YAZARLAR

16 Ocak 2017, Pazartesi
Bit pazarına nur yağar
ERAY ÖZGÜR Bit pazarına nur yağar
Yazarın Tüm Yazıları

Derler ki, eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı. Yanlış, bit pazarlarına da nur yağar. Eski de güzeldir. Hatta eski güzeldir. Yeni daha iyi olabilir. Ama eskinin "romantizmi ve duygusu" daha güzeldir. Otomobiller gelişiyor ve git gide daha iyi hale geliyor. Eskiden otomobilleri "iyi" ve "kötü" otomobiller diye kesin çizgilerle birbirinden ayırabiliyorduk. Bugünse bir otomobilden bahsederken "daha iyi" demek daha doğru hale geldi. Sözü eski otomobillere getirmek istiyorum. Otomobillerle yaşayan biri olarak yeni modeller elbette ilgimi çok çekiyor. Ancak bir ilgim daha var ki, o da eski otomobiller. Eski ve felsefesi, duygusu, karakteri olan otomobiller.

Gelin şimdi sizinle biraz uzun sürecek bir oyun oynayalım. Sıkıldığınız zaman bırakırız. Oyunumuz şöyle: ben size her ay bir markanın genç klasiklerinden bahsedeceğim. Neden bu modele sahip olmanız gerektiğini kendi düşüncelerimle açıklamaya çalışacağım.
Hazırsanız Alfa Romeo ile başlayalım. İtalyanlar güzel otomobiller yaparlar. Alfa Romeo bu algının oluşmasında en büyük rolü oynamış ve hala da oynayan kitle markalarının başında geliyor. 1910 yılında kurulan Milano merkezli markanın tarihi güzel ve özel otomobillerle dolu ama ben 80'ler ve 90'lardan örnekler vermek istiyorum. Mesela 75 Serisi. Alfa, Giulia ile orta sınıfa arkadan itişli bir modelle giriş yaptı ama 1985 ile 1992 arasında üretilen 75 Serisi de sportif bir orta sınıf sedan arayanlara başka bir deyişle döneminin BMW 3 Serisi'ne alternatif arayanlara hitap ediyordu. Arka aksa entegre edilen şanzımanla birlikte ön ve arka aks arasında 50:50'lik bir ağırlık dağılımı sunan 75 Serisi bugün ikinci elde temiz bir örneği zor bulunan ancak bulunduğunda kaçırılmaması gereken bir Alfa.

SON DAKİKA