Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın otomobilinde yolcu olarak giderken hiç sinyal vermeden şerit değiştirdiğine şahit oldum. Sürücüye, "Biliyorsun değil mi? Direksiyonun solunda siyah bir kol var, bu kolu kullanırsan diğer sürücüler senin sağa ya da sola geçip geçmeyeceğini öğrenebiliyor. Bu sayede hızlarını ayarlayıp sana yol verebilirler. Sen neden sinyal vermiyorsun?" diye sorduğumda, cevap bu davranış kadar tuhaftı: Sinyal verince diğer araçlar sıkıştırıyor!

Sinyal vermenin taviz vermek olduğunu düşünen bir trafik kültüründe otomobil kullanmaya çalışıyoruz. Sinyal vermek neredeyse bir gurur meselesi. Üstelik gerçekten de, siz sinyal verince bazı sürücüler size yol vereceği yerde daha da hızlanıyor, sizin şerit değiştirmemeniz için öndeki araca yakın gitmek adına akrobatik hareketler deniyorlar. Onun bu telaşlı hareketi az önce çıkmaya çıktığınız şeritte, arkanızdaki otomobili de hareketlendirip, "sen misin şeridi terk edip tekrar girmek isteyen" dercesine sizi şeridin dışında bırakmaya çalışıyor gibi. Trafikte bu kadar cambaz varken bizden daha çok motorsporları pilotu çıkmalıydı.

Sinyal kolunu otomobili aldığından beri hiç kullanmamış olanlar var. Bir kamyonet aniden şerit değiştirip, tamamen üstüme çıkıp ilerlemek isteyince, canımı kurtaran manevradan sonra otomobilimin camını açıp, deminki cinayet teşebbüsünde bulunan sürücüye sinyal vermesini hatırlattım. O da hayatında ilk kez sinyal koluna ihtiyaç duymuş bir insan olarak şaşkın şaşkın direksiyon altına eğilip sinyal kolunu göz yordamıyla buldu. Ve parmak ucuyla değil, eliyle tamamen kavrayıp sinyal verdi! Direksiyondayken, her zaman duyularınızı tamamen açık tutmanız gerekiyor. Tıpkı her an kurşunlanacak bir ninja gibi refleksleriniz olmalı!

Siz de bizim gibi normal insanlar olarak sinyal vermeye devam edin. Emin olun bir gün gelecek sayımız artacak.