırıngada bulunan sıvının yaralayıcı bir madde olup olmadığının sorulması üzerine, "Tuz ruhu gibi bir şeymiş. Olmamalıydı. Hoş değil. Adalet tecelli edecek. Her şeyden önce mahkemeye karşı saygısızlık olarak görülür. Gözaltında" dedi. Avukat Epözdemir, ilk duruşmada yaşananlar nedeniyle Enver Karabulut'un sonraki duruşmalara alınıp anılmayacağının sorulması üzerine de, "Bundan sonraki duruşmalara girmemesi konusunda bir karar yok" şeklinde konuştu. Epözdemir, açıklamalarını şöyle sürdürdü;
"Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi bizim de talebimiz doğrultusunda hem usul ekonomisi açısından, hem de hukuki fiili bağlantı olduğu için birleştirme kararı verdi. Dosyayı 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Keşke yaşanmasaydı, hoş değildi. 'İddia makamının sorusuna önümüzdeki celse cevap vereceğim' dedi. Düşünüp planlıyım der gibi. Garip cevaplar verdi. Telkin edilen her şeyi anlattı. Sevgili meslektaşımız, yargılama devam ederken rapor talep edeceğini söyledi. Benden de sağlıklı olduğunu ifade ettim."
Cem Garipoğlu'na bir hikaye ezberletildiğini ve ilmek ilmek sürecin anlatıldığını savunan Epözdemir, "Çocuk o hikayeyi burada anlatıyor. Hayatın olağan akışına uygun olmayan şeyler. Bir araba beni aldı, nereye gittiğimi bilmiyorum. Bana bir takım gıda maddeleri bırakıldı. Kimin götürdüğünü, kimin getirdiğini bilmiyorum. Nasıl geldim bilmiyorum gibi mantık kurallarına aykırı hikaye anlatılıyor. Bir ak sakallı dede eksik. Babayı sorumluluktan kurtarmak, azmettirenlerin sorumluluğunu bertaraf etmeyi hedefliyorlar. Biz bu oyunu bozacağız" dedi.
Avukat Rezan Epözdemir, "Cem Garipoğlu'na bir şey olsaydı, yargılama yarım kalsaydı, bu durumda ne yapacaktınız?" sorusu üzerine, "Sıvı çok niteliksizmiş. Şimdi yanına gideceğim. Ama ne kadar niteliksiz olursa olsun, yapılan şey hukuka aykırı. Hiçbir gerekçe bunu meşru kılmaz. Kesinlikle tasvip edilemez. O da kendince karşı tarafı korkutmak için böyle bir şey yapmış. Buradaki yükümlülük tamamen kolluk kuvvetlerine aittir. Yakmaya, zarar vermeye, öldürmeye müteallik yeterli bir aletse bir müeyyidesi vardır" şeklinde konuştu. Süreyya Karabulut ise oğullarının duruşmada yaptıklarından dolayı anne ve baba olarak rahatsızlık duyduklarını söyledi.
"17 yaşında genç bir delikanlının, yaptığı bir hatadır" diyen Karabulut şöyle konuştu;"Olmaması gereken bir hatadır. Bu konuyla ilgili tamamen kendi inisiyatifindedir. Benim ve annesinin haberi yoktur. Madde olarak, benim gördüğüm kadarıyla idrar."
Enver Karabulut'un sıvıyı duruşma salonuna nasıl soktuğunun sorulması üzerine de Karabulut, "Nasıl soktuğunu bana bilmiyorum. Kendi üzerinde" dedi.
Cem Garipoğlu'nun tamamen ezber bir ifadesi olduğunu kaydeden Karabulut, "Daha önce bu pazarlıkla teslim edilen Cem Garipoğlu'nun emniyette verdiği ifadeleri aynen tekrarladığını gördüm. İnşallah bu ezber bozulacak. Davamız 4. Ağır Ceza'ya gitti. Ezber bozulduğu zaman davanın gerçek yönüne doğru gideceğini düşünüyorum. Bir ifadeyi, önümüzdeki celse söyleyeceğini belirtti. Bizim aile olarak davayı izlememiz, ezber üzerine gidiliyor. Biz de bu tiyatroyu izliyoruz. Ben de girebilirdim silahla, anne de girebilirdi. Evladımız gitti. Burası adliye. Adliyeye silahla gelinmez, o kadar çocuk değiliz" şeklinde konuştu.
Baba Süreyya Karabulut, duruşmada kızının katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun gözlerinin içine baktığını ifade ederek, "Şunu gördüm ki, inanın bu davanın seyri arka bahçesi aydınlığa çıkacaktır. Zanlı baskı altındadır. Sürekli bu ezberin sonucunda burada bu mahkeme huzurunda anlattıkları birdir. Cinayetin arka bahçesine değinilmedi. Merakla bekliyoruz. Onun gözünden almış olduğum elektrik bu. Çözüleceğine inanıyorum" dedi.
DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİNİ KARARLAŞTIRDI
Liseli Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu ile tutuklu bulunan babası Nida Garipoğlu, davaların birleştirilmesi ile 26 Şubat'ta birlikte hakim karşısına çıkacak. Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, Münevver Karabulut'un öldürülmesine ilişkin yargılanan Cem Garipoğlu ile diğer 6 şüpheli hakkında açılan davaların birleştirilmesini kararlaştırdı.Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Cem Garipoğlu'nun savunmasını tamamladığı ilk duruşmanın sonunda, bu dava dosyasının, Garipoğlu'nun anne ve babasının da aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava dosyasıyla hukuki ve fiili bağlantısı bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verdi.Bu karar ile Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili dava, bundan sonra Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.
"CEM GARİPOĞLU YAKALANDI" FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ
ENVER KARABULUT SERBEST BIRAKILDI
Ablası Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'na duruşma sırasında şırıngayla saldırdığı gerekçesiyle gözaltına alınan Enver Karabulut, çıkarıldığı savcılık tarafından serbest bırakıldı. Karabulut, adliyenin ardından götürüldüğü Çocuk Büro Amirliği'nden annesi Nagehan Karabulut ile birlikte ayrıldı. Çıkarıldığı savcılık tarafından serbest bırakılan Enver Karabulut, daha sonra tekrar Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Çocuk Büro Amirliği'ne getirildi. İşlemlerin tamamlanmasının ardından şubeye gelen Nagehan Karabulut, oğlunu teslim aldı. Enver Karabulut ve annesi, polis aracıyla şubeden ayrıldı.
BABA KARABULUT'UN EN ÇOK MERAK ETTİĞİ SORU
Öldürülen Münevver Karabulut'un ailesi, katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun ilk kez hakim karşısına çıkacağı duruşma için adliyeye geldi. Baba Süreyya Karabulut, en çok cinayetin nedenini ve Cem Garipoğlu'nun 197 gün boyunca nerede ve kimler tarafından saklandığını merak ettiğini söyledi.
Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşma öncesi Münevver'in annesi Nagehan Karabulut, babası Süreyya Karabulut ile ailenin avukatı Rezan Epözdemir adliyeye geldi. Adliye girişinde basın mensuplarına açıklama yapan avukat Epözdemir, "Burada hassasiyet gösteren onlarca vatandaşımız var. Bu artık sosyal sorumluluk projesidir. Türkiye'nin dört bir yanından destek verenler var" dedi. Epözdemir, Münevver cinayetinin ardından da benzer cinayetler olduğuna dikkat çekerek, bu konuda basın mensuplarından hassasiyet göstermelerini istedi. Epözdemir, "Bu bireysel olmaktan ziyade hukuksal bir meseledir Hunharca işlenmiş bir cinayettir. Ben özellikle ailenin gelmemesini rica ettim. Ama onlar gelmek istediler. Hukuk süreci yeni başladı. Uzun ve sancılı bir süreç. Bu dava yolu insanlıktan geçen herkesin davasıdır" dedi.
Anne Nagehan Karabulut ise "İş artık yargıda. Söyleyecek bir şey yok" şeklinde konuştu. Baba Süreyya Karabulut'ta konunun artık yargıda olduğunu ifade ederek, söyleyecek çok fazla bir şey kalmadığını belirtti. Karabulut, "Süreci hep birlikte izleyeceğiz. İnşallah hak ettikleri cezaları alırlar. Söyleyecek çok fazla bir şey yok" dedi.
Karabulut, en fazla merak ettiği konunun sorulması üzerine de, "En çok cinayetin nedenini, 197 gün ortadan kaybolduğunda kimler tarafından saklandığını merak ediyorum. Onun peşindeyim" diye konuştu. Baba Karabulut, daha önce gündeme taşıdığı "arka bahçe" konusunun hatırlatılması üzerine de, "Arka bahçeyi ileriki süreçte anlatacağım" dedi. Öte yandan, adliye önünde toplanan kalabalık bir grup Karabulut Ailesi'ne destek vererek, "Adalet istiyoruz" şeklinde slogan attı.
24 YILA KADAR HAPSİ İSTENİYOR
Garipoğlu'nun 18 yıldan 24 yıla kadar hapsi isteniyor. 3 Mart 2009 günü Etiler'deki bir çöp konteynırında başı gövdesinden ayrılmış halde cesedi bulunan liseli Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu, 17 Eylül gecesi avukatları aracılığıyla güvenlik güçlerine teslim edilmişti.
197 günlük kaçışın ardından teslim olan Garipoğlu aynı gün tutuklanarak Maltepe Cezaevi'ne konuldu. Yaşı 18'den küçük olduğu için 43 gün çocuk cezaevinde kalan Cem Garipoğlu, 18 yaşına girdiği 29 Ekim günü Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne nakledildi.
İstanbul Cumhuriyet Savcıları Faruk Erşen Yılmaz ve Mustafa Öztürk'ün hazırladığı iddianamede Cem Garipoğlu'nun, "tasarlayarak" ve "canavarca bir hisle ve eziyet çektirerek" öldürdüğü öne sürülürken, olay tarihinde 18 yaşından küçük olan Garipoğlu için 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istendi.
Münevver'in babası Süreyya Karabulut, annesi Nagihan Karabulut ile kardeşi İbrahim Enver'in şikayetçi olarak yer aldığı iddianamede, Cem'in babası Mehmet Nida Garipoğlu'nun tasarlayarak çocuğu öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet, annesi Tülay Makbule Garipoğlu'nun suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirmekten 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezaları istendi. İddianamede adı geçen diğer şüpheliler Cem'in amcası Hayyam Garipoğlu, Mehmet Karakayalı, Habib Kurt ve Ahmet Batur'un ise suçluyu kayırmaktan cezalandırılmaları isteniyor.