Gıda israfı ile her yıl 18 milyar doları çöpe atıyoruz! Uzmanlardan yasa çağrısı: Hemen, acil, şimdi çıkarılsın...
Gıda israfını engellemek için yasa çıkaran son ülke İspanya oldu. Türkiye'de Bakanlık ve STK'lar düzeyinde gıda israfı ile ilgili çalışmalar yapılıyor. 'Gıdanı Koru, sofrana sahip çık' ve 'Sıfır Atık' projeleri bu çalışmalar arasında gösteriliyor. Uzmanlar, yılda 18 milyar dolarlık gıdanın israf edildiği Türkiye'de bir yasaya gerek olduğu görüşünde birleşiyor. Gıda bankası sayısının artırılması, gıda bağışı yapanlara vergi teşviki, atıklarını azaltanlara vergi indirimi gibi cezbedici uygulamaların yasa altında hayta geçmesi gerektiği görüşü uzmanlarca dile getiriliyor. Yine caydırıcı cezaların da zamanının geldiğine vurgu yapılıyor. İşte Türkiye'deki gıda israfının korkunç boyutu ve sabah.com.tr'ye konuşan uzmanların görüşleri...
Dünya genelinde her yıl yaklaşık 1.5 trilyon dolarlık gıda çöpe atılıyor. 3.5 milyara yakın insanın sağlıklı beslenemediği, 850 milyon insanın gıdaya erişemediği dünyada sadece israfı önleyerek bile bu kitlenin gıdaya erişimi sağlanabiliyor. Birleşmiş Milletler ve FAO gıda israfını azaltmak için birçok çalışma yürütüyor. Hedef gıda israfını en az yüzde 50 azaltmak. Fransa, İtalya, İspanya gibi ülkeler israfı önlemek için yasa çıkardı. İsrafın korkunç boyutlara ulaştığı ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor. Peki, Türkiye'de israf nasıl önlenebilir? Yasa gerekli mi? Şu an neler yapılıyor? Gıda Kurtarma Derneği Başkanı Berat İnci, TÜRES Başkanı Ramazan Bingöl ve İSTİB Başkan Yardımcısı Hakkı İsmet Aral sabah.com.tr'ye önemli değerlendirmelerde bulundu.
"TEDARİK ZİNCİRİ SIRASINDAKİ İSRAFI DA AZALTMALIYIZ"
Gıda Kurtarma Derneği Başkanı Berat İnci, gıda israfını önlemenin 3 boyutu olduğuna dikkat çekerek, "Farkındalık artırılmalı. Özel sektör, kamu ve halk israf yapıyor. İlk boyut burada bir farkındalığı oluşturabilmek. İkinci boyut ise regülasyonların iyileştirilmesi. Tabağa gelene kadar oloan süreçte gıdada yüzde 50 bir israf söz konusu. Bunu azaltmak zorundayız. Tedarik zinciri sırasındaki israfı azaltmak için adımlar atılmalı. Üçüncü boyutu ise atık yapılmasını engellemektir. Atıkların azaltılması için ise 2 yol var. Bir caydırıcı yöntemler ile aksiyon alınması, ikincisi ise teşviklerin sunulması." dedi.
"CAYDIRICILIK VE TEŞVİK GEREKLİ"
İnci, gıda israfını önlemek için caydırıcılık ve teşviklerin önemine vurgu yaptı, şöyle konuştu:
Caydırıcılık, israfın bir karşılığının olması, teşvik ise atığı azaltanlara bazı avantajlar sağlanması ve özellikle özel sektörü bu tarafa yönlendirmek.
Yine bir diğer önemli husus sivil toplum kuruluşlarının kapasitesi geliştirilmeli. Burası çok önemli. Çünkü düşünceleri ve uygulamaları halka STK'lar aracılığı ile ulaştırabilirsiniz.
"SOĞUK ZİNCİR GÜÇLENDİRİLMELİ"
Gıda bankalarının çoğaltılması, kapasitesinin artırılması da bu süreçte önemlidir. Özel sektördeki fazla gıdaların, gıda bankalarına ulaştırması sağlanmalı. Buradaki soğuk zincir güçlendirilmeli. Çünkü atık gıdalar iklim değişikliğinin de yüzde 10 sebebidir.
"4 KİŞİLİK AİLEDE 2 ASGARİ ÜCRET ÇÖPE GİDİYOR"
İsrafın boyutunu gözler önüne sermek için yaptıkları hesaplamayı paylaşan İnci, "Ülkemizde gıda israfı oldukça yüksek. Biz bunu daha doğru olarak aktarabilmek için bir araştırma yaptı. İsraf bizim cebimizden çöpe gidendir. Hesaplamamıza göre; ülkemizde 4 kişilik bir ailede 2 asgari ücret her sene çöpe gidiyor. Yine 4 kişilik bir ailede domates atığı bile tek başına 19 su faturasına tekabül ediyor." dedi.
"VATANDAŞI ANCAK YASA HAREKETE GEÇİRİR"
Fransa, İtalya ve İspanya'daki yasalara dikkat çeken İnci, Türkiye'nin de yasa çıkarması gerektiğini söyledi
İnci sözlerini şöyle sürdürdü:
Fransa, İtalya ve İspanya'da olduğu gibi yasa bizde de çok önemli ve kesinlikle gerekli. Belediyeleri, özel sektörü, kamuyu, vatandaşı ancak yasa harekete geçirir. Yasa bu işin başlangıç noktasıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın önemli proje ve çalışmaları var. 'Gıdanı koru, sofrana sahip çık' oldukça etkili bir proje mesela. Yine Sıfır Atık projesi Emine Erdoğan öncülüğünde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uhdesinde büyük farkındalık yarattı.
Ülkemizde iyi niyetli çalışmalar yok diyemeyiz. Ama yasal çerçeve gerekli. Özel sektör, kamu ve halk ne yapmalı, bunun yasal çerçevesi olmalı. İyi uygulama rehberleri olmalı.
"ATILAN ATIĞA GÖRE VERGİLENDİRME YAPILSIN"
Özel sektörün özellikle harekete geçmesi için kanunlar çok önemli. Mesela attığın atığa göre vergilendirme bir yöntemdir. Çünkü ülkemizde 100 ton atık atan da 1 ton atık atan da aynı parayı ödüyor. Vergide bir avantaj sağlamak teşvik edici olabilir. Sorunun çözümüne bir nebze de olsa katkı sağlar.