DHKP-C'li terörist itirafçı oldu! Terör eylemi öncesi halay çektirdi
Silahlı terör örgütü DHKP-C'ye yönelik jandarma operasyonuyla yakalanan örgütün sözde İstanbul Anadolu bölge sorumlusu K.K itirafçı oldu. Dilek Doğan dosyasına bakan savcının iple boğulması, Taksim'de polis memurunun rehin alınması ve Kartal'da görevli hakimin öldürülmesi gibi talimatlar verildiğini itiraf eden DHKP-C'li terörist çarpıcı bilgiler verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen soruşturmada jandarma görevlilerince ifadesi alınan örgütün sözde İstanbul Anadolu bölge sorumlusu K.K, 45 sayfalık beyanında önemli bir konumda bulunduğu örgütle ilgili tüm bildiklerini anlattı.
Üniversiteden siyasi olaylara katılmaktan gözaltına alındığı için atıldığını ve hakkında açılmış birçok dosya bulunduğunu belirten K.K, "Terör örgütüne neden ve nerede girdiği" sorusuna karşılık, "yaşadıkları bazı olaylar sonrasında arayış içine girdiği, bir yıl dünyadaki devrimci hareketleri araştırdığı ve Türkiye'de en çok DHKP-C'nin eylemlerini gördüğü" beyanında bulundu.
ÖRGÜTE NASIL GİRDİĞİNİ ANLATTI
Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz'a yönelik eylemi YouTube'da izleyerek örgüte sempati duymaya başladığını anlatan K.K, örgüte ait "Yürüyüş" dergisi satış standında DHKP-C ile ilk bağlantısını kurduğunu, Okmeydanı Gençlik Derneğine sık sık gidip geldiğini ve bu şekilde devrimciliğe başladığını söyledi.
"EYLEMCİ BİZE HALAY ÇEKTİRDİ"
Okmeydanı'nda tutuklanıp Silivri Cezaevi'nde yattığını ve 60 gün sonra tahliye edildiğini belirten K.K, Bayrampaşa Çevik Kuvvet Emniyet Müdürlüğüne örgüt tarafından yapılan saldırıyla ilgili şunları kaydetti:
"Üniversite eyleminde tekrar gözaltına alınıp serbest bırakıldık. Avukatım B.T. idi. Gençlik binasında geçirdiğimiz bir günde D.U. bana gelip A.K. ve A.T. ile Grup Yorum'un '5. Tam Bağımsız Konseri Komitesi'nde görevli olduğumuzu söyledi. İdil Kültür Merkezi'nde katıldığımız komite toplantısında A.A, H.B, B.K. ve ismini hatırlamadığım birkaç kişi daha vardı. Ertesi gün D.U'nun da bulunduğu komite toplantısında 'Grup Yorum konserinin yasaklanması halinde direnerek bu konseri yapacağız, gerekirse insanlar bizim talimatlarımızla ölecek.' denildi. 3 Mart 2016'daki Bayrampaşa Çevik Kuvvet'e Çiğdem abla ve Berna'nın yaptığı silahlı eylemden 1-2 gece önce Çiğdem abla, gençlikte akşam evlere dağılmadan önce bize orada halay çektirdi. Şarkı, türkü söyleyerek dağıldık. Birkaç gün sonra sabah gençlik binasına gittiğimde, televizyondan Çiğdem abla ve Berna'nın yaptığı silahlı eylemi gördüm. Örnektepe Mahallesi'nde duvarlara 'Berna Yılmaz, Çiğdem Yakşi ölümsüzdür, Halk Cephesi' yazdık."
10 BİN LİRAYA SİLAH ALMIŞ
Gerilla olmak istediğini bildikleri için kendisine disk içinde eğitim talimatlarının verildiğini, Anadolu sorumluluğu görevini birine devrettikten sonra Yürüyüş dergisinde göstermelik bir göreve devam ettiğini ancak asıl işinin malzeme sorumluluğu olduğunu dile getiren K.K, 10 bin liraya silah aldığını da söyledi.
"DİLEK DOĞAN SAVCISINI İPLE BOĞUN' TALİMATI ALDIM"
Örgütte gerilla olma talebinin kabul edildiğini 2016 Aralık ayında Karaköy'de G.S. isimli birinden öğrendiğini, kendisine Bolu'da kır görevine başlayacağının iletildiğini anlatan K.K, İstanbul Adliyesi'nde görevli bir savcının öldürülmesiyle ilgili aldığı talimatı da ifadelerle açıkladı:
"Keşif yaptık. Armutlu'da kaldığımız yerlere baskın olunca ben ve G.S, E.G'nin evine gittik. Böylece 2017 Eylül ayında illegal alana geçmiş olduk. E.G'nin silah bulmasını istedik. Ertesi sabah evdekiler işe ve okula gidince G.S. bana, hareketin talimatı doğrultusunda benim ve yanımızda olmayan üçüncü bir kişinin daha bir savaşçı ekibi olduğumuzu, komutanın da kendisi olduğunu söyledi. İlk hedefimizin Dilek Doğan dosyasının savcısı olduğunu, Çağlayan Adliyesi'ne girerek cezalandırma, iple boğarak ve benzeri şekilde öldürme eylemi yapmamız gerektiğini söyledi. Daha önce de G.S. bana, daha resmi giyinmemizi ve avukat gibi davranmamız gerektiğini söylemişti. Bugünün akşamında E.G. kendisinden bir gece öncesinde istediğimiz silahları ve 50 adet de mermi getirdi. Bu silahı G.S. kendisine aldı. Ben de diğer 9 milimetrelik tabancayı 100 mermisiyle aldım. İkimiz beraber kalmayalım dedik. Ben Ç.G'nin evinde kaldım. Kişisel samimiyetimizden dolayı yardım etmişti.
Kaldığım süreçte Ç.G'nin eşi, A. abinin E.G'ye sohbet sırasında, binada oturan bir hakim olduğunu ve bunun da D. için sıkıntı çıkarabileceğini' söylediğini bana söyledi. Asansörde tesadüfen karşılaştığım düzgün giyimli kişinin, bahsedilen hakim olabileceğinden şüphelendim. Akşam bu kişi hakkında bilgi toplamamız gerektiğini kararlaştırdık. O kısa sürede Kartal Adliyesi'nde hakim olduğunu öğrendiğim kişinin adres ve iş yeri bilgisini harekete not olarak gönderdim. Ancak Ç.G. ve ailesinin oradan taşınma kararı üzerine herhangi bir eylem gerçekleştirilmedi. İleride yapıldı mı bilmiyorum."
