Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

09 Nisan 2018, Pazartesi

Deistim diyen gavur olur mu?

Olur. Hem de bal gibi, mis gibi...

Çünkü deizm, İslami kuralları çiğnemek, kuralları değiştirip yeniden tanımlamak demektir. En önemli koşulu da (sözde) Tanrı'ya inanmaktır. (Allah'a demedik!)

Evet, deizm: Allah'ın icraatlarını, eserlerini, fiillerini, isimlerini, sıfatlarını, şuunatını, peygamberlerini, kitaplarını, meleklerini, cennetini ve cehennemini inkardır...

İmanın altı şartından beşini ve İslam'ın da beş şartından beşini yok saymaktır...

Haliyle bu akım aynı ateizm gibi dinsizliktir. Cezası da Kur'an'a göre sonsuz cehennemdir! Düşündürücü ve üzücü olan da burasıdır.

Anlayacağınız mesele göründüğünden çok daha ciddidir. Lütfen bu mevzuda demagoji yapmayalım ve birbirimizi kandırmayalım. Zira genç kuşaklar bu meret yüzünden cennete girme haklarını kaybediyorlar...

***

Deizm: Batı'nın bize dayattığı bir inanç biçimidir. Daha doğrusu yeni bir dindir. (Batı'da 15. yüzyılda ortaya çıkmış, 16. ve 17. yüzyıllarda kök salmıştır. Ama bizimle tanışması yenidir...)

Bu, "kelime-i tevhid"in kısmen iptalidir...

Bu, namazı, orucu, haccı ve zekatı aklen, kalben ve fiilen ortadan kaldırmanın başka bir yöntemidir.

Bu, gayrimüslim olmanın başka bir türüdür...

Bu, bir özentidir. Evet, gençlerin heveslendiği bir Avrupa ve Amerika özentisidir...

Bu, şüpheler içinde kıvranmamak için sığınılan batıl bir dindir...

Bu, kendi kendini yememek için dinsiz olmanın başka bir yoludur...

Bu, medyada ya da sosyal medyada İslamiyet'le ilgili her olumsuz şeye sazan gibi atlayıp "işte İslam dedikleri buymuş" çapsızlığına düşenlerin edindiği yeni bir inançtır...

Bu, işlenen günahların çoğalmasıyla ve dini hassasiyetlerin zayıflamasıyla içine düşülen dipsiz bir kuyu ve bataklıktır...

Bu, dinde güncelleme (tecdit) olmaz diye tutturanların genç kuşakları itekleyerek düşürdüğü derin bir çukurdur...

Gerçek şu ki: Dinin emir ve yasaklarından rahatsız olanlar, giderek dinden çıkarlar ve bu akımın kucağına düşerler...

Ötesi magazindir...

***

Ne acıdır ki, genç kuşaklar arasında deizm hızla yayılıyor...

Fikir ya da düşünceyle değil, Batı'nın dayattığı yaşam tarzıyla...

His, heva, heves, vehim, şehvet, nefis ve şeytanın köleleştirmesiyle...

Film, müzik, medya ve sosyal medya'nın bağımlılık yapmasıyla...

Teknolojik oyuncakların (cep telefonu, tablet, bilgisayar ve televizyonun) hayatı ele geçirmesiyle..

Bunun vebali ve mesuliyeti de devlete, topluma, dine hizmeti dava edinen gruplara ve ailelere aittir...

***

Nedir peki çaresi?

Kur'an-ı Kerim'i ve Hadis-i Şerif'leri yaşadığımız çağa göre yeniden yorumlamaktır. Yani dini "tecdit" etmektir. Ehl-i sünnet ve cemaatin koyduğu sınırlar dahilinde ve ehil ulema tarafından tabii... Tıpkı Risale-i Nur'ların yaptığı gibi...

Gençler elden gidiyor işte, çare gösteriyorum size, Diyanet eliyle basılan Risale-i Nur'ları okutsanıza okullarda, yurtlarda...

Çünkü, Risale-i Nur'lar yaşadığımız çağla yüzleşen, çağını tanıyan ve tanımlayan, çağın hastalıklarını teşhis eden ve tedavisi için ona ilaç sunan, genç kuşakların sorularına ve sorunlarına doyurucu yanıtlar veren, din ile bilimi barıştıran ve kaynaştıran, aklı, kalbi, vicdanı ve ruhu tatmin eden eserlerdir. Kuran'ın bu çağa bakan ve bu çağın insanına hitap eden bir dersi ve tefsiridir. Mesele budur. Bu kadardır.

Üstelik denemesi de bedavadır. Daha ne!

SON DAKİKA