15 Temmuz gecesi saldırıya uğrayan müezzin SABAH'a konuştu: Onlara sela ile yanıt verdik

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında İzmir Narlıdere'de sela okuduğu için saldırıya uğrayan 15 Temmuz gazisi müezzin Mehmet Kuzgun (54), "Kaldırım taşlarıyla saldırdılar. Allah'ın evini, caminin camlarını taşlarla kırdılar. Beni darp ettiler. Ben de onlara sela ile karşılık verdim. O geceki saldırı sadece Mehmet hocaya değil 80 milyona yapıldı. Her yerim çürük içinde kaldı. Engelli oğluma bakamaz hale geldim. O geceyi hala unutamıyorum, kabuslar görüyorum" dedi. 2 yıl önce emekli olduktan sonra memleketi Manisa'ya yerleşen Kuzgun, yeniden göreve çağrılması durumunda seve seve gidebileceğini vurgulayarak, "Ülkem için canımı bile veririm. Müslüman korkak olmaz. Esir olarak 10 kez öleceğime, savaşarak bir kez ölürüm. Ben bu sancağın ve bayrağın altında yaşıyorsam devletime hainlik yapmam" dedi.

İzmir'de 15 Temmuz FETÖ'nün hain darbe girişiminde Narlıdere Kutlu Yalvaç Camisi'ni biri kadın 3 kişi, 'Bu darbe olacak. Engelleyemezsiniz' diye bağırarak bastı. Sela okuyan müezzin Mehmet Kuzgun'a kaldırım taşıyla saldırıp darp ettiler. Aldığı darbeler nedeniyle her tarafı çürük içinde kalan Kuzgun, 15 gün yataktan kalkamadı. Yaşadığı olayın etkisiyle psikolojik olarak da çok fazla etkilenen ve bunalıma giren Kuzgun, yüzde 100 engelli bir çocuğuna bakamaz hale geldi. Camiden içeri ayakkabılarıyla giren sanıklar camları da kırdı.

Tüm engellemelere rağmen müezzin Kuzgun selayı okumayı başardı. Bu olayın ardından müezzin Kuzgun'a gazilik ünvanı ile birlikte devlet övünç madalyası verildi. İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanıklardan İlknur Falkowski'ye 2 yıl 6 ay 16 gün, Adil Coşkun'a 7 ay 15 gün hapis cezası verilirken, diğer sanık ise beraat etti. Ayrıca sanıklar 2 bin 300 lira olarak belirlenen cam bedelini ödedi. Sanıklara verilen ödül gibi ceza nedeniyle üst mahkemeye itiraz edildi.

GAZİ MÜEZZİN SABAH'A KONUŞTU

2 yıl önce emekli olduktan sonra memleketi Manisa'ya dönen gazi müezzin Mehmet Kuzgun SABAH'a konuştu. Mahkemeden sanıklara verilen ödül gibi ceza nedeniyle üzgün olduğunu anlatan Kuzgun, "Üst mahkemeye itiraz ettik. Adalet vicdanları rahatlatmak içindir.

Ama bu karardan dolayı vicdanımız rahatlamadı. İnşallah üst mahkemeden gereken ceza çıkar" dedi. Darbe girişiminin yaşandığı gecenin hala ilk günkü gibi aklında olduğunu söyleyen Kuzgun, "Cenab-ı Allah inşallah böyle bir geceyi ve acıları bir daha göstermesin. Bunu yapanlar bu dünyada olmasa da öbür dünyada cezalarını çekecekler. Cenab-ı Allah onlara hidayet nasip etsin. Onlara hakkımızı helal etmiyoruz. Bu sadece Mehmet hocaya karşı yapılmış bir saldırı ve darbe girişimi değildi. 80 milyona karşı yapılmış bir saldırı ve darbe girişimiydi" dedi.

'DARBE OLACAK ENGELLEYEMEZSİNİZ'

Kuzgun, "Darbe girişimi sırasında bu şahısların ilk başta camiye sığınmak için geldiklerini düşündüm. Daha sonra darbe olacak diye bas bas bağırdılar. Bu darbeyi önleyemezsiniz dediler. Allah'ın evini, caminin camlarını taşlarla indirdiler. Beni darp ettiler. Ben de onlara sela ile karşılık verdim. Bazen o gece yaşadıklarım rüyalarıma giriyor. Kabuslar görüyorum. Gerçekten kolay kolay unutulmuyor. Eşim bile bazen gece yatakta kabus gördüğünde 'sana ne oluyor?' diye soruyor" diye konuştu. Kuzgun şöyle devam etti: "Amerika ya da İsrail ile savaşsak bu kadar içim yanmaz. Ama düşman ülkenin içinden çıkınca daha çok üzülüyorum. Allah'ım bir daha bu günleri göstermesin. Anneler böyle acı günler görmesin. Allah'ım askerimizin ve polisimizin ayağına taş değdirmesin. Beni yeniden göreve çağırsalar seve seve giderim. Ülkem için canımı bile veririm. Müslüman korkak olmaz. Esir olarak 10 kez öleceğime, savaşarak bir kez ölürüm. Ben sancağın ve bayrağın altında yaşıyorsam devletime hainlik yapmam. İsrail'in ya da Amerika'nın pis ayağını öpeceğime ölürüm daha iyi."

İKİ KEZ DARBE GÖRDÜM

Hayatı boyunca 15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte 1980 darbesini de yaşadığını hatırlatan Kuzgun, "O dönemde 12-13 yaşlarındaydım. Kuran kurslarını basıp bizi götürmüşlerdi. Polisler sorguya çekmişti. Atatürk'ün ölüm tarihini sormuşlardı. Atatürk de önderimiz ve liderimiz. Benim o soruyu cevaplamam gerekiyordu. Ama korkudan bilemedim. Bilemedim diye polis beni yumrukladı. Ben de o polislere peygamber efendimiz doğum ve ölüm yılını sordum. Onlar da bu soruya yanıt veremedi. Sonra bir daha soru sormadılar. Öyle ilginç bir anım olmuştu" şeklinde konuştu.