kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ergun Babahan @ SABAH
 

Futbol ve adalet

Üstüne şaibe düşmüş bir federasyonun hakemi düdüğünü bırakıp, asıl sorumlular yerinde oturuyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir. Futboldan çeteleri çıkarmak, tribün terörüne son vermek, futbolu adaletli bir rekabet haline getirmek için Meclis'in devreye girmesi zorunlu hale gelmiş görünüyor.
İnsanlar için en önemli kavramlardan biri adalettir. Bağımsız yargı, bireyin devlete karşı en büyük güvencesidir. Adalet sistemi siyasallaşır, yargı kirlenirse o ülkede huzur ve dirliği sağlamak güçleşir.
Türkiye, yargı sistemindeki çarpıklıkların bedelini ağır biçimde ödedi, ödemeye de devam ediyor. Yargı sistemini geliştirmek, düzeltmek, yargıçlara daha iyi eğitim ve çalışma koşulu sağlamak için gerekli adımlar ne yazık ki, gerekli hızla atılamıyor.
Adalet kavramıyla ilgili sıkıntı ve rahatsızlık "yargı" ile kısıtlı değil. Yeşil sahadaki "adalet" sistemi de artık sıradan futbolseveri rahatsız eder hale geldi. Bir dönem Avrupa'da birbiri ardına başarılara imza atan futbolun üzerine fedarasyonun şaibesi düştü.
Günümüzde futbol, sadece bir oyun değil. Naklen yayın hakkı, ürün satışı, tribün geliri ile milyonlarca dolarlık bir endüstri haline gelmiş durumda.
Her hafta sonu, gencinden yaşlısına, kadından erkeğe binlerce kişi tribünleri dolduruyor, milyonlar sevdikleri renkler için ekrana kilitleniyor.
Böylesine büyük paraların döndüğü, futbolculara milyonlarca dolar ödendiği, milyonlarca insanın gönül verdiği bir spor dalının "adaletli" biçimde yönetilmemesi çok rahatsız edici.
Futbol Federasyonu Başkanı, Merkez Hakem Komitesi Başkanı ne derlerse desinler! Türk futbolunda adalet terazisinin doğru mu, eğri mi olduğunu ölçmek için bakmamız gereken tek bir ölçüt var. O da, Şampiyonlar Ligi, Türkiye'nin katıldığı Dünya Kupası gibi büyük organizasyonlarda UEFA ve FİFA tarafından görevlendirilen bir tek Türk hakem bulunmaması.
Futbol Federasyonu Başkanı, boş yere böbürlenmeyi bırakıp bu gerçeği görmeli ve hakemlik sisteminin çöktüğünü itiraf etmeli.
Hakemi düdüğü bırakmak zorunda kalan bir federasyon başarısız bir federasyondur. Ali Aydın düdüğü bırakıp, ona görev verenler yerlerinde oturuyorsa, bu işte büyük bir yanlış vardır.
Futbol Federasyonu'nun ipin ucunu kaçırdığı bu spor dalında, kulüplerin de sütten çıkmış ak kaşık olmadığı ortada. Çete reisleriyle bağlantılar, tribünlerde şiddeti destekleyen amigolara para vermeler, seyircinin sahaya her türlü maddeyi atması karşısında sessiz kalmalar...
Bütün bu tablo Türkiye'de futbolun geleceğini karartıyor.
Oysa yakın zamana kadar Avrupa Galatasaray'ın, Türk Milli Takımı'nın başarılarını konuşuyordu.
Balık baştan koktu ve önemli bir tanıtım silahı şimdi silikleşip önemini yitirdi.
Üstelik Türkiye'de futbol sadece futbol değil.
Bu nedenle, bu iş, hakkaniyete uygun karar veremediği apaçık ortaya çıkan, Ankara'daki iktidara göre yön değiştiren, eğitim ve bilgi düzeyi belirli insanlara bırakılamaz.
Hıncal Uluç'un çağrısı doğru ve yerindedir.
Futboldan çeteleri çıkarmak, tribün terörüne son vermek, futbolu adaletli bir rekabet haline getirmek için Meclis'in devreye girmesi zorunlu hale gelmiş görünüyor.
Hoşumuza gitsin gitmesin, bugün Türkiye'de futbol tartışmaları nüfusun önemli bir kesimi için Kıbrıs konusundan daha önemlidir.
Halkın bu kadar önem verdiği bir spor dalının "adil", "şaibesiz", "barışçı" olması şarttır.
Türkiye'de futbol Meclis'in el atmasını gerektirecek kadar önemli bir konudur.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Orgeneral Özkök'ün verdiği ders   / 14-04-2004
 Denktaş'ın tehlikeli oyunu   / 13-04-2004
 Salih Memecan'la çalışma şansı   / 12-04-2004
 Futbol ve adalet   / 09-04-2004
 Kapıdaki tehlike   / 08-04-2004
 Ver-kurtul etiketi   / 07-04-2004
 İslam cumhuriyeti ve reklamlar   / 05-04-2004
 Apartmanın huysuz sakini   / 02-04-2004
 Yüksek siyaset ve günlük hayat   / 01-04-2004
 Siyasetin alanı   / 31-03-2004
ERGUN BABAHAN
Bir tanık aranıyor
Barış, iyi eğitimli, geleceğe...
ERDAL ŞAFAK
Türkiye kavgası kızıştı
Biz tam üyelik görüşmelerini...
AHMET HAKAN COŞKUN
Sesin gürlüğü mü? Aklın önderliği mi
Genelkurmay...
MEHMET BARLAS
Org. Özkök emekli olunca, “Anayasacılar”a ders...
ALİ KIRCA
Cehennemi olmayan gemiler
Aslında Çetin Altan'ın 37...
SAVAŞ AY
Kıbrıs'ı şöyle bir gezdim de!.
Öğretmenmiş...
ÖMER LÜTFİ METE
Kıbrıs üstüne öz ve kök
Genelkurmay Başkanı Özkök'ün...
REFİK DURBAŞ
Haydi kızlar okula...
Genç nüfuslu ülkemizin en...
HINCAL ULUÇ
Süreyya gene yanlış yapıyor!..
Türkiye bu yıl, tarihinde...
Hakan'a suçlama
Hakan'a suçlama
Sarı-kırmızılı takımdaki durumdan rahasız olan bir futbolcu, "Hakan...
Tazminatsız izin
Tazminatsız izin
Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, Milli Takım'la anlaşan Yanal'ın...
Arınç çok sinirlendi: Şeyini şey ettiğimin...
Arınç çok sinirlendi: Şeyini şey ettiğimin...
TBMM Başkanı eşiyle ilgili soru soran muhabire kızdı "Şeyini, şey...
Japon trenini sevdi çayını ise acı buldu
Japon trenini sevdi çayını ise acı buldu
Japonya'da hızlı trene binen Başbakan, çay seramonisine de...
Bir kurban 20 sessiz tanık
Bir kurban 20 sessiz tanık
Taksim'deki bir gece kulübüne giden Barış Dönmez, 20 kişilik arkadaş...
Kanları temizleyip 'delilleri kararttılar'
Kanları temizleyip 'delilleri kararttılar'
Cinayetin işlendiği Academy-14'ün personeli, Barış'ın dökülen kanını...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.