Terör örgütü PKK, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimler öncesi 7'li koalisyonun adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na desteğini açıkladı. Örgütün kırmızı bülten ile aranan üst düzey teröristlerinden Bese Hozat, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Murat Karayılan, Sabri Ok ve Mustafa Karasu, Kılıçdaroğlu ve 7'li koalisyona övgüler dizen açıklamaları peş peşe yaptı. Kandil'in, Kılıçdaroğlu'na ilgisi yeni değil. Zira, CHP tezkereye 'Hayır', kayyum uygulamasına 'hayır' diyerek örgütün stratejik gördüğü konularda mesajlar vermişti. Kılıçdaroğlu'nun örgüte göz kırpan mesajlarının geçmişi bu açıklamalardan çok daha öncesine dayanıyor. Kılıçdaroğlu, PKK'nın silah bırakamayacağını açıkça deklare ederken, TSK'nın da Suriye ve Irak'taki terörle mücadelesine karşı çıktığını beyan etmişti. Gelin, PKK terör örgütünün neden 'Kılıçdaroğlu' dediğine o açıklamalarla bakalım...
TERÖR ÖRGÜTÜ PKK ADAYINI AÇIKLADI: DESTEĞİMİZ KILIÇDAROĞLU'NA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 6'lı koalisyonun Cumhurbaşkanı adayı olur olmaz ilk icraat olarak HDP'yi ziyaret etti. HDP'nin skandal taleplerini koalisyon adına kabul eden Kılıçdaroğlu, terör örgütünün siyasi uzantısını yanına çekmeyi başardı. HDP, aday çıkarmayacağını kamuoyuna deklare etti, Kemal Kılıçdaroğlu'na yanındaki sol marjinal gruplar ve partiler ile destek vereceklerini bildirdi. Bu gelişme üzerine uzun zamandır 6'lı koalisyon ile HDP'nin birleşmesi ve güçlenmesi gerektiğini savunan PKK, istediğini almış oldu. HDP'nin şartlarının kabul edilmesi sonrası Bese Hozat, Duran Kalkan, Mustafa Karasu ve Sabri Ok gibi kırmızı bültenle aranan PKK elebaşlarından peş peşe açıklamalar geldi. Örgütün en üst yönetim kadrosu, desteklerinin 7'li koalisyon ve Kılıçdaroğlu'ndan yana olduğunu bildirdi.
PKK, NEDEN 'KILIÇDAROĞLU' DİYOR?
PKK terör örgütünün olmazsa olmazlarından biri Güneydoğu'daki belediyelerin lojistik ve finansal desteği. Örgüt, TSK'nın, jandarmanın ve emniyetinin başarılı operasyonları ile eylem gücünü kaybederken, şüphesiz belediyelerdeki finans ve lojistik desteğinin kayyum atamaları ile kesilmesi de örgüte ağır darbe vurdu. Terör örgütü PKK, kayyum uygulamasının son bulmasını hayati olarak görüyor ve bu konuda sık sık beyanatlar veriyor. Örgütün siyasi uzantısı HDP'nin de olmazsa olmaz gördüğü konuların başında kayyum uygulamasının kaldırılması geliyor. Kandil ile birlikte seçim beyannamesini hazırlayan HDP, kayyum uygulamasına son verilmesini en önemli vaatlerden biri olarak duyurdu.
Kemal Kılıçdaroğlu, HDP ile yaptığı görüşme sonrası Kandil'in istediği, HDP'nin vazgeçilmez gördüğü kayyum uygulamasına son vereceklerini bir yanına Pervin Buldan'ı, bir yanına da Mithat Sancar'ı alarak Türkiye'ye ilan etti.
Unutmadan, Kılıçdaroğlu, Almanya Fransa, İngiltere gibi ona göre önde demokrasi ülkelerinin bile çekimser kaldığı özerklik konusunda, "Avrupa'da kabul edilen yerel yönetimler özerklik şartını aynen kabul edeceğiz." de demişti.
Tabi ki, HDP'nin ve Kandil ile, Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortak paydada buluştuğu tek konu bu değil. Terör örgütü PKK'nın üst düzey yöneticisi Murat Karayılan, TSK'nın operasyonlarından nefes alamadıklarını, Cumhur İttifakı'nın gitmesinin kendileri için tek çıkış yolu olduğunu beyan etmişti. Terör örgütü PKK, Suriye'nin kuzeyine çekilirken, TSK'nın buraya operasyon hazırlığı yapıyor olması örgütü oldukça endişelendiriyor. TSK, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile yeni konsepte geçmiş, teröristleri bulundukları yerde imha etmeye başlamıştı. Terör örgütü bu nedenle TSK'nın sınır ötesi operasyonlarının durmasını, Türkiye'nin Suriye ve Irak'ın kuzeyinden çekilmesini istiyor. Zira, Türkiye'nin çekildiği bölgelerde YPG/PKK hakimiyeti eline alarak, Türkiye'ye de saldırıları artırarak 'Kürdistan' hayali kuruyor. HDP'nin seçim beyannamesinde açıkça bu madde de yer alıyor. Kandil'den terör elebaşlarından da aynı doğrultuda açıklamalar geliyor.
Peki, Kılıçdaroğlu'nun bu konuda tutumu ne? Burada hiçbir yorum yapmadan Bay Kemal'in açıklamalarını tek tek paylaşalım:
Kılıçdaroğlu: Barış içinde yaşamak varken neden oralara gidiyoruz? Hangi gerekçe ile gidiyoruz? Yazık günah değil mi bu memlekete?
Türkiye, PKK saldırılarının hedefi olup teröre karşı topyekun bir mücadele verirken Kılıçdaroğlu, iktidarı silah bırakmaya çağırdı
Kılıçdaroğlu:Biz YPG'yi terör örgütü olarak görmeyiz. YPG kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.
Kılıçdaroğlu: Adam öldürmekle bir sorun çözülmez.
Kılıçdaroğlu: YPG bize mi saldıracak?
Kılıçdaroğlu: PKK silahı bırakamaz çünkü IŞİD ile savaşıyor.
Kılıçdaroğlu: Terör örgütüne destek olabilirler, terörist olabilirler ama orada silah olması lazım. O da yok."
CHP, Irak ve Suriye Suriye tezkerelerine HDP ile birlikte "Hayır" oyu verdi.
SİLAH BIRAKAMAZLAR DEDİĞİ PKK İLE KÜRT SORUNUNU ÇÖZECEK
Kemal Kılıçdaroğlu, hükümeti silah bırakmaya davet ederken, YPG/PKK'nın silah bırakamayacağını, DEAŞ ile savaştıklarını söylemişti. Kılıçdaroğlu, bir terör örgütüne karşı diğer terör örgütnü savunurken, HDP ziyareti sonrası yaptığı açıklamada, Kürt sorununu Meclis'te çözeceğini ifade etmişti.
CEZAEVİNDEKİ TERÖRİSTLERİN SALINMASI
HDP'nin şartlarından biri cezaevindeki teröristlerin salınması. Kılıçdaroğlu ve 6'lı koalisyon için bu konuda da bir sorun yok gibi... Zira Kılıçdaroğlu terörist ayrımı yapmadıklarını, hepsini ziyaret ettiklerini ifade etmişti.
Kılıçdaroğlu'nun o açıklaması şöyle:
Biz hapiste hasta yatan PKK'lıya da gittik, DHKP-C'liye de gittik. Hiç ayrım yapmadık.
Kılıçdaroğlu, Güneydoğu'da özerklik peşinde koşan teröristlerin kentlerde hendekler kurarak 300 sivili katletmesini de terör eylemi olarak görmüyor. Zira Kılıçdaroğlu, "Barikatları kuran arkadaşlar" ifadeleri ile oradaki terör eylemini meşru görmüştü.
Kılıçdaroğlu, "Başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz. Terörist cenazesine gitmeyen vekili disipline veririm." diyen Selahattin Demirtaş'ın serbest kalması için kendisine oy verilmesi gerektiğini de her canlı yayında ifade ediyor.
HDP'NİN SEÇİM VAATLERİ
HDP'nin skandal seçim bildirisinde şu maddeler yer aldı:
Suriye ve Irak'a yönelik gerçekleştirilen askeri operasyonlara son vereceğiz.
Türkiye'nin Suriye ve Irak'tan geri çekilmesini sağlayacağız.
Diyanet İşleri Başkanlığının yerine İnanç İşleri Başkanlığı kuracağız.
Zorunlu din dersini kaldıracağız.
Müebbet hapis cezası verilen siyasi hükümlülerin 'koşullu salıverilmesi' önündeki tüm engelleri kaldıracağız.
