Yazarlar
Yeşim Özcan

Yeşim Özcan

Mutfak Penceresinden TÜM YAZILARI
05 Kasım 2010

Bir Ankara Klasiği: Çankaya Lokantası

Her kentin klasiği sayılan gizli lezzet mekanları vardır. Ankara’nınki 37 yıldır aynı kalitede hizmet veren Çankaya Lokantası...

Her kentin klasiği sayılan gizli lezzet mekanları vardır hani... Yemeğe, ama ille de Türk Mutfağı'na, Türk yemeklerine meraklı olanların hani şu "damak çatlatan" cinsten dedikleri nefis lezzetlerin pişirildiği, olanca konukseverlikle ikram edildiği, kulaktan kulağa fısıldanan lezzet mekanları...

Bu lokantaların adı öyle "en iyiler" listelerinde yer almaz, sağda solda reklamlarına rastlanmaz... Belli bir semtte uzun, çok uzun yıllar hep aynı adrestedirler. "Gediklisi" denilen müdavimleri vardır, haftada en az üç gün uğrayıp meşhur mercimek çorbasını içmeden gitmeyen. Sadece semt sakinleri değil, semt dışından da müşterisi, geleni gideni çok olur gizli lezzet mekanlarının. Akşam servisleri yoktur çoğunun; sabah erkenden pişirilir yemekler, taze taze, ertesi güne kalmadan öğle saatinde servis edilir... Annesinin pişirdiği çocukluğundan hatırladığı etli dolmalar, eşinin evde zaman bulup yapamadığı zeytinyağlılar bu lokantaların tezgahlarından göz kırpar müdavimlerine...

Otuz yedi yıldır hiç değişmeyen lezzet...

Ankara Çankaya'da hep aynı yerinde hiç değişmeyen lezzetiyle tam otuz yedi yıldır yemek tutkunlarına hizmet veriyor Çankaya Lokantası. Şöyle kuru fasulye pilavın bir de mevsiminde zeytinyağlı baklanın en alasını nerede yiyebilirim, dediğim bir gün de bir gediklisi alıp götürdü beni de.

Dile kolay tam otuz yedi yıl! Mazisi epey eski Çankaya Lokantası'nın. Şu an işin başında beş kardeş var: Mahmut, Fikret, Çetin, Kamil, Nihat; beşi de mutfakta. Anda kardeşlerin babası Osman Anda, 13 yaşında girmiş mutfağa... Hem de ne mutfak! Pembe Köşk'te İsmet İnönü'nün aşçısı olarak başlamış çalışmaya. Anda ailesi Selanik'ten mübadele zamanı göçüp gelmiş. "Rahmetli İnönü'nün eşi, İnönü ne sever, nasıl davranılmasını ister... Tek tek öğretmiş babama" diyor lokantanın geçmişini merak edip sorduğum Nihat Anda. Sonra devam ediyor: "Biz aslen Selanikliyiz. Geldiğimizde ilk Kayseri'ye yerleşmişiz. Ardından Nazilli, Denizli, Mersin'e gitmiş ailem. Daha sonra Ankara'ya gelmişler. Babam Pembe Köşk'te uzun yıllar çalışmış. İnönü ne zaman ki Cumhurbaşkanı olup Köşk'e taşınmış, babamı da yanında götürmüş. Merhum İsmet İnönü emekli olduktan sonra da babam Köşk'te aşçılığa devam etmiş. Celal Bayar, Cevdet Sunay, Cemal Gürsel ve Fahri Korutürk'ün Cumhurbaşkanlıkları süresince de Köşk'te kalmış."

Osman Anda, 1973 senesinde emekli olmuş. O yıl Ankara'nın Çankaya semtinde, Hoşdere Caddesi'nde sessiz sedasız açtığı Çankaya Lokantası ilk açıldığında yan tarafta şimdi balıkçının olduğu yerdeymiş.

Bir dönem Köşk'te pişen yemeklerin aynısı burada...

Gün erken başlıyor burada. Her sabah yemekler saat 04:00'te başlanıyor pişirilmeye, öğlen saat 12.00 gibi yemek servisi başlıyor ve saat 14.00 bilemediniz en geç 15.00 'te servis bitiyor. Yemekler mis gibi zeytinyağıyla hazırlanıyor. "Bir dönem Köşk'te pişen yemeklerin aynısını pişiriyoruz" diyen Nihat Bey, her gün yaklaşık 15 çeşit yemek çıkardıklarını, ayrıca dönerlerinin çok özel hazırlandığını sözlerine ekliyor. Bezelye, nohut, kuru fasulye etsiz pişiriliyor. Et yemeklerinde ise ekşili terbiyeli köfte, sebzeli köfte, tas kebabı ve karnıyarık en çok beğenilenler. Mevsiminde imam bayıldı, taze fasulye, bakla, barbunya zeytinyağlıların baştacı... Bir de meraklısına arnavut ciğeri yapıyorlar, yanında incecik kıyılmış soğanıyla. Günde yaklaşık 500 kişiye yemek yapılıyormuş, küçücük ama tertemiz mutfakta.

Çankaya Lokantası'nın müdavimleri: Hakimler, avukatlar, parti liderleri, gazeteciler, büyükelçiler...

"Kimler en çok gelip gidiyor?" diye sorduğumuzda önce gülümseyip "Herkes gelir bizim buraya" diye cevaplıyor Nihat Bey ve ekliyor: "Mekan küçük olduğu için masalara öyle ayrı ayrı oturulmaz, hangi masada boş sandalye varsa gelen oraya oturur; kimse kimseyi rahatsız etmez burada. Gazetecilerden, büyükelçilerden çok gelip gidenimiz olur."

Yemeğe, ama ille de Türk Mutfağı'na, Türk yemeklerine meraklıysanız bir öğle yemeğinde düşürün yolunuzu Çankaya Lokantası'na. Annenizin çocukluğunuzda pişirdiği ya da eşinizin ne zamandır fırsat bulup yapamadığı kuru fasulyenin, bulgur pilavının sonra mevsiminde zeytinyağlıların ama ille de dönerinin tadına bakın... Şimdiden afiyet olsun!



Yazarın Önceki Yazıları

TÜM YAZILARI
SON DAKİKA