DEDEAĞAÇ'TAKİ ÜS HAMLESİ BİZİ RAHATSIZ EDİYOR
Yunanistan ve Fransa arasında yapılan anlaşma uyarınca Yunanistan Fransa'dan Rafale uçak alıyor, fırkateynler alıyor. Diğer taraftan olası çatışma durumunda belli açılardan Yunanistan ile beraber etme yönünde bir anlaşma gerçekleştirdiler. Bu tablo Doğu Akdeniz ve Ege'deki jeostratejik dengeyi ne yönde etkileyebilir?
Sayın Biden'a da Macron'a da bu konuyu söyledik. Dedik ki bu Dedeağaç olayı nedir? Burada böyle bir üssün kurulması bizi, halkımızı ciddi manada rahatsız ediyor. Bununla ilgili olarak da Macron sahiplenemedi ve Rafale ile ilgili de "Onların parası var" dedi. Dedim ki "Bak seni aldatıyorlar. Bunların parası falan yok. Sadece Batı'ya 400 milyar avro borcu olduğunu biliyorum." "Paraları var" dedi. Her şey para! Tabi bir de üs meselesi var. Ama bu gelişmelerle ilgili bizim bütün derdimiz Türkiye olarak biz güçlü olacağız.
S-400 KONUSU: HİNDİSTAN KONUSU ÖNEMLİ
Dünyada tek S-400'ü olan ülke biz değiliz. Hindistan da aldı. Aralık ayında da teslim alacaklar. Fakat Amerika'nın bütün etkili dergileri, Amerikan senatosundan üyeler, "Aman Hindistan'a S-400 yaptırımı uygulamayalım" diyorlar. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı da "Dışişleri ile Başkan Biden karar verir, yaptırım uygulanmayabilir Hindistan'a" diyor. Bir de F-16'nın en üst modelinin bir benzeri F-21 diye bir fabrika kurdu Lockheed Martin Hindistan'da. S-400 yüzünden Türkiye'ye F-16'yı verip vermemeyi kongrede tartışırken, Hindistan'a yaklaşımları bu şekilde. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben Roma'daki görüşmemizden sonra böyle bir şeyin olmadığını görüyorum. Şu anda gerek Dışişleri Bakanımız gerek Savunma Bakanımız muhataplarıyla yapacakları görüşmelerle bu işi neticelendirirler ve biz de kendisiyle ayrıca yapacağımız görüşmelerle işi yakın takibe alırız. Tabi Hindistan meselesi önemli. Çünkü Hindistan NATO'da değil ama Türkiye NATO'da, senin ortağın. Dolayısıyla NATO'daki ortağınla böyle bir şeye girmiyorsun, NATO'da olmayan Hindistan'la böyle bir adım atmaya kalkıyorsun. Bu tabi bizi üzer.
TÜRKOVAC İLE DENGELERİ DEĞİŞTİRECEĞİZ
G-20 sonuçlarıyla ilgili sormak istiyorum. Aşı milliyetçiliği konusunu basın toplantısında dile getirdiniz. Putin de bu nedenle Batı'yı suçladı. Batı'yı uluslararası aşı kampanyalarını etkilemekle, engellemekle ve Rus aşısını gündeme almayarak rekabeti engellemekle suçlayan bir açıklama yaptı. Bu konu, bazı aşıların kabul edilip bazı aşıların reddedilmesi konusu zirvede nasıl ele alındı? Bir diğeri İtalya Başbakanı Draghi'nin açılış konuşmasında söylediği yoksul ülkelerin aşıya erişmesi yüzde 3 gibi çok düşük bir oranda ve bir yıl içinde yüzde 70 aşama kaydedilmesi gerekiyor ki pandemiyle savaşılabilsin. Bu konuda gündem ne oldu? Sizin görüşlerinizi almak istiyorum. "Bir grup kurulmasını önereceğim" demiştiniz. Bunu kapsıyor mu? Avrupa'nın, G-20 ülkelerinin taahhüt ettikleri küresel iklim değişikliğiyle mücadele için bir para var. 100 milyar dolar gibi bir parayı emisyon hacmini, sera gazı etkisini azaltmak için vermeyi taahhüt ettiler. 2025'e kadar bu taahhütlerini yerine getirmeleri gerekiyor. Bu konu ne çerçevede dile geldi? Bir de dijital küresel uluslararası şirketlere vergi meselesi raporda vardı, bu konularla ilgili fikirlerinizi almak isteriz?
Aşı konusunda biz şu anda bir iddiayla ortadayız. Bizim iddiamız TÜRKOVAC ve biz TÜRKOVAC'ta inşallah bu yıl sonuna kadar üretime tam manasıyla geçtiğimizde burada herhangi bir kıskançlık yapmadan bunu dünya ile paylaşacağız. Dünya ile bunu paylaşırken de adeta "Siz yapmadınız ama biz yapıyoruz" mesajı vereceğiz. Bu yaklaşımımızı çok kısa zamanda ürettiğimiz elektronik solunum cihazlarında da gösterdik. O solunum cihazlarını üretmeye başladığımız andan itibaren buna sahip olmayan Afrika ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye gönderdik. Bunu da yaparken hasbi yaptık, hesabi yapmadık. Aynı şekilde biz yurt dışına ciddi manada oksijen tüpü de gönderdik. Bütün bunlar gerçekten o anlarda çok çok büyük önem arz etti. Tabi TÜRKOVAC seri üretime girdikten sonra biz inşallah dünyada dengeleri biraz değiştiririz.
Küresel iklim değişikliğiyle mücadele için mali taahhüt konusuna gelince, verilen sözler hakikaten büyük. Mali noktada olmaktan öte özellikle Afrika ülkelerine yönelik çok ciddi bir destek olmadı. Merkel'in Afrika ülkelerine yönelik olumlu bir çıkışı vardı, "Oralara belli destekler verilmelidir" diye. Afrika ülkeleriyle ilgili en can alıcı destek ve hedef bizden oluyor. Türkiye olarak biz bu süreç içerisinde de her türlü desteğimizi Afrika ülkelerine verdik. Onları kendi başlarına bırakmadık. Aşı da verdik. Biz kendimiz henüz üretmedik ama kendimize aldığımız aşılardan Afrika ülkelerine ciddi manada gönderdik. Özellikle solunum cihazları da gönderdik.