Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün AK Parti Genel Merkezi'nde 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında düzenlenen "İnsanlığın Medeniyeti" programına katıldı. Erdoğan burada yaptğı konuşmada şunları söyledi:
Bugün dünyada insan hakları diye en çok bağıranların eskiden beri insan hakları konusunda en kötü sicile sahip olmaları tesadüf değil. Kendilerine kurdukları huzur ve refah dünyasında insan hakları üzerine ahkâm kesenler, konu diğer toplumlara geldiğinde bir anda renk ve karakter değiştiriyor.
İstanbul'da yaşanan sokak eylemlerinde, Gezi eylemelerinde insan hakları savunuculuğuna soyunanlar, Paris'te yaşananlar karşısında kör, sağır ve dilsiz hale dönüştü. Dünyadaki hiçbir yazılı ve görsel medyada Fransa'daki hadiseleri izlemedik. Hollanda'yı, Brüksel'i izlemedik. Neredesiniz? Ama Gezi için dünyayı ayağa kaldırdınız. Niye? Burası Türkiye olduğu için. Hadi şimdi de anlatın, yayımlayın. Yayımlamadılar. Niye? Dürüst, samimi değiller.
Başkan Erdoğan'dan 'Dünya İnsan Hakları Günü' Programında önemli açıklamalar
Türkiye'ye milyonlarca sığınmacı akın ederken bizi sınırlarımızı açmaya davet edenler, kendi topraklarına yönelen aynı insanları dikenli teller ve duvarlar başta olmak üzere en sert tedbirlerle karşıladılar. Kim insan hakları savunucusu? Biz mi, onlar mı? Onlar dünyada hala bir vahşet sergilemekten öte bir şey yapmıyorlar. Terör örgütleri ülkemize saldırırken bizi demokrasi sınavına tabi tutanlar bombaların ve silahların namluları kendilerine yöneldiğinde demokrasiyi de insan haklarını da askıya almaktan çekinmediler.
Dünyanın tüm kaynaklarını sömürerek kendi topraklarının hayat seviyesini yükseltmek için çalışanlar, Afrika'daki açların, Asya'daki mazlumların sadece edebiyatını yapmakla yetindiler. Biz böyle bir riyakârlığa asla başvurmadık, başvurmayız. Bugün Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisine sahip. Buna rağmen insani yardımlarda ilk sıralarda yer alıyorsak sebebi, paramızın çok olması değil, gönlümüzün zengin olmasıdır.
Buldukları her fırsatta Türkiye'nin demokrasisine, insan haklarına, özgürlüklerine laf edenler, bugün kendi imtihanlarıyla baş başalar. Demokrasi her şeyin iyi, güzel, hoş olduğu günlerde değil, işte böyle zamanlarda test edilir. Türkiye bu testi vesayetinden darbesine, teröründen mültecisine kadar tüm boyutlarıyla yaşamış ve alnının akıyla tamamlamıştır. Artık hiç kimse ülkemize insan hakları, demokrasi ve özgürlükler dersi vermeye kalkamaz. Sadece darbe girişimi karşısında gösterilen duruş ile milyonlarca sığınmacıya gösterdiğimiz kardeşlik bizi insan hakları ve demokrasi konusunda ibra etmeye yeter.
MEDENİYET MAKYAJI AKTI
Bundan sonra demokrasi ve insan hakları denilince sorun aranacak yer asla Türkiye değil. Her iki hususta da bakılacak yer, Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de, Libya'da, Myanmar'da insanlığı yıkıntılar altında bırakanlardır. Afrika'nın her köşesinde insanlığı açlığın ve susuzluğun pençesine terk edenlerdir. Hiçbir fiyakalı söz, parıltılı söylem, şaşaalı hayat biçimi, batının insan hakları ve özgürlükler konusundaki iki yüzlülüğünü gizleyemez. Biz başından beri neysek, oyuz. Ama Avrupa ve ABD için söylenecek söz, medeniyet makyajının aktığı ve gerçek yüzlerin ortaya çıkmaya başladığıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kim insan hakları savunucusu? Biz mi, onlar mı?"
15'İNCİ ZAFERİ YAŞAYACAĞIZ
Belediyelerde halkımıza en iyi hizmetleri vermenin, şehirlerimizi en güzel şekilde mamur etmenin, çocuklarımıza aydınlık bir gelecek bırakmanın gayreti içinde olacağız. Genel merkezimizle, teşkilatlarımızla, adaylarımızla, AK Parti'ye gönül vermiş tüm kardeşlerimizle gece gündüz çalışarak 31 Mart 2019 akşamı partimize 15. zaferimizi yaşatmakta kararlıyız.
AK Parti olarak seçime kadar coşkuyla çalışacak, oyuyla birlikte gönlünü kazanmadığımız kimse bırakmayacağız. Bizim için sadece belediye başkanlığını kazanmak yetmez. Aynı zamanda mümkün olan en yüksek oyu almak mecburiyetindeyiz. Milletimizin güvenini kazanmadan oyunu da gönlünü de kazanamayız. Her fırsatta efendilik yapmaya değil, hizmetkâr olmaya geldiğimizi söylüyorum.
KİBİR ABİDESİ OLUP MİLLETTEN KOPTULAR
Kibir ve büyüklenme bataklığına düşen, erişilemeyen ve konuşulamayan kişi durumuna gelen, istişareden uzaklaşan, gözü şahsi çıkarından başka hiç bir şey görmeyen kimsenin AK Parti çatısı altında yeri yoktur.
AK Parti şu veya bu kişinin, şu veya bu dar kadronun değil, bizatihi milletin partisidir. Milletin partisini milletten uzaklaştırmaya kalkan karşısında şahsımı bulur. Dikkat ederseniz geldikleri makamları AK Parti'ye borçlu olup da bugün başka mecralara yelken açmaya çalışanların ortak özelliği kibir abidesi haline dönüşerek milletten kopmuş olmalarıdır. 40 yılı aşkındır siyaset yapan bir kardeşiniz olarak bu tuzağa düşüp de iflah olan kimseyi görmediğimi özellikle belirtmek isterim. İsimler gelir geçer, baki kalan sadece davalardır, hizmetlerdir. Bizim sadakatimiz davamızadır. Hizmetimiz milletimize. Yol arkadaşlarımızın hepsinin de aynı anlayışa sahip olduğuna, bilinçle hareket ettiğine inanıyorum.
ÖĞRENCİLERLE DÜDÜK ÇALDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta ile Türkiye'de eğitim gören yabancı uyruklu öğrenciler hediye takdiminde bulundu. Erdoğan'a, dünyadaki mazlumların sesi olduğu için bir düdük, yardım eli olduğu için de can yeleği hediye edildi. Erdoğan, düdüğü öğrencilerle birlikte çaldı.
